"أن يتزوج" - Translation from Arabic to Turkish

    • evlenmeyi
        
    • evlenmek
        
    • evlenmeye
        
    • evlenmesi
        
    • evlenmelidir
        
    • yla evlenmeden
        
    Birgün evlenmeyi umduğum türden bir kadınsın. Open Subtitles هل هي نوع من امرأة أتمنى أن يتزوج في يوم من الأيام.
    Dilsiz bir kadınla evlenmeyi sorun etmeyen birini bulabildim. Open Subtitles لقد تمكنت من إيجاد شخص الذي لا يمانع أن يتزوج من امرأة بكماء،
    Bil diye söylüyorum bir tanesi ile evlenmek zorunda kalabilirsin. Open Subtitles ما أعرفه قد يكون لديك أن يتزوج واحدة من 'م.
    Buraya yerleşmekteki niyeti kızlarımızdan biriyle evlenmek mi yani? Open Subtitles أذا فهذا هو هدفه من الأستقرار هنا؟ أن يتزوج واحدة من بناتنا
    Sonrasında Alman mı yoksa Amerikan bir kızla mı evlenmeye karar verebilir. Open Subtitles حينها يستطيع أن يقرر أن يتزوج فتاة ألمانية أو امريكية
    Reşit değilken benimle evlenmeye çalışan sendin. Open Subtitles أنت من حاول أن يتزوج بي قبل بلوغي السنّ القانوني
    Biliyorsun, Bir adamın oğluyla evlenmesi orada yasal. Open Subtitles هل تعلم أنه هناك من الشرعي لشخص أن يتزوج ابنه.. ؟
    Dedi ki "Herkes evlenmelidir. En azından bir kere." Open Subtitles وقال إن "كل شيء يجب أن يتزوج مرة واحدة على الأقل."
    Kendisi Biesterfeld kontuydu, tabii Juliana'yla evlenmeden önce. Open Subtitles إنه كان الكونت (ليب بيستر فالد)، بالطبع قبل أن يتزوج (جوليانا)
    Oğlumla evlenmeyi kabul eden yok mu? Open Subtitles هل هناك أى شخص آخر يريد أن يتزوج إبنى؟
    Josh altı ay içinde evlenmeyi düşünüyordu, şu anda olmaz, şu anda olmaz, şu anda olmaz! Open Subtitles من المفترض أن يتزوج "جوش" بعد 6 شهور ليس الآن, ليس الآن, ليس الآن
    Tabii gerçekten evlenmeyi istiyorsam. Open Subtitles وهذا هو، إذا أردت فعلا أن يتزوج.
    Eğer Henry Maria'yla evlenmeyi kabul etmezse, ve siz de O'nu reddederseniz, toplumdan dışlanmış birisi olacak. Open Subtitles الحقيقة أنه إن لم يختار (هنرى) أن يتزوج (ماريا) و إذا أنتم ايضًا رفضتموها فستصبح منبوذة من المجتمع
    - Bayan Barton'la evlenmek isteyen başka kimse var mı? - Sıraya gir. Open Subtitles هل هناك أحد آخر يريد أن يتزوج الآنسة ، بارتون ؟
    Harika görünüyorsun, Bay evlenmek Üzere Olan. Open Subtitles أنظرِأليك , أنت تبدو عظيماً السيد علي وشك أن يتزوج . مشع
    Randevulardan sıkıldım, artık evlenmeye hazırım. Open Subtitles L أبوس]؛ [م تعبت من التي يرجع تاريخها. L أبوس]؛ [م على استعداد أن يتزوج.
    Ondan çok hoşlanmıyorum ama daha on altı yaşındayım ve belki evlenmeye hazır olduğumda fikir değiştirebilirim. Open Subtitles وأنا مثلك أكثر من أحب اندي، التعاون الدولي، ولكن أنا عمري 16. وربما سيكون قصة مختلفة مثل عندما وأنا على استعداد أن يتزوج.
    Bir babanın oğlunla evlenmesi yasal bir şey mi? Open Subtitles ماذا؟ هل هو قانوني أن يتزوج رجل من ابنه؟
    Bir kral da önünde sonunda evlenmelidir. Open Subtitles الملك يجب أن يتزوج على كل حال
    Vandy'de tanıştılar Rayna'yla evlenmeden yıllarca onunla çıktı. Open Subtitles (تقابلوا في (فاندي (و تواعدوا لسنوات قبل أن يتزوج (راينا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more