Yargıç en az hapis cezasını karar verebilir. | Open Subtitles | قد يترائى للقاضي أن يعطينا أدنى عقوبة ممكنة، |
Bu yüzden bize, ilk memelilerin nasıl geliştiğine dair bir fikir verebilir. | Open Subtitles | فيمكن أن يعطينا فكرة عن كيفية تطور الثدييات الأولى. |
Transözefagial EKO neyle karşı karşıya olduğumuza dair daha iyi bir fikir verebilir. | Open Subtitles | يمكن أن يعطينا فحص الصدى عبر المريء فكرة أفضل عما نبحث عنه |
Komutunu şimdi vermesi gerekmezmi? aksi taktirde dısarı çıkarken ateş açmaz mı? Onun çağrısı. | Open Subtitles | ألا يجب عليه أن يعطينا العقرب الاَن في حالة أن خرج مطلقاً النار؟ |
bize uçak biletlerini verecek olan adam. | Open Subtitles | الرجل الذي من المفترض أن يعطينا تذاكرَ الطائرات |
Kaplow, saat 14:00'de vazgeçmeye karar verdiğini, ayrıca kente yerleştirdiği bombalardan yarısının yerini de, bize bildirmeye karar vermiş. | Open Subtitles | كابلو وافق أن يسلم نفسه بالثانية مساء و وافق أن يعطينا أماكن نصف القنابل التي يدعي أنه زرعها بالمدينة |
Caffrey, her an sinyal verebilir. | Open Subtitles | يجب أن يعطينا . كافري الإشارة في أي دقيقة |
Onlar geldiklerinde ve araştırmak, bize verebilir birkaç saniye ihtiyacımız. | Open Subtitles | وعندما يأتون إلى هنا للبحثِ عن ما يجري من الممكن أن يعطينا ذلك الوقتُ القليل الذي نريد هيا بربكـَ |
O çiziğin genişliği bize kancanın boyunu verebilir. | Open Subtitles | يمكن لعرض ذلك الكشط أن يعطينا حجم الخطاف. |
Nerede olduğunuz bilmiyorsa bile, bize ortaklarının isimlerini verebilir. | Open Subtitles | حتى لو كان لا يعرف أين هو، يمكن أن يعطينا اسماء المتآمرين معه |
Bu bize yaklaşıp ve öldürme fırsatı verebilir. Yeterince yaklaşabilirsem, infaz emri için karar sizde olur. | Open Subtitles | يمكن أن يعطينا ذلك فرصة للاستهداف أقترب منهم، وتكونون أنتم مستعدين |
Babana bize taksiti birazcık erken verebilir mi diye sorsan? | Open Subtitles | لو بأمكانك فقط أن تطلب من أبيك أن يعطينا القسط في وقت مبكر قليلاً |
Bu bize ihtiyacımız olan zamanı verebilir. | Open Subtitles | هذا يمكن أن يعطينا الوقت الذى نحتاجه |
Sonra da Bay Gronbach'ı banka şifrelerini vermesi için ikna edeceğiz. | Open Subtitles | ونقنع السيد جونباك أن يعطينا رموز البنك السرية |
bize altını vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | هو عليه أن يعطينا الذّهب. هذه هي القواعد. |
Bence onunlar anlaşma yapmamız için bize en baştaki elemanı, Tito Ruiz'i vermesi lazım. | Open Subtitles | أقول الطريقة الوحيدة التي نتخذها لنعقد صفقة مع دوغ جودي هو ما اذا كان يمكنه أن يعطينا الرجل الكبير، تيتو رويز |
İnşallah beynin sorunun nerede olduğunu düşündüğüne dair bize ipucu verecek. | Open Subtitles | نأمل أن يعطينا دليلاً حول المكان الذي يظنّ عقلكِ انّ العلّة به |
Geruda binlerce altın verecek iki dolunay arası. | Open Subtitles | فعليه أن يعطينا ألف من قطعه الذهبيه قبل أن يكتمل القمر مرتين |
Ümit ediyoruz ki bu kuyruklu eski güneş sistemini anlamak için gereken anahtarı bize verecek. | Open Subtitles | فنأمل أن يعطينا المذنّب مفاتيح فهم النظام الشمسي القديم |
Bu işler için buradaki ibneler bize 12 dolar vermek zorundalar. | Open Subtitles | هذه القذارة هنا ، كل مقيم يجب أن يعطينا 12 ريال |
Bir dahaki sefer diz çöküp dua ettiğinde yukarıdakine bize nükleer başlıklı bomba dolu B-2'ler yollamasını söyler misin? | Open Subtitles | المره القادمة التي تنزلين على قدميك وتصلى أيمكنك سؤال الرب لو يمكن أن يعطينا طيارات حربية ممتلئة بالقنابل النووية؟ |
Eleştirel düşünme bize, bilgiler denizini süzgeçten geçirmemizi ve aradığımız şeyi bulmamızı sağlayacak teçhizatı sağlayabilir. | TED | يمكن أن يعطينا التفكير النقدي الأدوات للتدقيق في بحر من المعلومات والحصول على ما نبحث عنه. |