"أيّ وقت" - Translation from Arabic to Turkish

• ne zaman
• istediğin zaman
• her an
• Her zaman
• her zamankinden
• Hiç zaman
• hiç vakit
• saat kaçta
• başka zaman
• istediğim zaman
• olursa

Bizim şirketin bir beysbol takımı olduğunu sana ne zaman söyledim?
متى سمعتني في أيّ وقت أتكلّم عن فريق بيسبول الشركة ؟

Eve ne zaman gelirse alsın diye yemeğini dolaba koymaya alışmıştım.
كنتُ أترك عشائه في الثلاّجة حينما يعود للمنزل في أيّ وقت

ne zaman yalnız ya da kafanız karışık hissederseniz kulağınıza fısıldayacak.
وفي أيّ وقت تشعرون بالحيرة أو الوحدة فسوف تهمس في أذنكما.

Beni, yarın öğlen 4'ten sonra kesinlikle istediğin zaman arayabilirsin.
إدعُني بالتأكيد أيّ وقت بعد 4: 00 بعد ظهر الغد.

Bağlantı çürüdü. her an patlayabilir.
وصلة الحنفية بها سدد، وربما تنفجر في أيّ وقت

Evet. Tabi, bir içki Her zaman işe yarar.
أجل طبعاً، يمكنني تناول الشراب في أيّ وقت

Biliyor musun o tepe bu gece gözüme her zamankinden yakın görünüyor.
تعرِف يبدو أنّ ذلك التلّ أقرب الليلة من أيّ وقت مضى

Ama ne zaman istersen sadece şunu bil. Ben burdayım.
ولكن إن أردتِ التحدث في أيّ وقت فكل آذان صاغية

Rüya macerası var ya da yok ne zaman yardım lazım olursa yanındayım.
بمسعى حلم أو لا، تعرفين أنني سأدعمكِ في أيّ وقت تحتاجين فيه للمساعدة.

ne zaman ve hangi sebeple olursa olsun diğer otel misafirleriyle konuşamazsınız.
لايجب أن تتحدثون مع الضيوف في الفندق في أيّ وقت ولأيّ سبب.

Bana ne zaman ihtiyaç duyarsanız, hizmetinizdeyim. Gece gündüz.
أنـا بخدمتك في أيّ وقت تحتاجني فيه، ليلاً أو نهاراً

ne zaman evine gitmek istersen, kendini izinli sayabilirsin.
أيّ وقت تُريدُ ذِهاب إلى البيت تَعتبرُ نفسك مطروداً

Buraya ne zaman yiyecekle gelmek istersen çok hoş karşılanırsın.
أوه، رجاءً. أيّ وقت تُريدُ للمَجيء بالغذاءِ، أنت أكثر مِنْ مرحباً.

Elvis, bu binayı terk etmeden önce, istediğin zaman bunları yazabilirsin.
ألفيس، يَشْعرُ بالحرية لكِتابَة هذا، أيّ وقت قبل ذلك تَتْركُ البنايةَ.

İstediğin zaman uğrayıp benim Barry Manilow koleksiyonumu dinleyebilirsin.
أيّ وقت تُريدُ ان تمر و تستمعْ إلى مجموعةِ باريي مانيلو.

her an büyük bir buluş yapılabilir.
حينها يُمكن أن يكون هناك تطوّراً في أيّ وقت

İnsanın fikri ve şansı Her zaman değişebilir.
عقل الإنسان وحظه يمكن أن يتغيّرا في أيّ وقت

Amacıyla yeniden canlandı. her zamankinden daha fazla hem de.
عادَ مجدداً ولديه هدف يريد تحقيقه أكثر مِن أيّ وقت مضى.

Genç Kane buradaki hava üssünde Hiç zaman geçirdi mi?
هل كين الصغير قضي أيّ وقت على قاعدة جوية هنا؟

Vakitlerini boşuna kaybettiklerini. hiç vakit kaybetmediler.
، وبأن وقتهم كان مهدراً ولم يهدروا أيّ وقت

- Söyle! saat kaçta sahilde olacağımızı söylerim.
بوسعي أن أخبرك في أيّ وقت نتواجد به قُرْب الساحل

Ameliyatı başka zaman olabilirim. Bu yarışmayı sadece bir kez kazanırım.
يمكنني الخضوع للجراحة في أيّ وقت آخر لكن يمكنني الفوز بالزفاف مرة واحدة

Nasıl giyindiğine bir bakın. İstediğim zaman dirseklerini görüyorum.
انظروا إلى طريقة ارتدائها للثياب يمكنني رؤية مرفقها في أيّ وقت أشاء