"أولويتنا" - Translation from Arabic to Turkish

• önceliğimiz
• önceliğimizdir
• öncelikli
• öncelik
• ilk işimiz
• Önceliğin
• önceliğimizin
• önceligimiz

önceliğimiz, Yakuza'nın Kuzey Kore'yi temsilen vanadyum sevkiyatı yapmasını durdurmak.
أولويتنا هي لإيقاف الياكوزا من نقل مادة الفينادوم للكوريّين الشماليّين

Bu yüzden "Current Dünya Hizmetleri"nde hepimiz Tanrı yolunda çalışmayı ilk önceliğimiz edindik.
لِهذا كُلّ شخص هنا في الوزاراتِ العالميةِ الحاليةِ عمل عملُ اللّوردَ... أولويتنا الأولى.

Şu anki önceliğimiz, Myhnegon Eldivenini ele geçirip, imha etmeye çalışmak olmalı.
أولويتنا الآن الحصول على قفاز مانيجون ومن ثم نسعى إلى تدميره

Ve gönüllülerimizin sağlığı bizim önceliğimizdir.
كما أن الرعاية بالمتطوعين هي أولويتنا القصوى

Kiliseyi onarmak birinci önceliğimiz olmalı. Bunu bir ergen ve ergen babası olarak söylüyorum.
،يجب أن نولي أصلاح الكنيسة أولويتنا القصوى وأقول هذا كمراهق، وكوالد لمراهق

İlk önceliğimiz yedek güç. Sonra hiper motor ve yaşam desteği.
أولويتنا الأولى الطاقة الإحتياطية ثم الدفع الفائق ودعم الحياة

Hayır Kate, hayır. Bizim önceliğimiz bombayı bulmak.
لا كايت لا لأن أولويتنا العثور على القنبلة

Belki öyle, ama patlamayı defetmek şu an için önceliğimiz.
ربّما ، لكن تفادي الإنفجار أولويتنا الأولى.

Kimse olayın uluslararası bir soruna dönüşmesini istemediği için önceliğimiz bu konu.
لا أحد يرغب يان تصبح هذه حادثة عالمية و لذلك فإن هذه هي أولويتنا الخاصة

-Savaşmaya devam etmeli. -Bizim önceliğimiz uzaylı istilasını önlemek.
أن نجعلها تقاوم، أولويتنا أن نحتوي التهديد الخارجي

Yine de,.. ...önceliğimiz bu Keşif'in güvenliği ve sizde benim kadar iyi biliyorsunuz ki Wraith'e güvenilmez.
و مع ذلك ، لا تزال أولويتنا هى سلامة هذه البعثة

Bu şehrin güvenliği bizim ilk önceliğimiz, ve bundan yola çıkarak alınacak sadece bir karar var,..
سلامة هذه المدينة هى أولويتنا الأولى و بناء على ذلك لا يوجد سوى قرار واحد

En büyük önceliğimiz diğer takımlarla birleşip ne yapacağımıza karar vermek olmalı.
تقضي أولويتنا أن نجتمع مع الفرق الأخرى ونتوصّل لخُطّةٍ نُطبّقها

Yani rehineyi zarar görmeden ele geçirmek birincil önceliğimiz.
لذا، استعادة الرهينة سالمة أولويتنا القصوى.

Bütün adamlarımızı göreve çağırdık. İlk önceliğimiz kayıp ikizi bulmak.
في الحقيقة لقد استدعينا جميع رجالنا و أولويتنا القصوى إيجاد الأخت التوأم

Resmi görevimiz yegâne önceliğimiz, yani anomalilerle meşgul olmak ve yaratık istilaları.
الأمر الرسمي بأن أولويتنا هي التحكم في الهالات واحتواء الكائنات

Milletimizin güvenliği önceliğimizdir. Zirveyi ertelemeliyiz.
نحن بحاجة إلى تأجيل الإجتماع، وجعل حماية أمتنا أولويتنا

Otel misafirlerimizin mahremiyeti bizim en önemli önceliğimizdir, hanımefendi.
سيدتي, خصوصية عملائنا هي أولويتنا الأولى

Başkanın biraz önce açıkça belirttiği gibi bu dosya departmanımızın öncelikli görevi.
مثلما أوضح المحافظ منذ قليل هذه القضيّة أضحت أولويتنا

Ben gizli servise öncelik tanıyorum, böylelikle başkan mümkün olduğunca güvende olur.
أولويتنا ستكون شعبة الحماية الرئاسية علينا تأمين الرئيسية بأسرع ما يمكننا

Artık, ilk işimiz hastane personelinin düzeni yeniden sağlamasına yardım etmek. Tamam mı?
في الوقت الحالي , أولويتنا إعادة النظام إلى هذه المستشفى

Önceliğin büyük anneyi mutlu kılmak olsun.
المحافظة على مزاج الجدة طيبا هو أولويتنا القصوى

Birinci önceliğimizin Bay Hayes'in sağlığı olduğunu temin ederim.
أريد طمئنتكم بأنّ أولويتنا الأولى هي سلامة السّيد هايز

Gördügünüz üzere, cocuklarımızın duygusal ihtiyacları bizim önceligimiz.
كما ترون ، نجعل من الإحتياج العاطفي لطُلابنا أولويتنا