"أودّع" - Translation from Arabic to Turkish

• veda
• hoşçakal
• hoşça
• vedalaşıyorum

Kimseye veda etmeme müsaade bile etmediler. Bana referans mektubu yazmadılar.
لمْ يدعوني أودّع أيّ أحد ، لم يكتبوا لي رسالة توصية

Komik. Birden bire bir iş antlaşması peyda oldu ve veda edemeden yola çıkmak zorunda kaldım.
مُضحك، صفقة عمل انتهت بسرعة، واضطررتُ للرحيل قبلما أودّع أحداً.

Hâlâ veda etmem gereken bir iki kişi var..." Catherine her şeyi... sonuna kadar götürür.
"يجب أن أودّع البعض" لا، "كاثرين" لا تفعل أي شيء جزئيًا

Ben sadece eskisine "hoşçakal" diyordum.
لقد كنت فقط أودّع حياتي القديمة

Phoenix numarasını finalde yapmayı düşünmeme rağmen Angelica, bana hemen yapmam gerektiğini yoksa Vegas sahnelerine çıkma şansımıza hoşçakal öpücüğü vermemi söyledi.
"رغم أنني صممت (العنقاء) لتكون النهاية الكبيرة،" "لكن طلبت منّي (أنجيليكا) أن أفعلها الآن أو أودّع فرصة وجودنا على مسرح (لاس فيغاس)."

Ne yani, kendi kızıma hoşça kal diyemeyecek miyim?
-إذن، لن يسنح لي الوقت لأن أودّع ابنتي .

Ben hep vedalaşıyorum birileriyle.
أودّع الناس أنا طوال الوقت

Onu tamir edip bu lanet yere veda ederek, tüm dünyayı dolaşacaktım.
كنتُ سأصلحه، و أبحر حول العالَم و أودّع حفرةَ الجحيم...

Hadi, ama küçük kızıma veda edeyim.
هيّا، دعني أودّع إبنتي الصغيرة.

Hayatıma nasıl veda edeceğimi bilmiyorum ve korkudan ödüm patlıyor.
لا أدري كيف أودّع حياتي، وأنا هالعة

Hâlâ veda etmem gereken bir iki kişi var."
يجب أن أودّع البعض

Sadece eski bir dostuma veda ediyordum.
كنت أودّع صديقاً قديماً.

Anneme veda etmem gerektiğini biliyordu.
علم أنّي لا بد أن أودّع أمي.

Dostuma veda ediyordum.
كنتُ أودّع صديقي

Ah, kız arkadaşıma hoşçakal dememe izin ver.
دعيني أودّع خليلتي وحسب

Pam'e hoşçakal diyeyim.
دعني أودّع بام

Marcy'e hoşçakal demek istiyorum.
-أريد أن أودّع (مارسي )

Tamam, şu oğlana hoşça kal diyeyim.
حسنًا، دعيني أودّع هذا الشاب

- Oğlunuza hoşça kal diyemedim.
-لم أودّع ابنكِ

Karımla vedalaşıyorum.
عليّ أن أودّع زوجتي.