"أَحْزرُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • sanırım
        
    • Galiba
        
    • tahmin
        
    • Herhalde
        
    sanırım burası biraz can sıkıcı olmaya başladı, değil mi? Open Subtitles أَحْزرُ بأنّه يُمْكِنُ أَنْ نحصل علي نوع من الملل ههه؟
    sanırım, arkadaşlar arasında hayali rütbe görevlendirmesini nasıl ciddiye aldığının hiç farkına varmadım. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّني مَا أدركتُ كَمْ بجدية تَأْخذُ الرُتَب الخيالية خصّصتْ مِن قِبل أصدقائِكِ.
    Galiba kirli sakalının yumuşak, kremli, poselen gibi cildimde biraktığı hissi seviyorum. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّني أَحْبُّ الطريقَ قذره اللحية شَعرتْ على دهنيتي الناعمةِ، جلد خزفِ.
    Galiba İspanyolca konuşmuyor. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّها لا تَتكلّمُ لغةَ إسبانيةَ.
    Dur tahmin edeyim, siz maun ağacı ve mermer bekliyordunuz? Open Subtitles دعْني أَحْزرُ أنتِ كُنْتَ تَتوقّعُين ماهوغوني ورخام أكثر؟ ماهوغوني :
    Dur tahmin edeyim. Siz ikizsiniz dimi? Open Subtitles دعْني أَحْزرُ, التوأمان السياميان، أليس كذلك؟
    Bu yıl orta dereceli zengin çocuklar ve torpilli veliler fazlaymış Herhalde. Open Subtitles الكثير مِنْ الأطفالِ الأغنياءِ بالدرجاتِ المتوسّطةِ وأباء حسنو العلاقات هذه السَنَةِ، أَحْزرُ.
    sanırım onca yolu beni donumun içinde görmek için geldiniz. Open Subtitles لذا، أَحْزرُ بأنّك جِئتَ كُلّ هذا الطريق لرُؤيتي في خادماتِي.
    Pekala sanırım ben Barbara'da benim için yaptığı bu ufak şeyleri seviyorum. Open Subtitles حَسناً، أَحْزرُ عندما أَنا مَع باربرة، أُلاحظُ كُلّ الصِغار أشياء هي تَعمَلُ.
    Orada bir şey yapmaya çalışıyordum ama sanırım elime yüzüme bulaştırdım. Open Subtitles أنا كُنْتُ أُحاولُ أَنْ أعْمَلُ شيءُ هناك، وأنا أَحْزرُ بأنّني عَمِلتُة بشكل سيئ جداً.
    sanırım 40 yıldır burada yaşıyorlar. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّهم جاؤوا هنا لمدة 40 سنة تقريباً.
    sanırım senin de böyle olduğunu düşündüler. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّهم إعتقدوا بأنّك قَدْ تَكُونُ واحد.
    sanırım o olmadığını kabul ediyoruz, değil mi? Open Subtitles أَحْزرُ بأنّنا يُمْكِنُ أَنْ نَفترضَ بأنّه لم يكَنَ هو.
    Galiba hepsini öldürmek zorunda kalacağız. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّنا يَجِبُ ان َنَقْتلُهُمْ كُلّهم
    Galiba hala adını duyunca ağlama evresindeyim. Open Subtitles أَحْزرُ ما زِلتُ في النقطةِ حيث أنا لا أَستطيعُ سَمْع اسمُه بدون بُكاء.
    Galiba şaraptan o kadar komik gelmişti. Open Subtitles حَسناً، أَحْزرُ بأنّه كَانَ النبيذَ الذي جَعلَه مضحك.
    Galiba böylece küçük tartışmanın sonuna geldik. Open Subtitles حَسناً، أَحْزرُ الذي أَجْلبُ نهايةً إلى نِقاشِنا الصَغيرِ.
    Bunlardan bir sürü olduğunu tahmin ediyorum. Open Subtitles الشّيء الذي غيّرَ التركيبة بطريقةٍ ما. أَحْزرُ هناك الكثير من هؤلاء.
    tahmin etmiştim. Open Subtitles أَحْزرُ بأنّني أَختبرُ حَسناً.
    tahmin edeyim, iki şekeri unuttun. Open Subtitles دعنى أَحْزرُ, نسيت ملعقتي السكر.
    tahmin edeyim, ellerinin arkasını yıkamayı unuttun? Open Subtitles أَحْزرُ بأنّك نَسيتَ الحَكّ خلف أيديكَ , huh؟
    New York'ta bunu bulunduran bir iki yer vardır Herhalde. Open Subtitles أَحْزرُ هناك وحيد حفنة من الأماكنِ في نيويورك التي تَحْملُها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more