"أيتام" - Translation from Arabic to Turkish

    • yetim
        
    • yetimler
        
    • yetimleri
        
    • öksüzler
        
    • yetimhane
        
    • öksüz
        
    • yetimhaneye
        
    • yetimhanede
        
    • yetimhaneden
        
    • yetimdik
        
    • yetimlere
        
    • yetimleriz
        
    • yetimsiniz
        
    • Yetimhanesi
        
    • yetimhaneyi
        
    - Birkaçı. Çoğunu savaş yetim bıraktı. Ya da inanmadıkları savaştan kaçtılar. Open Subtitles البعض صاروا أيتام من الحرب، أو هربوا من شيء لم يؤمنوا به
    Ve hiç kimse bize bakıp yetim olarak çağırmazdı. Open Subtitles ولا أحد كان سينظر إلينا إلي الأسفل ويقول علينا أيتام
    Şey, Somali'de yetimler için okul açabilirim. Open Subtitles استطعت بناء مدرسة أيتام في الصومال ولا يمكنني غسيل ملابسي
    Bu yavşakların çocukları uyuşturucuya alıştırmaları yetmezmiş gibi alıştırdıkları çocuklar bir de anası babası olmayan yetimler. Open Subtitles أسوأ ما بهؤلاء المُروجين انهم يجعلون هؤلاء الأطفال مدمنين على هذا المخدر أن هؤلاء الأطفال أيتام والأيتام ليس لديهم أباء
    Yani, Muirfield'in yetimleri üzerinde JT'ye yaptırdığı serumu deneyip onları canavara dönüştürmek mi? Open Subtitles أعني إجبار جي تي على صنع مصل إجراء تجارب على أيتام ميرفيلد لمحاولة تحويل أحدهم لوحش ؟
    öksüzler, kimsesizler kaçırılmayacak taşıyıcılardır. Open Subtitles أيتام, هاربون, نّاس بدون العائلة . من ناس لايفتقدهم احد
    Bu yüzden, yeni bir yetimhane kurmak ve o çocukları kurtarmak, onlara yeni ve güvenli bir ev vermek için yerli gruplarla ve yerel yetkililerle beraber çalıştım. TED لذلك عملت مع فريق محلي والسلطات المحلية لبناء دار أيتام جديد وإنقاذ الأطفال كي أمنحهم منزلًا آمنًا جديدًا.
    Yeteneksiz bir kötüyü alt etmek üç dahi öksüz için sıradan bir iş olabilir. Open Subtitles فوز بالورقة الرابحة . يبدو فى عمل اليوم لثلاثة أيتام مبدعين
    Dünyada anne babası boğulurken gördükten sonra yetimhaneye gönderilen iki hafta sonra da tek kardeşi çığlıklar atarken sürüklenerek götürülen tek sen misin sanıyorsun? Open Subtitles أتظن أنك الطفل الوحيد بالعالم الذي شهد غرق أبواه؟ ثم أُدخلت لدار أيتام و بعد عدة أسابيع
    2006'da, ilk tanıştığımızda yozlaşmış ve istismarcı yetimhanede yaşıyordu, hiç okula gitmemişti. TED لكن في العام 2006 عندما قابلتها لأول مرة كانت تعيش في دار أيتام فاسدة ومسيئة، لم تذهب للمدرسة قط.
    Birçok yetim de biyolojik ebeveynlerini, bilmek istiyor. Open Subtitles أيتام كثيرون يريدون معرفة آباءهم الحقيقيين
    Tanrı korusun, ya dışarı çıktığınızda başınıza bir iş gelirse ve çocuklarınız yetim olarak geri dönerse. Open Subtitles ماذا لو خرجتم وانحصرتم في مكان ثم يعود أطفالكم أيتام
    Çocuklarını yetim bir hâle getirmeden önce bana istediğim şeyi vermezsen eğer kurşunu gözlerinin arasına yapıştırırım. Open Subtitles لكن إذا لم تحضر لي ما أحتاجه هذا آخر شيء تراه قبل جعل أولادك أيتام هي الرصاصة التي سأطلقها بين عينيها
    Basit matematik bilgisi ve ebeveynlerden yoksun olan yetimler için bile mi? Open Subtitles ليس حتي لـ أيتام الذين فقدوا آبائهم والمهارات الأساسية في الرياضيات؟
    Dışarıda kablolu yayını olmayan yetimler varken adamın ilaçlara para harcamış olduğundan şüphem var. Open Subtitles أشك في أن هذا الرجل سينفق ماله على المخدرات بوجود أيتام في الخارج بدون اشتراك بالفنوات التلفزيونية
    Baudelaire yetimleri danışmaya. Open Subtitles أيتام بولدوير ألى منضدة المجاملة
    öksüzler,evden kaçanlar,özlenmeyecek insanlar. Open Subtitles أيتام, هاربون, نّاس بدون العائلة . من ناس لايفتقدهم احد
    İnsanlar az çalışmak, daha nazik olmak ve öksüzler için yetimhane açmak ister. Open Subtitles يتمنون لو كانوا عملوا أقل لو كانوا ألطف لو كانوا افتتحوا دار أيتام للقطط الصغيرة
    Babam gittiğinden beri öksüz kaldık ama şu an daha da büyük sorunlarım var. Open Subtitles نحن عملياً أيتام منذ أن رحل أبي لكن الآن حصلت على مشكلات أكبر.
    Evi satıp çocukları kaliteli bir yetimhaneye yerleştirsek olmaz mı? Open Subtitles ألاّ يمكننا بيع المنزل ونضع الأطفال في دار أيتام جيدة ؟
    Delhi'de bir yetimhanede tanıştığım bu kız ve arkadaşı bir şırınga yüzünden HIV pozitifti. TED هذه الفتاة الصغيرة وصديقها الذين إلتقيتهم في دار أيتام في دلهي، مصابين بالإيدز عبر الحقنة.
    İki yaşında acımasız ve fakir yetimhaneden alınıp acımasız bir asker ve karısına verilir aşırı bir disiplinle karşı karşıya kalır ve öyle de büyütülür. Open Subtitles مُتَبناة من عمر الثانية وملجأ أيتام فقير من قبل رجل عسكري وزوجتي أُخضعت إلى تربية إنضباط شاق
    Hepimiz yetimdik. Tutunacak bir dal arıyorduk. Open Subtitles نحن الإثنان أيتام , نبحث عن أي شخص لنبقى معه
    Kore'nin bağımsızlığından sonra Bates adında Amerikalı bir misyoner savaş sırasında yetimlere baktı burada. Open Subtitles بعد استقلال كوريا مبشرة أميركيّة إسمها بيتس ربّت أيتام هنا خلال الحرب
    Merhaba, Bayan Hattie'nin Kızlar Yurdu'nda kalan yetimleriz. Open Subtitles مرحبا نحن أيتام , من ملجأ السيدة "هاتي" للفتيات
    Bilmeliydim. Siz yetimsiniz. Open Subtitles لقد عرفت أنكم أيتام
    550 bebeğe evsahipliği yapan Çavuşesku'nun (Eski Romanya Devlet Başkanı) Yetimhanesi Romanya'nın gösteri amaçlı donatılmış bir merkeziydi ve buradaki koşullar nispeten çok iyiydi. TED إسكان 550 طفلًا، كان هذا دار أيتام عرض تشاوشيسكو، أخبِرتُ مسبقًا أن الأوضاع كانت أفضل بكثير،
    Sonra bu yetimhaneyi ve yetim çocukları gördük. Open Subtitles ولكننا وجدنا دار رعاية أيتام مليئ بأطفال كبار

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more