"أن نعيش" - Translation from Arabic to Turkish

• yaşamak
• yaşayabiliriz
• yaşamalıyız
• yaşarız
• yaşayamayız
• yaşayacağız
• yaşamayı
• yaşamalı
• yaşamamızı
• hayatta kalmak
• içinde yaşamamız
• yaşayabileceğimiz

Yasadışı bir şey yapmayı seçtim ve bazen verdiğimiz kararlarla yaşamak zorundayız.
واخترتُ القيام بعمل غير قانوني ويجب أحيانًا أن نعيش مع عواقب اختياراتنا

Peki, hep kaçak yaşıyor olsak da vahşiler gibi yaşamak zorunda değiliz.
لأنه على المدى يجب أن نعيش مثل الهمج. يمكنني نقدم لكم كاردوني؟

İnsanların gerçekten yapabilecekleri her şeyle görüldüğü, potansiyellerini gerçekleştirme fırsatına sahip oldukları bir dünyada yaşayabiliriz.
يمكننا أن نعيش في عالم حيث ينظر للناس حسب قدراتهم وتتاح لهم الفرصة لتحقيق إمكاناتهم الكاملة.

Önemli konulardan biri hakkında konuşmak istiyorum, belki de en önemlisi: Nasıl beraber yaşamalıyız?
أريد أن أتحدث عن واحد من أكبر الأسئلة، ربما أكبرها: كيف يجب أن نعيش معا؟

O adam varken, nasıl birlikte yaşarız?
كيف لنا أن نعيش معا بينما لا يزال ذلك الرجل موجودا؟

-Böyle yaşayamayız!
ـ نعم أستطيع ـ كلا ، لايمكننا أن نعيش على هذه الحال

Fakat şimdi kendi başımıza nasıl yaşayacağız?
لكن كيف عسانا أن نعيش مع تأنيب الضمير الآن؟

Bu aileye sadece bir maaş giriyor iki maaş giriyor gibi yaşamayı bırakmalıyız.
هذه عائلة ذات دخل واحد ولن نستطيع أبدا أن نعيش كعائلة ذات دخلين

Dünya çok boktan bir yer olsa da hâlâ içinde yaşamak zorundayım.
لكن العالم مكان فاسد جداً يتمتع بالجمال و علينا أن نعيش فيه

yaşamak istediğimiz hayatların kontrol ve sorumluluğunu almak bizim kendi şahsi işimizdir.
الامر متروك لنا كأفراد لأخذ زمام المبادرة والمسؤولية لنوع الحياه التي نريد أن نعيش.

Tabi ki, ne olacağını bilemeyiz ve belirsizlikle yaşamak zorundayız.
بالطبع، لا يمكننا معرفة ما الذي سيحصل وعلينا أن نعيش مع الشك.

Peki nasıl bir gerçeklikte yaşamak istiyoruz?
إذًا ما نوع الواقع الذي نود أن نعيش فيه؟

Ve bu inancı nasıl yaşayabiliriz? Böylesi bir inancı ben nasıl yaşarım?
كيف يمكن لنا أن نعيش مثل هذا الإيمان؟ كيف يمكن لي أن أعيش مثل هذا الإيمان؟

Bu şekilde gidersek eskisi gibi yaşayabiliriz.
اذا عشنا هكذا يمكننا أن نعيش كما في السابق

Bu bizi orjinal sorumuza döndürüyor: Beaber nasıl yaşamalıyız?
بالتالي سنعود إلى سؤالنا الأصلي: كيف يجب أن نعيش معا؟

Biz, kadınlarımızın öyle görünmemesi hayal kırıklığıyla yaşarız.
علينا أن نعيش في خيبة أمل لأنهن ليسوا مفعمات بالحيوية.

Elektrik olmadan yaşayamayız. Ortaçağ gibi.
لا يمكننا أن نعيش بدون كهرباء إننا في القرون الوسطى

Yiyecek getirmediyseniz bu mağarada nasıl yaşayacağız? Mağarada yaşamak mı? Bizimle dönmelisin.
كيف يمكن أن نعيش فى هذا الكهف من غير طعام نعيش فى هذا الكهف

Konuşmama, hayatta seçim yaparken yaşamayı unutmayın diyen Samuel Johnson'ın sözüyle başlamıştım.
لقد بدأت بمقولة لصموئيل جونسون الذي قال أننا عندما نقوم بالاختيار في الحياة لا ينبغي لنا أن ننسى أن نعيش

Gerçeği görmek için yaşamalı ve öğrenmeliyiz
كان لابد لنا أن نعيش ونتعلم لنرى الحقيقة

Amir bey, sürekli ayrı tutacağımız çocuklarımızla nasıl yaşamamızı bekliyorsunuz?
كيف يفترض أن نعيش وابنانا منفصلان بصفة دائمة أيها المأمور؟

hayatta kalmak için neden bu kadar çabaladık?
لماذا علينا دائما أن نعيش مثل هذه الحياة

...fiziksel ya da duygusal açıdan zarar görebiliriz diye koruyucu kozaların içinde yaşamamız gerektiği anlamına mı gelir?
أننا يجب أن نعيش في شرانق وقائية حتى لا نُعرض أنفسنا لأي أذى محتمل بدني أو عاطفي؟

İçinde yaşayabileceğimiz, farklılıkların olduğu bir ev olmalı hepimiz için.
ينبغي أن يكون هناك منزل إختلافات، يمكننا أن نعيش به معاً There should be a house of differences, in which we can live together.