O yüzden gördüğün o röntgen ve MR filmlerinin hiçbiri Umurumda değil. | Open Subtitles | لذا أنا لا أهتمّ بالأشعة السينيّة وصُور الرنين المغناطيسي التي قد رأيتها |
Bilmiyorum, ve artık Umurumda bile değil. | Open Subtitles | حسنًا، لا أعرف، وأنا فعلاً لا أهتمّ بعد الآن. |
Açıkçası umrumda değil.İnsanlar hakkındaki iç güdülerinin doğru olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | بصراحة، لا أهتمّ . أعتقد أنّ غرائزك عن النّاس مناسبةً |
hislerini açığa vuran kişisi değilim ama seni çok önemsiyorum. | Open Subtitles | أظهر لكِ هذا جداً، ولكنني أهتمّ لأمركِ كثيراً، |
Kendimi sürtüklerin kucağına senden izin almadan atmayacak kadar umursuyorum seni de ondan. | Open Subtitles | فقط لأني أهتمّ بك كثيراً للمضاجعه بدون موافقتك |
Ve bilmeni istiyorum ki hâlâ sana Değer veriyorum. Dış görüntün önemli değil. | Open Subtitles | وأريدك أن تعرف أنني مازلت أهتمّ بك , مهما كنت تبدو |
Bu da onun, sana Değer veriyorum ve jestlerim olabilir deme şekliydi. | TED | وهذه كانت طريقته في إظهار، كما تعرفون، أهتمّ بكِ، والأمور الحسنة ستحصل. |
Olmaz, burada o kadar kalamam. Halletmem gereken işler var. | Open Subtitles | لا، لكنّي لا أستطيع البقاء هنا لتلك المدّة فلديّ أشياء يجب أن أهتمّ بها |
Bizi yönlendirdiği sürece ne kadar antika olduğu Umurumda değil. | Open Subtitles | طالما يعطينا أدلّة، أنا لا أهتمّ كم مجنون كبير - |
Tüm bunların çok saçma göründüğünün farkındayım ama Umurumda değil. | Open Subtitles | أعرف كيف مجنون كلّ هذا أبدو، لكنّي لا أهتمّ. |
Kime işkence edersen et, Başkana bile, Umurumda değil. | Open Subtitles | تعذيب بقدر ما يجب عليك الرئيس، أنا لا أهتمّ |
Artık senden hiçbir şeyi saklamak istemiyorum çünkü umrumda değil. | Open Subtitles | أنا لا أريد إخفاء شئ عنك بعد الآن لأنني لا أهتمّ |
Günün sonunda hediye almamam umrumda bile değildi, çünkü çok iyi bir gün geçirmiştim. | Open Subtitles | مع نهاية ذلك اليوم لم أهتمّ بعدم حصولي على هديّة لأنني حظيتُ بيوم لا يُنسى |
Grup olarak çalışın, tek çalışın, umrumda değil. | Open Subtitles | إعملوا في مجموعات، أعملوا لوحدكم، لا أهتمّ. |
Bakın, belki buna inanmayabilirsiniz ama onu çok önemsiyorum. | Open Subtitles | تعرفوا، قد لا تصدقوا هذا، لكنّي أهتمّ بها كثيرًا |
Çok anlamlı değil ve bunu kabul etmekte utanç duyuyorum, ama aslında umursuyorum. | Open Subtitles | ,ليس منطقيّاً، ولكنّي محرج من أن أعترف ولكنّي أهتمّ حقاً |
Tek önemli olan sensin. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي أهتمّ به هو أنت كما تعرفين؟ |
İster inan ister inanma ama size hala Değer veriyorum. | Open Subtitles | سواء صدقتموني أو لا، ما زلت أهتمّ لأمركم يا رفاق. |
Müsaadenizle ahırdaki bir şeyi Halletmem gerek. | Open Subtitles | لو عذرتموني، لديّ أمر أهتمّ بع في الحظيرة. |
Yemeğinizi şişeden içmeniz de beni ilgilendirmez. | Open Subtitles | ولا أهتمّ أن يكون غدائك شراباً. |
İlgileniyorum çünkü sen benim için çok önemlisin ve iki kişinin, aşkı ve mutluluğu bulduğunu bilmek beni çok mutlu eder. | Open Subtitles | أهتمّ لأنك تعني الكثير بالنسبة لي ومعرفة أن يجد شخصان الحبّ والسعادة يشعرني بالإرتياح |
Onu hallederim. Sen buraya ne diye geldin? | Open Subtitles | سوف أهتمّ به، ولكن في ماذا كنت تفكر في ما فعلته هنا؟ |
Ama sen iyice coştun. O zaman tamam. Artık hiç takmıyorum. | Open Subtitles | لكن يبدو أن ذلك يثيرك، فلا بأس إذن، لأني لم أعد أهتمّ. |
önemsediğim birine olan sözümü bozdum ve hatta korkumdan dolayı birini öldürdüm. | Open Subtitles | لقد نكثت بوعدي لشخص أهتمّ به كثيراً وقتلت رجلاً بسبب خوفي |
önem verdiğim birini bulduğum için özür dilerim. | Open Subtitles | أنظرِ، أنا آسف أنّي وجدتُ شخصاً أهتمّ لأجله |
Niye o ihtiyar kadın için endişeleneyim? | Open Subtitles | لمَ يجب أنّ أهتمّ بتلك المرأة؟ |