Bakın uğraşlarınız için sizi takdir ediyorum. | Open Subtitles | النظرة، أنت رجال، أُقدّرُ الجُهدَ. حقاً، أنا أعْمَلُ. |
Bunu takdir ediyorum, gerçekten ediyorum, fakat şimdi istifa ettim. | Open Subtitles | أُقدّرُ ذلك , أنا فعلا اقدر، لَكنِّي استقلت فقط . |
Bu tatlı, çok zekice ve gece kahkahalarını takdir ediyorum ama gerçek yazıları görmem gerek. | Open Subtitles | هذا لطيفُ، ذكي جداً، وأنا أُقدّرُ الضحكة الخافتة المسائية، لَكنِّي أَحتاجُ لرُؤية الصفحاتِ الحقيقيةِ. |
Yardım etmeye çalıştığını biliyorum ve minnettarım.. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّك تُحاولُ المُسَاعَدَة وأنا أُقدّرُ هذا، |
Güneş doğduğunda ne olacağını bilmiyorum ama hepimiz için yaptıklarına minnettarım. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ ماذا سَ يحدثْ غداً. لَكنِّي أَعْرفُ بأنّني أُقدّرُ ما عَملتَة لكُلّ شخصِ. |
Memur Kathleen Kirkland ve beni efendim diye çağırmazsan sevinirim. | Open Subtitles | الضابطة كاثلين كيريكلاند... وأنا أُقدّرُ أنك لا تَدْعوني بسيدَي |
Bu iş için beni de seçtiğin için sana müteşekkirim. | Open Subtitles | أنا فقط أردتُ أن قَول أنا أُقدّرُ بأن تجعلني في هذا العمل |
İlginiz için teşekkürler ama gayet iyiyim. | Open Subtitles | أُقدّرُ قلقَكَ، لكن أَنا يَعْملُ جيّدُ جداً حقاً بكُلّ هذا. |
Bunu takdir ediyorum fakat yakın bile değiliz. | Open Subtitles | أُقدّرُ ذلك لكننا لسنا قريبين كَسبنَا 6 ساعاتَ فقط |
Tamam.Burada yapmaya çalıştığın şeyi takdir ediyorum | Open Subtitles | الموافقة، أُقدّرُ بأَنْك تُحاولُ أَنْ تَعمَلُ هنا. |
Gray, söylemek isterim ki yaptıklarını çok takdir ediyorum. | Open Subtitles | جراي، أنا فقط أردتُ إخْبارك كَمْ أُقدّرُ ما فعلته |
Bu takdir ediyorum ama artık endişelenmeyi kesebilirsin, | Open Subtitles | أُقدّرُ ذلك، لَكنَّك يُمْكِنُي أَنْ تَتوقّفَي عن القَلْق. |
Hayır, sizi anlıyorum. Ve onu buraya getirmenizi de takdir ediyorum. | Open Subtitles | لا، أَحْصلُ عليه، وأنا أُقدّرُ تَجْلبُها في. |
Tamam, ayrıntılara dikkat eden bir asistan olmanı takdir ediyorum ama bunlar zaman sınırlı değil, yani... | Open Subtitles | حسنا، حَسناً، أُقدّرُ مُساعدتك بالمبادرةِ، لكن لا شيئ من هذه الوثائق يَبْدو حسّاسَ، لذا |
Beni evine kabul ettiğin için sana minnettarım. | Open Subtitles | أنا فقط أُريدُ إخْبارك ثانيةً كَمْ أُقدّرُ كَ تَأْخذُني في مثل هذا. |
Bakın çocuklar, yardım ettiğiniz için gerçekten minnettarım sadece herşey eski yerlerinde kalsın istiyorum. | Open Subtitles | أنظروا, يارفاق, أُقدّرُ حقاً مساعدة كُلّ شخصِ لكنني أريد أن يكون كل شيء كما هو عليه أو قريب منه |
İkinize de desteklerinizden dolayı minnettarım her ne kadar yarım yamalak olsa da. | Open Subtitles | أنا أُريدُ إخباركُما بأني أُقدّرُ دعمكما على قلتهِ و بخاستِه |
Boş gününü bizimle konuşmak için ayırmana minnettarım, Scott. | Open Subtitles | أُقدّرُ بأنّك تَأْخذُ الوقتَ للكَلام معنا على يَوم عطلةِ، سكوت. |
Kimseye söylemezsen çok sevinirim. | Open Subtitles | أنا أُقدّرُ حقاً إذا أنتى لَمْ تخبرى أي شخص، رجاءً. - بالطبع لَن افعل. |
- Buna çok sevinirim. | Open Subtitles | - أنا أُقدّرُ ذلك. |
Gerçekten müteşekkirim. | Open Subtitles | فقط يَستمرُّ بالتَفَرقُع. يا، أُقدّرُ هذا حقاً. |
Davetiniz için teşekkürler. Umarım beni tekrar davet edersiniz. Peki. | Open Subtitles | أُقدّرُ الدعوةَ حقاً وأنا أَتمنّى بأنّك سَتَدْعوني ثانيةً. |
Önerin için sağ ol Niles ama parkta gerçek köpeklerle oynaması için uğraştım, işe yaramadı. | Open Subtitles | حَسناً، أُقدّرُ العرضَ، النيل، لَكنِّي حاولتُه في المتنزهِ بالكلابِ الحقيقيةِ، وهو لَمْ يُشغّلْ. |
Hepinizin bu işe şüpheyle yaklaştığınızı biliyorum bu yüzden katılımınız için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أعرفُ أنَ هُناكَ الكثير من التشكيك من طرفكُم و لِذا أُقدّرُ لكُم المُحاولَة |