"إبقائه" - Translation from Arabic to Turkish

    • tutmak
        
    • tutmaya
        
    • kalmasını
        
    • tutmayı
        
    • tutmamız
        
    • tutmalıyız
        
    Aile içinde tutmak için en yakın sen varsın. Open Subtitles هذا هو أقرب ما يمكنني إبقائه بين العائلة
    Almak, vermek ve onları temiz tutmak hakkında. Open Subtitles إنه حول الحصول على بعض منه وهبه و إبقائه نظيفاً
    Ve beni onu bir dolaba tıkıp geceleyin orada tutmaya zorladılar. Open Subtitles و أجبروني على حشره في خزانة و إبقائه فيها طوال الليل
    Annem onu üst katta tutmaya çalışacak. Open Subtitles أمي ستحاول إبقائه في الطابق العلوي هذا الوقت
    Bak. Sen orada bekle. Uyanık kalmasını sağla. Open Subtitles أنصت، انتظر لحظة، احرص على إبقائه يقظًا.
    Onu temiz tutmayı başardım. Open Subtitles لقد تمكنتُ من إبقائه بعيداً عَن المخدرات
    Onu sadece 24 saat daha güvende tutmamız gerekiyor sonra o kıllı kıçını içeri atabileceğiz. Open Subtitles فقط علينا إبقائه بأمان 24 ساعة أخرى - ثم نعتقل المؤخرة الملساء
    Ne yaparsak yapalım, onu sokaklarda tutmalıyız. Open Subtitles لذا أياً كان ما نفعله، علينا إبقائه في الشوارع.
    Belki Odette hayatında gizli tutmak istediği bir şeyler vardı. Open Subtitles -ربما كان لديها شيء يجري بحياتها . أرادت إبقائه سرياً.
    Ve bence mahrem tutmak istediğin taraflarının olması tamamen normal. Open Subtitles وأظن أنه من الرائع أن هناك جزء من نفسك تريد إبقائه خاص.
    Tekrar nüksedebilir diye bir gece burada gözetim altında tutmak istiyorum onu. Open Subtitles أود إبقائه هنا لليلة من أجل المراقبة في حالة تكرار الإغماء
    Bence onu burada tutmak, kamu kaynaklarını boşa harcamak olur. Open Subtitles من وجهة نظري، إبقائه هنا سيكون إهدرًا للموارد العامة
    İkinci bir emre kadar onu gözlem altında tutmak istiyorlar. Open Subtitles يريدون إبقائه تحت المراقبة حتى إشعار آخر
    Bu hastanenin bizim isteklerimiz dışında onu burada tutmaya hakkı yok. Open Subtitles ـ لا حق لهذا المستشفى في إبقائه هنا خلافاً لرغباتنا
    Bu nedenle tüm dikkatini onları temiz ve sağlıklı tutmaya odaklıyor. Open Subtitles لذا يركّز كلّ مجهوداته على إبقائه نظيفاً وصحيحاً.
    Üzücü olan ise... eşi onu, evinde tutmaya çalışıyordu. Open Subtitles والشيء المحزن هو أنها كنت تحاول فقط إبقائه بالمنزل
    Gözlemlemek için gece kalmasını istediler. - Nasıl yani? Open Subtitles .لقد أرادوا فقط إبقائه حتى الصباح من أجل الملاحظة- ما الذي تعنيه؟
    Tabii sen elimizde kalmasını istersen başka. Open Subtitles مالم ترد إبقائه في ممتلكات العائلة
    Sadece hayatta kalmasını istiyorum. Open Subtitles أريد فقط إبقائه على قيد الحياة
    Eğer adamımızı denizde tutmayı başarırlarsa, bilmesine hiç gerek yok. Open Subtitles ..إن نجحوا في إبقائه في خليج البحر فهي لا تحتاج أن تعرف
    Hayatta tutmayı boş verin. Onu nasıl konuşturacağız? Open Subtitles دعك من إبقائه حيًّا كيف نجبره على الحديث؟
    Onu yatak odasından uzak tutmamız yeter. Open Subtitles علينا إبقائه فحسب خارج غرفة النوم
    Onu bir şey için akılda tutmalıyız. Ne? Open Subtitles ينبغي علينا إبقائه في الحسبان لعمل ما ماذا ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more