"أين يوجد" - Translation from Arabic to Turkish

    • nerede olduğunu
        
    • un yerini
        
    • nerde
        
    • nerede bulunuyor
        
    Peki nasıl oluyor da bir "yer-yön hücresi" bir farenin veya kişinin çevresinde nerede olduğunu biliyor? TED وبالتالي كيف تعرف خلية مكانية أين يوجد الجرذ أو المرء في محيطه؟
    - East Castle Sokağı'nın nerede olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles أنا لا أعرف حتي أين يوجد شارع القلعة الشرقية
    Keşke yardım edebilseydim. nerede olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles أتمنى لو كان بإستطاعتي المساعدة أنا حتى لا أعرف أين يوجد الرجل
    O halde ona, Kara Kazan'ın nerede olduğunu bana göstermesini söyle. Open Subtitles لذا أمرها أن تريني أين يوجد الأسود العظيم
    John'un yerini söyle ve işini çabuk bitirelim. Open Subtitles قل لي أين يوجد جوني وسأقتلك بسرعة.
    Carlos'un nerede olduğunu söyle. Open Subtitles وأيضاً ستقوم بإخبارى أين يوجد كارلوس الاًن
    Fai'a güle güle demek istedim fakat kimse onun nerede olduğunu bilmiyordu. Open Subtitles أردتُ أن أقول وداعاً إلى فاي. ولكن لا أحد كان يعلم أين يوجد.
    Ebeveynlerini arayıp, "çürümekte olan bir ceset bulduk ve çocuğunuzun nerede olduğunu biliyor musunuz?" diyemeyiz. Open Subtitles لا يمكننا أن نتصل هكذا بالأهل و نقول لهم لقد عثرنا على جثة متعفنة هل تعلم أين يوجد ابنك؟
    Seninle çöreğine iddaya girerim Paranın tam olarak nerede olduğunu biliyor. Open Subtitles أراهنك على دولارات لنعرف بالضبط أين يوجد المال
    Mücahitlere vermek için Rus yapımı silahlara ihtiyacımız olduğunu ve Sovyetler Birliği dışındaki en büyük Sovyet silah stokunun nerede olduğunu ikimiz de biliyoruz. Open Subtitles الآن، نعرف كلانا أن علينا أن نوصل أسلحة سوفياتية الصنع إلى أيدي المجاهدين ويعرف كلانا أين يوجد أكبر مخزون إحتياطي
    Radyo kulesinin nerede olduğunu söylersen, oraya gidip, yayını kesip yardım çağırabilirim. Open Subtitles لو قلتي لي أين يوجد برج الإرسال يمكنني الذهاب هناك و إيقاف رسالتك و أطلب النجدة
    Jonathan, senden siz asistanların küçük yeraltı dünyanıza inmeni ve herkesin nerede olduğunu bulmanı istiyorum. Open Subtitles أريدك أن تغطس في عالمك السفلي للمساعدين واكتشف أين يوجد الجميع، لا أبالي كم سيكلّف
    Kiminle çalıştığını, diğer Şekil Değiştirenlerin nerede olduğunu öğrenebiliriz. Open Subtitles قد نعلم مع مَن يعمل و أين يوجد المتحوّلون الآخرون
    O zaman anlamın nerede olduğunu bulmak, bilimin bir meselesidir. Open Subtitles إذاً, معرفة أين يوجد المعنى هي مسألة للعلم
    Ama nerede olduğunu bilseydim bile sana söylemezdim. Open Subtitles ولكن إن كنت أعرف أين يوجد لم لأكن لأخبرك على أي حال
    Ben sadece paranın nerede olduğunu bilmediğinden emin olmak istiyorum. Open Subtitles أنا فقط بحاجة للتأكد من أنك لا تعرف أين يوجد المال.
    Ama son günlerini nasıl yaşadığını öğrenmek isterim. Küllerinin nerede olduğunu bile bilmiyorum. Open Subtitles لكن أود أن أسمع المزيد عن آخر أيامه فأنا لا أدري حتى أين يوجد جثمانه
    Fakat bunu kanıtlayan bir görüntüye sahip olmak, bir hakaret gibi hissettirdi. "Evet, hepsi kafamın içinde ama şimdi tam olarak nerede olduğunu biliyorum." TED لكن بحصولي على صورة أثبتت أنه بمثابة دفاع، مثل "نعم، إن كل هذا في عقلي، لكن الآن أعرف أين يوجد بالضبط."
    İçinizde Triant Moteli'nin nerede olduğunu bilen biri var mı? Open Subtitles هل يعرف أحدكم يا رفاق أين يوجد موتيل (تريانت)؟ ماذا؟
    John'un yerini söyle ve işini çabuk bitirelim. Open Subtitles قل لي أين يوجد جوني وسأقتلك بسرعة.
    Mr. KeIIer`ın İngilizce dersi nerde çocuklar? Open Subtitles هل تعرف أين يوجد صف السيد كيلر للغة الإنجليزية؟
    Böyle bir şey nerede bulunuyor ki? Open Subtitles أين يوجد شيءٌ كهذا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more