Devam etmek gerekirse garnizon üssünde eğitime başladığımızda en başta katılamayacağım söylendi. | TED | ولكي نمضي قدمًا، عندما جاء موعد التدريب في قاعدة الحامية العسكرية، في البداية، أُخبرت أنه لا يمكنني الذهاب. |
Oğlumun, kocamı öldüren adamın elinde olduğu söylendi bana. Devam edebilmem için elimde olan tek şey bu. | Open Subtitles | لقد أُخبرت بأن الرجل الذي قتل زوجي، لديه إبني |
Bana bu sabah 7.03'te izinli giriş yapıldığı söylendi. | Open Subtitles | أُخبرت أن كان هناك دخولًا مصرَّح به في الساعة السابعة وثلاث دقائق هذا الصباح |
Bana söylenen buraya dünyayı yok olmaktan kurtarmaya geldiğindi. | Open Subtitles | لقد أُخبرت أنكم قادمون لإنقاذ هذا الكوكب من الدمار... |
Ona seni sordum, o da bir telekızla ilişkisini sır olarak tutmak istediği için bana, bulunmasının çok zor olduğu söylenen acayip-gizli telefon numaranı verdi. | Open Subtitles | ، سألته بشأنكِ و بما أنّه أراد بشدة . أن تبقى علاقته مع المومس، خاصة للغاية ، فلقد أعطاني رقم هاتفكِ السري للغاية . و الّذي أُخبرت بأنّه يصعب الحصول عليه |
Bana oraya gitmemem söylendi ve sanada. | Open Subtitles | لقد أُخبرت بعدم الذهاب إلي هناك و كذلك أنتِ |
Bana bu yolları isyancıların kontrol edildiği söylendi. | Open Subtitles | لقد أُخبرت بأن الوطنيون يتحكمون بهذه الطرق |
...babam tarafından, ...banyoya kilitlenip her yerimden kanlar akana kadar, ...defalarca bu perişan insanın, toplumda bir yeri olamayacağı söylendi, ...defalarca suratıma tükürüldü, insanlar tarafından aşağılandım, ...Çekoslovokya sokaklarında. | Open Subtitles | من قِبل والدي، حوصرت في الحمام وضربت حتى نزفت، بعددٍ لا يُحصى من المرات قد أُخبرت بأنني بائسة ولا مكانًا لي في المجتمع، |
Bana sizinle konuşursam, federal bir araştırmaya müdahele olarak değerlendirileceği söylendi. | Open Subtitles | لكنّي أُخبرت بأنّ التحدث إليك يمكن أن يُفسّر كـ"تدخل في تحقيق فيدرالي" |
Size rapor vermem söylendi. | Open Subtitles | لقد أُخبرت بأن اُقدم التقرير إليك |
Silah taşımam söylendi. | Open Subtitles | لقد أُخبرت أنه يجب عليّ أن أحمل سلاح، |
Ama bana o gün bir şey yapmamam söylendi. | Open Subtitles | لكن بذلك اليوم أُخبرت أن أبتعد |
Evet, tuhaftır ki bana 10:30 da başlanacağı söylendi. | Open Subtitles | بشكل غريب أُخبرت بأنه سيبدأ في تمام 10: |
Bana kahvenizi bu saatte içtiğiniz söylendi. | Open Subtitles | أُخبرت بأنك تفضل قهوتك في هذا الوقت. |
En azından bana böyle söylendi. | Open Subtitles | على الأقل هذا ما أُخبرت به |
Kimseye söylememem söylendi. | Open Subtitles | بأنني أُخبرت الا اقول. |
Girişte Damon Coldfield adına gönderilen davetiyeyi bıraktığınız söylendi. | Open Subtitles | أُخبرت أنّ الدّعوة التي سلمتَها معنونة باسم (دايمُن كولدفيلد). |
Bana böyle söylendi. | Open Subtitles | هذا ما أُخبرت به |
Bana söylenen... | Open Subtitles | لقد أُخبرت... |