"أن هنالك" - Translation from Arabic to Turkish

    • olduğunun
        
    • varmış
        
    • vardır
        
    • olduğuna
        
    • olduğunu da
        
    • olduğu
        
    • bazı
        
    • olduğundan
        
    • daha olduğunu
        
    der gibi oldunuz. Neyse ki, bir sorun olduğunun farkına vardık. TED حسنا ولكن لحسن الحظ، لقد حددنا أن هنالك مشكلة.
    Sanki, yanımda birisi varmış gibi. Bunun anlamını biliyor musun? Open Subtitles و أن هنالك شخص معي أتعرف ماذا يعني هذا ؟
    - Eminim aşağı kayabileceğimiz bir payanda vardır. - Bekle! Open Subtitles إنني واثق من أن هنالك داعمة يمكننا الانزلاق عليها انتظر
    Senin ifşa ettiklerin bu optimistik bakış açısının kalbine hançer sapladı. Fakat sen yine de yapılabilecek bir şeylerin olduğuna inanıyorsun. TED تصريحاتك نوع الما حطمت وجهات النظر المتفائلة لكنك مازلت تؤمن أن هنالك طريقة للقيام بشيء حياله.
    Ama hayatta daha önemli şeyler olduğunu da hatırlamalısın. Open Subtitles سوف تتذكر أن هنالك أشياء مهمة في هذه الحياة
    1960 ve 2003 arasında kıtamız 600 milyar dolarlık yardım aldı ve halen bizlere Afrika'da büyük bir yoksulluğun olduğu söylenmekte. TED بين عامين 1960 و2003 أستقبلت قارتنا 600 بليون دولار من المعونة وما زلنا نتحدث عن أن هنالك الكثير من الفقر في أفريقيا.
    Ve Amerikan'nın dışında ilk görmek istediğim, bazı yerler var. Open Subtitles كما أن هنالك اماكن خارج امريكا, اود أن اراها اولا
    Söylediklerinde doğruluk payı olduğundan eminim ama iyi de hikaye anlatıyorsun. Open Subtitles أنا متأكدة أن هنالك حقيقة ،في ما تقوله لكنك ايضا جيد في حكي القصص
    Babam ona asılan eden bir kadın daha olduğunu söyledi. Open Subtitles ... أبي قال أن هنالك امرأة أخرى واحدة في المدينة تغازلت معه , النادلة في مطعم العشاء
    Örneğin, dinazorlarla ilgili çalışmalar, astroid çarpmasıyla ilgili bir sorun olduğunun da farkına varılmasını sağladı. TED دراسة الديناصورات قادت إلي إدراك أن هنالك مشكلة بتأثير الكويكبات، مثلاً.
    En başından beri aldığım o mektuplarda bir şeyler olduğunun hissetmiştim. Open Subtitles منذ البداية أحسست أن هنالك خطأ في الخطابات التي تلقيتها
    Ve sen bu konuda hala bir fırsatın olduğunun farkındasın, değil mi? Open Subtitles تدركين هنا أن هنالك نافذة فرصة أليس كذلك ؟
    Gerçekten de dışarıya çıkıp son derece bilimsel yollarla dünya dışı zekalara ulaşmaya çalışan insanlar varmış. TED إتضح أن هنالك أناسٌ حقيقيون يخرجون بحثاً عن حياة خارج الأرض بطريقة علمية بحتة.
    Evet,şey ortaya çıktı ki biraz da olsa... kalıcı duygular ya da birşeyler varmış. Open Subtitles أجل ، حسنا ، اتضح أن هنالك بعض من المشاعر العالقة أو ما شابه
    Ayrıca boyut limitleri de vardır. İnsan beyni, kafatasının içine sığmalıdır. Ama bir bilgisayar depo büyüklüğünde ya da daha büyük olabilir. TED كما أن هنالك حدود للأحجام، مثل المخ البشري لديه حدود داخل الجمجمة، أما الكمبيوتر فيمكن أن يكون بحجم مخزن أو أكبر.
    Diyordunuz ki, bazı kişilerin kanunları çiğneme ve her çeşit suçu işleme hakları vardır. Open Subtitles كنت تقول أن هنالك أناسا يستطيعون, ولهم الحق المطلق في أن يرتكبوا جميع الأفعال الشانعة
    O zaman belki de hayatta hazdan daha fazla gerçek değeri olan şeyler olduğuna inanıyorsunuzdur. TED ربما حينها ستؤمن أن هنالك أشياء في الحياة، لها قيمة جوهرية أكبر من المتعة.
    Peki ama aralarında bir kıvılcım olduğuna yemin ediyor. Open Subtitles حسناً, عدا أنه يقسم أن هنالك إعجاب متبادل,
    Ama yapması gereken bir gösterisinin olduğunu da biliyordu. Open Subtitles لكنه يعرف أيضاً أن هنالك عرض عليه أن يقوم به
    Kuryenin taşıyamadığı uyuşturucuları taşırım. Eğer bizi duyduysan balonlarda sorun olduğunu da biliyorsundur. Open Subtitles طالما أنكِ سمعتِ كلامنا فأنتِ تعرفين أن هنالك مشاكل بالأكياس الصغيرة.
    Aslında yaklaşık birkaç milyar yıldan beri bir çözümün var olduğu ortaya çıkıyor ve aslında çözüm bu tüpün içinde. TED وقد اتضح أن هنالك حلاً موجودًا منذ بضع مليارات السنين، وهو في الواقع موجود في هذا الأنبوب.
    ES: bazı ülkelerin benim ölmemi istemeleri bir sır değil. TED إد: ليس لغزًا أن هنالك بعض الحكومات تريدني ميتًا
    Kulüpte böyle güzel kızlar olduğundan bahsetmemiştin. Open Subtitles لم تقل لي أن هنالك فتيات جميلات في نادي المعقدين
    Babam, yazıldığı bir başka hatun daha olduğunu söyledi. Open Subtitles ... أبي قال أن هنالك امرأة أخرى واحدة في المدينة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more