"أن هذا الشيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bu şeyin
        
    • Bu şey
        
    • O şeyin
        
    • o şey
        
    Her halükarda Bu şeyin hayvanların... garip davranışlarına sebep olduğunun... kanıtına ihtiyacımız var. Open Subtitles لا نزال نحتاج إلى دليل أن هذا الشيء هو المسبب للسلوك الشاذ للحيوانات
    Ve Bu şeyin, sosyal Pan-Afrikanizm olduğunu düşüyorum. TED و أعتقد أن هذا الشيء هو الأمة الأفريقية الأجتماعية.
    Sonra yarattığım Bu şeyin sadece tatilde okumam için iyi senaryo bulmaktan çok daha kıymetli olduğunu fark ettim. TED ثم أدركت أن هذا الشيء الذي صنعته كان له قيمة أكثر بكثير من أن أجد نص سينمائي جيد لأقرأه خلال العطلات
    Bazı şeyleri küçümsemiş olabilirim. Görünüşe göre Bu şey dağılıyor. Open Subtitles ربما لا أفهم هذا الشيء أشعر أن هذا الشيء سيتفكك
    Bu şey için bir sürü hademeye laf anlatmak zorunda kaldım. Open Subtitles لابد أن هذا الشيء القديم تناوب العديد من كبار السن
    Evet, duyuyorum ve hala O şeyin bir tekne olduğuna inanamıyorum. Open Subtitles أجل بالفعل، ما زلت لا أصدق أن هذا الشيء هو قارب.
    o şey kaza eseri düşmedi yolun ortasın. Open Subtitles لا أعتقد أن هذا الشيء سقط من تلقاء نفسه.
    Bu şeyin sana teşekkür edeceğine inanıyor musun? Open Subtitles هل تعتقد حقاً أن هذا الشيء سيشكرك لولادته البشعة؟
    Bana Bu şeyin vücut enerjimle akım alacağını mı söylüyorsun? Open Subtitles ..أنتِ تقولين لي أن هذا الشيء سيشتغل باستعمال طاقتي
    Bu şeyin yanlarında hoparlör olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles نجاح باهر، كما تعلمون، أن هذا الشيء ديه مكبرات الصوت في مسند الرأس؟
    Eminim Bu şeyin tadının hatırlamama büyük etkisi olacak. Open Subtitles ،أنا واثقٌ أن هذا الشيء اللذيذ سيعود عليّ بالطاقة المذهلة
    Bu şeyin hareket edebileceğini hiç düşünmemiştim. Open Subtitles لم أظن أبدا أن هذا الشيء سيستمر حتى النهاية
    Ronnie, Bu şeyin ne kadar kaşındırdığını tahmin edemezsin. Open Subtitles روني , ليس لديك أدنى فكرة عن كم أن هذا الشيء يُضايق
    Saatlerdir yoldayız. Bilmiyorum ama, Bu şeyin daha hızlı gidebileceğini düşünmüştüm. Open Subtitles نحن نجول منذ ساعات لا أعلم و لكنني ظننت أن هذا الشيء سيكون أسرع
    Bu şeyin burada olduğunu biliyorlardı ve hazırlıklı geldiler. Oh, pek değil. Open Subtitles لقد عرفوا أن هذا الشيء كان موجوداً هنا و جائوا مستعدين
    Bu şeyin var olması yetmiyormuş gibi herkesi pastadan mahrum etmiş oldun. Open Subtitles ولكن ليس فقط أن هذا الشيء موجود ولكن أنت الآن حرمت الجميع من الكعكة
    Ama bu benim için yeni değil ve bence Bu şey çok tehlikeli olabilir. Open Subtitles لكنه ليس أمر جديد علي و أنا أعتقد أن هذا الشيء يمكن أن يكون خطير جداً
    Sence Bu şey, neden insanları gelişi güzel öldürüyor? Open Subtitles لما تعتقد أن هذا الشيء يقتل الناس عشوائياً؟
    Bu şey muhtemelen insan kopyası oluşturuyor. Open Subtitles أن هذا الشيء يستطيع على الأغلب . أن يقوم بنسخ شخص
    O şeyin aşağıda olduğunu biliyor muydun? Open Subtitles أكنتَ تعلم أن هذا الشيء كان هناك بالأسفل ؟
    O şeyin lezzetli olduğunu söylemedim, ama hastalık da yapmaz. Open Subtitles لم أقل لك أن هذا الشيء سيكون لذيذ لكن لا تستطيع أن تمرض بسببه
    Şüphesiz, o şey geçmişte kaldı onun için en iyisi tarih öncesi? Open Subtitles مؤكد, أن هذا الشيء قد إنتهت صلاحيته مسبقاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more