"إبقاءه" - Translation from Arabic to Turkish

• tutmak
• tutmaya
• kalmasını
• tutabiliriz

Sakın unutma iblisi evinizden şimdilik çıkardım ama onu dışarıda tutmak sizin göreviniz.
فقط تذكر , لقد أخرجتُ الشيطان من منزلك و مهمتك هي إبقاءه في الخارج

RICO planlarımızı öğrendiğine göre onu tek başına tutmak en iyisi.
بما أنه يعلم بأهداف عملية ريكو، من الافضل إبقاءه محتجزاً

Bu evde ve bu çocuklarda Sakelik'in saklı tutmak istemesini sağlayan ne olabilir ki?
ما الذي يتعلق بهذا المنزل وهؤلاء الأطفال وتريد ساكليك إبقاءه مخفيا؟

Benim önerim ise yüzbaşı onu görmek için 7 gün veririz, eğer çocuk tutmaya değer ise ve eğer sana ve patrona uyars ise.
إقتراحى هو كذلك ، أيها الضباط سنعطيه سبع أيام لنرى ما إذا كان من المُفيد إبقاءه أم لا إذا كان هذا يُرضيك أنت والرئيس

Uzadıkları zaman, havuzdan uzak tutmaya çalışırım.
عندما يصبح طويلاً للغاية أحاول إبقاءه بعيداً عن حوض السباحة

Ama gizli kalmasını istediği bir işe karışmıştı.
ولكن كان واضحاً أنه متورط بأمر أراد إبقاءه سراً

Pardon, ama hepimiz üzerimize düşeni yaparsak bu evi temiz tutabiliriz.
معذرة ، لكن لو تشاركنا على الإعتناء بالمنزل فيمكننا إبقاءه نظيفاً

Onu annesinin vücudunun dışında hayatta tutmak bir sorun olmayacaktır.
مخاوفنا عن إبقاءه حي خارج الأم لن يكون مشكلة

Gizli tutmak istediği bir şeyler olmalı. Bir şeyler yakalamış olabiliriz.
لابد أنّه شيء يريد إبقاءه سرياً، ربّما قد وجدنا شيئاً.

Kocanı bundan uzak tutmak istediğini söylediğinde sebep buydu.
حينما قلتِ أنكِ تريدين إبقاءه سراً عن زوجك، فهو بسبب هذه الحقيقة.

Çok seçkin bir dernek, ve bunu hep seçkin tutmak isterler.
ناد حصري جداً ويريدون إبقاءه حصرياً

Onu gözlem altında tutmak istiyorlar.
إنهم يريدون إبقاءه تحت المراقبة

Onu hayatta tutmak senin görevin.
عملك محاولة إبقاءه حيّ ! الجميع إلى الأسفل ! عملك هو محاولة إبقاءه حيّ !

Onu bu şekilde hayatta tutmak doğru değil.
ليس صحيحاً إبقاءه حياً هكذا

Üzgünüm, onu tutmaya çalıştım ama başaramadım.
آسفة، حاولتُ إبقاءه لكنّي لم أستطع.

- Asıl sen onu benden uzak tutmaya bak.
حظاً موفقاً في إبقاءه بعيداً عني

Bölge savcısı, mahkemeye kadar ilçe tutukevinde kalmasını istiyor.
يريد وكيل عام المنطقة إبقاءه في المقاطعة، رهن الاستدعاء

Belki de yeni yeteneklerini kullanarak bunun güvende kalmasını sağlayabilirsin.
يمكنك استخدام قدراتك الجديدة لـ إبقاءه على هذا النحو

Eğer davranışlarında kötüleşme görürsek, düşündüğümüzden daha uzun süre onu burada tutabiliriz.
على كل حال، إذا تغير سلوكه للأسوء يجب علينا إبقاءه هنا أطول مما تصورناه