"أوراقها" - Translation from Arabic to Turkish

• yapraklarını
• yaprakları
• Referansları
• çiçek
• portföyünü
• yapraklarının

Sonbaharda yapraklarını dökmüş bir ağacın üzüntüsünü anlayabilmek için, baharda yeniden çiçekler açtıran yaşam döngüsünü iyi kavramak gerekir.
فهم سبب حزن الأشجار التي تفقد أوراقها في الخريف هو محاولة لفهم دورة الحياة التي تعطينا أزهارا في الربيع.

O günden sonra, Tüm ağaçlar kış boyunca yapraklarını kaybetmişler,
فمنذ ذلك اليوم ، كلّ شجرة تفقد أوراقها في الشتاء

Ve eve gelip keşfediyorsunuz ki Avrupa ve Kuzey Amerika'daki ağaçların %80'i yapraklarını kaybetmişler.
وعندما تأتي للمنزل , تكتشف أن 80 في المئة من الأشجار في أمريكا الشمالية وأوروبا أسقطت أوراقها

yaprakları, uçlarında sabah çiyine benzeyen damlacıklar bulunan dokunaçlarla kaplıdır.
أوراقها مغطاة بالمجسات تميل مع ما تبقّى من ندى الصّباح

Bu genç her gün o ağacın altına gider ve dökülen yaprakları toplarmış.
.. كان ذلك الشابُّ يذهب إليها كلَّ يوم .. ليقوم بجمع أوراقها المتساقطة

Referansları sahte olduğu anlaşılmadan önce pek çok işe girmiştir.
قبل أن يدركوا أن أوراقها مزورة

Zavallı küçük çiçek. yapraklarını döktü ve kabuğuna çekildi.
مسكينه الزهرة الصغيرة أسقطت أوراقها التويجية وطويت خيمتها.

Ben gördüm onu portföyünü kontrol.
رأيتك تتفقّد أوراقها التجارية.

Şimdi yağlarının faydaları ve yapraklarının besleyici değerleriyle gözde bir sebze.
والآن, إن النفع في سريان مفعول زيوتها والمغذيات في أوراقها

Bazıları yapraklarını dökecek, diğerleri ise sadece uyuyacaklar.
تلقي بعضها أوراقها بينما تستلقي الأخرى خاملة

Bakmandan veya yapraklarını okşamandan hoşlanırlar.
إنها ستحبك عندما تراها أو عندما تمسك أوراقها

Sonbahar gelir, meşe ağacı yapraklarını dökmeye başlar.
يأتي الخريف، وتبدأ شجرة البلوط باسقاط أوراقها.

yapraklarını besleyecek olan Güneş'e doğru telaşsızca uzarlar.
تنمو بشكل مستمر قبالة الشمس اللتي تغذي أوراقها

Ama bir kişi yapraklarını ezerse burnunu köküne yaklaştırırsa tütsü kokusuna hiç benzemeyen toprağın kokusunu alır.
لكن إذا قمت بسحق أوراقها فحين تدفن أنفك في تجاويفها, تشعر بملمس القطن بالإضافة لعبق رائحتها

Çok sert koşullarda su kaybını önlemek için yapraklarını döker.
في الظروف القاسية جدا تتخلّص من أوراقها لتقلل من استهلاك المياه

Bu bitkinin yaprakları da halk arasında solunum problemleri için kullanılıyor.
يستخدم السكان المحليين أيضا أوراقها بالطب التقليدي ضد المشاكل التنفسية.

yaprakları, sis ve pus şeklinde gelen çözünmüş besinleri alabilecek şekilde adapte olmuştur.
ولكن بدلا من ذلك, انها أوراقها التي يتم تكييفها لاعتراض المغذيات المذابة التي تأتي لهم في شكل ضباب.

Gözenekli yaprakları, karbona ve diğer kirletici maddelere set çekerek havayı temizler, bu da, iklim değişikliğine karşı onları elzem kılar.
تنقّي أوراقها المسامية الهواء من خلال حبس الكربون والملوثات الأخرى، مما يجعلها ضرورية في مكافحة تغير المناخ.

Ağaçlar büyüdükçe, yaprakları vasıtasıyla atmosferden yüksek miktarda karbondioksit emerler.
بينما تنمو، تمتص الأشجار كميات كبيرة من ثاني أكسيد الكربون من الغلاف الجوي عبر أوراقها.

Referansları güvenilir.
كلنا رأينا أوراقها

Sırf canım istedi diye, zamanı gelmeden çiçek açmasını ya da meyve vermesini sağlayamam.
لا يمكنني أن أجعلها تبرعم حين يناسبني الأمر و لا يمكنني أن أجعلها ترمي أوراقها قبل أن يحين الوقت

, şimdi hadi, şimdi gel. Onu portföyünü kontrol ettim.
لقد تفقّدتُ أوراقها التجارية.

Şimdi yağlarının faydaları ve yapraklarının besleyici değerleriyle gözde bir sebze.
تُقدر الآن لجودة زيتها والطعام الآتي من أوراقها