Sanırım insanlar, Uber sürücüleri ile konuşmuyorlar. | TED | أعتقد أنهم لا يتحدثون لسائقي خدمة أوبر. |
Öncelikle geçen haftaydı sanırım, telefonumu açıp Uber randevusu ayarlamaya çalıştım ve uygulamayı bulamadım. | TED | قبل كل شيء ، أعتقد أنه في الأسبوع الماضي ، فتحت هاتفي وحاولت الحجز في التطبيق أوبر و لم أتمكن من العثور على التطبيق. |
İkincisi: Birçok yazar, Uber'den, Airbnb'den, TaskRabitt'den, Lyft'den ve benzerlerinden paylaşım ekonomisinin parçası olarak bahsediyor. | TED | ثانياً: يتحدث الكثير من الكتّاب عن تطبيق أوبر وموقع أير بي إن بي وتاسك رابت وليفت وغيرها كنوع من الإقتصاد المشترك. |
Aslında G. Ober, yani Gerry Ober, ama şu yeni çocuk, arka taraftaki Romald, fazladan 'o' eklemiş ve böylece Goober olmuş. | Open Subtitles | فى الحقيقة أنها جى . أوبر جيرى أوبر لكن الفتى الجديد , رومالد كتب واو أخرى |
"Ubor Shitza" değil | Open Subtitles | "أنها ليست " أوبر شيستا |
Tamda o dönemde, Uber faaliyete başladığını anons etmişti. | TED | تحديدًا في ذلك الوقت، انتشرت سيارات أوبر في المدينة. |
Eşimle birlikte genelde çoğu konuda anlaşırız. Fakat Uber kullanmak kesinlikle onlardan biri değildi. | TED | عندها اتفقت مع زوجتي على أشياء كثيرة، ولكن استخدام سيارات أوبر ليس واحدًا منها. |
Geçen yıl eşimle taşınmaya karar verdiğimiz zaman, Uber'de aynısını yapmaya karar verdi. | TED | لذا، عندما قررت مع زوجتي مغادرة البلاد العام الماضي، قررت أوبر فعل نفس الشيء. |
Yani aslında, Uber Malezya'da ortaya çıkan Grab adlı uygulamaya paylaşımlı yolculuk yarışını kaybetti. | TED | في الحقيقة، خسرت أوبر معركتها في الصعود إلى شركة ناشئة في ماليزيا تدعى جراب. |
Grab ise Uber'i tamamıyla Güneydoğu Asya'nın dışına attı. | TED | وجراب، حسنًا، دفعوا أوبر للخارج خارج منطقة جنوب شرق آسيا. |
Amazon, Uber veya diğerleri onlardan öğrenerek kendi dünyalarına uyarlanabilirler. | TED | يمكن لأمازون أو أوبر أو غيرهم أن يتعلموا منهم ويكيفونها مع طبيعتهم. |
Bu gönüllülük için yeni bir iş ekonomisi, Uber veya Lyft gönüllülüğü gibi. Ayrıca ilgili bir alanda yüksek lisans derecesine sahip | TED | إنه اقتصاد جديد للتطوع مثل أوبر وليفت للتطوع. |
Uber'a park etmenin burada park yeri bulmaktan daha kolay olacağını söyledim ama beni dinlemedi. | Open Subtitles | أخبرته أنه لو إستخدما 'أوبر' سيكون أفضل بكثير من محاولة إيجاد مكان مناسب هنا لركن السيارة، لكنه رفض الإستماع لي. |
Alışveriş ve Uber'den başka bir şey konuşmuyor. | Open Subtitles | إنها لا تتحدث عن شيء إلا التسوق و .. شركة شبكة النقل أوبر. |
Uber'de düşük seviyeli bir programcı olduğunu söyledi. Bütün organizasyona sponsor olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد أخبرني بأنه مُبرمجٌ ذو مستوى متوسط في أوبر لم أعلم أنه الراعي للحدث بأكمله. |
Timothy Ober. İkinci adı Michael mı? | Open Subtitles | (تيموثي أوبر)، هل اسمه الأوسط (مايكل)؟ |
Evet. Timothy Michael Ober. | Open Subtitles | أجل، (تيموثي مايكل أوبر). |
"Timothy O." Timothy Ober. | Open Subtitles | (تيموثي أو. )، (تيموثي أوبر). |
- Ubor Shitza, adı bu mu? | Open Subtitles | أوبر شيتزا)، هذا هو الأسم؟ |
Oprah.Diyorum ki Oprah kadar şişkosun, koca götlü! | Open Subtitles | أوبر وأعني أن مؤخرت أوبر السمينة مثل مؤخرتك السمينة |
Bir Taksi çağıralım çünkü Uber istemezsin sanırım. | Open Subtitles | علينا طلب سيارة أجرة لأنك لن ترغب في خدمة "أوبر". |
Über inanılmaz, ölçeklendirilme yeteneği yüksek bir yeni güç modeli | TED | أوبر نموذج للقوة الحديثة، مدهش ذو تدرجية عالية. |