"أوشك أن" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmak üzere
        
    • yapmak üzere
        
    • üzereydi
        
    • onu geçmek
        
    Ve bu o çocuklara olmak üzere olan şey, öyle mi? Open Subtitles وذلك الذي أوشك أن يحدث إلى أولئك الأولاد؟
    Kızgın değilsem ya da olmak üzere değilsem, sen bana hediye almazsın. Open Subtitles أنت لم تشتري لي هدية أبداً مالم أكن غاضبة أو أوشك أن أغضب.
    Bence burada kötü bir şey olmak üzere, Louis. Open Subtitles أعتقد شيء سيئ أوشك أن يحدث هنا، لويس.
    Cesede gayrı resmi bir otopsi yapmak üzere olan bir tıp doktoruyum. Open Subtitles أنا طبيب طبي أوشك أن يؤدّي غير مخوّل إجراء على الجسم.
    Şerif toplantısını yapmak üzere ve Winchester da imzalamayı kabul etmeyecek. Open Subtitles (عمدة البلدة) أوشك أن يعقد إجتماعه و(وينتشيستر) سيرفض التوقيع
    Çok kötü bir ders almak üzereydi Bu işin en iyisinden Open Subtitles لقد أوشك أن يتلقى درسا في السوء, من الأفضل في العمل.
    Güzel, geldiniz demek. Yemek hazır olmak üzere. - Maç nasıldı? Open Subtitles جيد ، لقد عدت العشاء أوشك أن يجهز
    Aman Tanrım! Öyle hissediyorsun çünkü sabah olmak üzere. Open Subtitles رباه ، لأن الصبح أوشك أن ينجلي
    Görünüşe göre küçük Robin Kızıl göğsümüz kızarmış tavuk olmak üzere! Open Subtitles حسنا، يبدو صدر (روبن) الأحمر أوشك أن يصبح دجاجا مقلّى!
    Daha kötü olmak üzere. Open Subtitles هو أوشك أن يسوء
    olmak üzere. Open Subtitles - أوشك أن يحدث الٔامر
    Sana ikili kılıç hamlesi yapmak üzere. Open Subtitles أوشك أن يكسر سيفان عليك
    Çocuk sadece bana güven başlamıştı. Bana ayı vermek üzereydi. Open Subtitles الفتى كان قد بدأ يثق بي ، لقد . أوشك أن يعطيني الدب المحشو
    Ancak çok ender görülecek bir şeye tanık olmak üzereydi. Open Subtitles لكنه أوشك أن يشاهد ما هو أندر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more