- Birkaçı. Çoğunu savaş yetim bıraktı. Ya da inanmadıkları savaştan kaçtılar. | Open Subtitles | البعض صاروا أيتام من الحرب، أو هربوا من شيء لم يؤمنوا به |
Ve hiç kimse bize bakıp yetim olarak çağırmazdı. | Open Subtitles | ولا أحد كان سينظر إلينا إلي الأسفل ويقول علينا أيتام |
Şey, Somali'de yetimler için okul açabilirim. | Open Subtitles | استطعت بناء مدرسة أيتام في الصومال ولا يمكنني غسيل ملابسي |
Bu yavşakların çocukları uyuşturucuya alıştırmaları yetmezmiş gibi alıştırdıkları çocuklar bir de anası babası olmayan yetimler. | Open Subtitles | أسوأ ما بهؤلاء المُروجين انهم يجعلون هؤلاء الأطفال مدمنين على هذا المخدر أن هؤلاء الأطفال أيتام والأيتام ليس لديهم أباء |
Yani, Muirfield'in yetimleri üzerinde JT'ye yaptırdığı serumu deneyip onları canavara dönüştürmek mi? | Open Subtitles | أعني إجبار جي تي على صنع مصل إجراء تجارب على أيتام ميرفيلد لمحاولة تحويل أحدهم لوحش ؟ |
öksüzler, kimsesizler kaçırılmayacak taşıyıcılardır. | Open Subtitles | أيتام, هاربون, نّاس بدون العائلة . من ناس لايفتقدهم احد |
Bu yüzden, yeni bir yetimhane kurmak ve o çocukları kurtarmak, onlara yeni ve güvenli bir ev vermek için yerli gruplarla ve yerel yetkililerle beraber çalıştım. | TED | لذلك عملت مع فريق محلي والسلطات المحلية لبناء دار أيتام جديد وإنقاذ الأطفال كي أمنحهم منزلًا آمنًا جديدًا. |
Yeteneksiz bir kötüyü alt etmek üç dahi öksüz için sıradan bir iş olabilir. | Open Subtitles | فوز بالورقة الرابحة . يبدو فى عمل اليوم لثلاثة أيتام مبدعين |
Dünyada anne babası boğulurken gördükten sonra yetimhaneye gönderilen iki hafta sonra da tek kardeşi çığlıklar atarken sürüklenerek götürülen tek sen misin sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أنك الطفل الوحيد بالعالم الذي شهد غرق أبواه؟ ثم أُدخلت لدار أيتام و بعد عدة أسابيع |
2006'da, ilk tanıştığımızda yozlaşmış ve istismarcı yetimhanede yaşıyordu, hiç okula gitmemişti. | TED | لكن في العام 2006 عندما قابلتها لأول مرة كانت تعيش في دار أيتام فاسدة ومسيئة، لم تذهب للمدرسة قط. |
Birçok yetim de biyolojik ebeveynlerini, bilmek istiyor. | Open Subtitles | أيتام كثيرون يريدون معرفة آباءهم الحقيقيين |
Tanrı korusun, ya dışarı çıktığınızda başınıza bir iş gelirse ve çocuklarınız yetim olarak geri dönerse. | Open Subtitles | ماذا لو خرجتم وانحصرتم في مكان ثم يعود أطفالكم أيتام |
Çocuklarını yetim bir hâle getirmeden önce bana istediğim şeyi vermezsen eğer kurşunu gözlerinin arasına yapıştırırım. | Open Subtitles | لكن إذا لم تحضر لي ما أحتاجه هذا آخر شيء تراه قبل جعل أولادك أيتام هي الرصاصة التي سأطلقها بين عينيها |
Basit matematik bilgisi ve ebeveynlerden yoksun olan yetimler için bile mi? | Open Subtitles | ليس حتي لـ أيتام الذين فقدوا آبائهم والمهارات الأساسية في الرياضيات؟ |
Dışarıda kablolu yayını olmayan yetimler varken adamın ilaçlara para harcamış olduğundan şüphem var. | Open Subtitles | أشك في أن هذا الرجل سينفق ماله على المخدرات بوجود أيتام في الخارج بدون اشتراك بالفنوات التلفزيونية |
Baudelaire yetimleri danışmaya. | Open Subtitles | أيتام بولدوير ألى منضدة المجاملة |
öksüzler,evden kaçanlar,özlenmeyecek insanlar. | Open Subtitles | أيتام, هاربون, نّاس بدون العائلة . من ناس لايفتقدهم احد |
İnsanlar az çalışmak, daha nazik olmak ve öksüzler için yetimhane açmak ister. | Open Subtitles | يتمنون لو كانوا عملوا أقل لو كانوا ألطف لو كانوا افتتحوا دار أيتام للقطط الصغيرة |
Babam gittiğinden beri öksüz kaldık ama şu an daha da büyük sorunlarım var. | Open Subtitles | نحن عملياً أيتام منذ أن رحل أبي لكن الآن حصلت على مشكلات أكبر. |
Evi satıp çocukları kaliteli bir yetimhaneye yerleştirsek olmaz mı? | Open Subtitles | ألاّ يمكننا بيع المنزل ونضع الأطفال في دار أيتام جيدة ؟ |
Delhi'de bir yetimhanede tanıştığım bu kız ve arkadaşı bir şırınga yüzünden HIV pozitifti. | TED | هذه الفتاة الصغيرة وصديقها الذين إلتقيتهم في دار أيتام في دلهي، مصابين بالإيدز عبر الحقنة. |
İki yaşında acımasız ve fakir yetimhaneden alınıp acımasız bir asker ve karısına verilir aşırı bir disiplinle karşı karşıya kalır ve öyle de büyütülür. | Open Subtitles | مُتَبناة من عمر الثانية وملجأ أيتام فقير من قبل رجل عسكري وزوجتي أُخضعت إلى تربية إنضباط شاق |
Hepimiz yetimdik. Tutunacak bir dal arıyorduk. | Open Subtitles | نحن الإثنان أيتام , نبحث عن أي شخص لنبقى معه |
Kore'nin bağımsızlığından sonra Bates adında Amerikalı bir misyoner savaş sırasında yetimlere baktı burada. | Open Subtitles | بعد استقلال كوريا مبشرة أميركيّة إسمها بيتس ربّت أيتام هنا خلال الحرب |
Merhaba, Bayan Hattie'nin Kızlar Yurdu'nda kalan yetimleriz. | Open Subtitles | مرحبا نحن أيتام , من ملجأ السيدة "هاتي" للفتيات |
Bilmeliydim. Siz yetimsiniz. | Open Subtitles | لقد عرفت أنكم أيتام |
550 bebeğe evsahipliği yapan Çavuşesku'nun (Eski Romanya Devlet Başkanı) Yetimhanesi Romanya'nın gösteri amaçlı donatılmış bir merkeziydi ve buradaki koşullar nispeten çok iyiydi. | TED | إسكان 550 طفلًا، كان هذا دار أيتام عرض تشاوشيسكو، أخبِرتُ مسبقًا أن الأوضاع كانت أفضل بكثير، |
Sonra bu yetimhaneyi ve yetim çocukları gördük. | Open Subtitles | ولكننا وجدنا دار رعاية أيتام مليئ بأطفال كبار |