Kendin gibi insanları tanımanın senin için önemli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا فعلاً أعتقد أن هذا مهم لك لتعرف الأشخاص أمثالك |
Elinde olanların neden hala önemli olduğunu anlamaya çalışan biri gibi. | Open Subtitles | عندما يعرفون أمراً، ولا يفهمونه أو عندما يعتقدون أن هذا مهم |
Evet, önemli olduğunu biliyorum çünkü hala yayılmakta olan yaraları var. | Open Subtitles | نعم، أعرف أن هذا مهم لأنها لا تزال لديهم هللديكأي معلوماتجديدةلي |
- önemli olduğunu biliyorum. Her zaman çok önemlidir. | Open Subtitles | أعرف أن هذا مهم لكنه يكون أكثر أهمية دائماً |
Benim için önemli olduğunu söylemiştim. Ama sen hiç dinlemedin. | Open Subtitles | قلت لك أن هذا مهم لي و لكنك لا تصغي أبداً |
Bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ama - ben o aylık çeke muhtacım. | Open Subtitles | حسناً، أعرف أن هذا مهم لك لكنّي أعتمد على الشيك كلّ شهر. |
Rufus, bunun senin için önemli olduğunu biliyorum ama açıkçası burada en son ne zaman "şeker mi şaka mı" oynandı hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | روفوس، أعرف أن هذا مهم لك، لكن بجد لا أستطيع تذكر آخر مره كان عندنا أطفال يطلبون الحلوى هنا |
Tatlım, senle evlenmek istememin nedeni bunun senin için önemli olduğunu biliyor olmam. | Open Subtitles | حبيبي ، السبب لرغبتي في الزواج منك هو لأنني أعرف أن هذا مهم لك. |
İkimizin konuşması şartlı tahliye ihlaline giriyor ama önemli olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | تحدثنا انتهاك لإطلاق السراح المشروط لكن أعتقد أن هذا مهم |
Bunun önemli olduğunu bildiğimden geldim. | Open Subtitles | أنا أتيت إلى هنا فقط لأنني أعلم أن هذا مهم بالنسبة إليك |
Ve aynı zamanda şunun da çok önemli olduğunu düşünüyorum, gelecek nesil bunun gerçekten onlara yardımı olacağını biliyor, çünkü onlar bizden mükemmel rol modeller olmamızı bekliyorlar. | TED | الآن، وأعتقد أيضا أن هذا مهم جدا ذلك أن الجيل القادم يفهم حقا أن هذا التقدم سوف يساعدهم، لأنهم يتوقعون منا أن تكون قدوة عظيمة. |
Yazılmışlardı çünkü aileleri bunun önemli olduğunu söylemişti | TED | سجلوا بسبب أن أسرتهم قالوا أن هذا مهم. |
Bir sembol olarak, önemli olduğunu düşünüyorum. | TED | و أظن أن هذا مهم بصفته الرمزية. |
- Bunun önemli olduğunu varsayıyorum. - Birazcık, efendim. | Open Subtitles | أفترض أن هذا مهم قليلاً فحسب , سيدى |
Meşguldüm. önemli olduğunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | كنت مشغولاً لا اعتقد أن هذا مهم |
Dr Lee. önemli olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه الدكتور لي , يقول أن هذا مهم |
Bunun çok önemli olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ، أنت تعلم أن هذا مهم جداً أليس كذلك ؟ |
önemli olduğunu anlıyorum, fakat eğer ki bekleyebilecekse... | Open Subtitles | أتفهم أن هذا مهم ، لكن لو يمكن الإنتظار... |
İletişim algısına sahip olmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نشعر أن هذا مهم الإحساس بشعور المجتمع |
Cassandra, inan bana bunun babam için ne kadar önemli olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ثقي بي "كاساندرا" أعرف كم أن هذا مهم بالنسبة لأبي |