"إبنكِ" - Translation from Arabic to Turkish

• oğlun
• oğlunuz
• oğlunun
• Oğlunu
• Oğlunuzun
• Oğlunuzu
• oğlunla
• çocuğunu
• oğluna
• çocuğunun
• oğlunum
• Oğlunuzla

oğlun hip-hop'ı oldukça yüksek sesle dinlemeyi seviyormuş.
الولد ، يحب إبنكِ حقا ان يشغل موسيقى الهيب هوب عالياً

oğlun insanları kafasına silah dayayarak kaçırdığını biliyor mu?
أيعلم إبنكِ أنكِ تختطفين الناس تحت تهديد السلاح؟

- oğlunuz diyor ki siz daha az önerin, biz de pazarlık yapalım.
إبنكِ يعني أنك ستعرضين علي أقل من ذلك و من ثم نتوصل لتسوية

oğlunuz hakkında kötü haberlerim var.
أخشى أنني أحمل معي أخباراً محزنة جداً بشأن إبنكِ

Çalıştırmayacaksan oğlunun seni ziyaret etmesinin ne anlamı var ki?
ما المفيد بزيارة إبنكِ إن لم تجعليه يعمل؟

Oğlunu daha iyi bir tenisçi yapacak hoca daha dünyaya gelmedi.
لا مدرّب في العالم يمكن أن يجعل إبنكِ لاعب تنس أفضل.

Doktor, Oğlunuzun Giulia ile ilişkisinden mutlu musunuz?
دكتور، أنت سعيد بشأن علاقة إبنكِ مَع جيوليا؟

Hanımefendi, daha çok ufak olduğunu da düşünürsek, Oğlunuzu hastaneye götürmemiz şart.
سيّدتي، نظرًا لأنّه قاصرًا، أنا اتّخذ القرار بأن أنقل إبنكِ إلى المشفى.

oğlun gerçeği bilmeyi hak ediyor. O benim de oğlum!
إبنكِ يستحق أن يعرف الحقيقة، إنه ابني أيضاً

Nine, bak oğlun da geldi. Eve gitmeyi düşünmüyor musun?
أيتها الجدة، إبنكِ هنا، ألن تذهبي للمنزل؟

Anlaşılan onu özleyen tek kişi, oğlun değil.
ليس فقط إبنكِ الذي يتوق لذلك الرجل أعتقد ذلك

Bu arada oğlun matematik sınavından 98 aldı.
بالمناسبة، إبنكِ حصل على 98 في الرياضيات

Bayan. oğlunuz kayak yapmaya gitmedi. Bu çok ciddi bir konu.
واضح أن إبنكِ ليس في رحلة تزلج ثم هل هناك طريقة لتتصلي به ؟

Bence oğlunuz harikaydı.
لقد ظننت بأن إبنكِ عبقري ألن تقومي بشكره ؟

Son olarak, aradığım kişinin oğlunuz olduğundan emin olmak istiyorum.
أخيرًا أريد التحقق إذا إبنكِ هو الذي أبحثُ عنه

Gülersen, oğlunun ölümüne neden olursun, diye bir şey yok.
هذا لا يعني بأنّكِ ستقتلين إبنكِ لأنكِ ضحكتِ

Eğer mahkemeye götürmemi istiyorsan, oğlunun lise mezuniyetine bile yetişemezsin.
لذا لو أجبرتيني على اجراء محاكمة سأضمن بألا تعودي للبيت قبل تخرج إبنكِ من الثانوية

Oğlunu da alıp sizi bulamayacağı bir yere gitmeniz gerekiyor.
عليكِ فقط أخذ إبنكِ إلى مكان لن يعثر عليه فيه.

İddianıza göre bir büyücü doktor Oğlunuzun beynini yıkadı ve kendisi gibi başkalarını bulmaya zorlandı.
إذن تدعين أن إبنكِ كان مسحور منقبلسحرةالفودو الذين أجبروه على تجنيد شباب آخرين؟

Siz geri dönene ve onun yerini alana kadar, Oğlunuzu sekiz ayrı cinayetten ölüm cezasına çarptıracağıma söz verebilirim.
ويمكنّني أن أعدكِ، إبنكِ سيواجه عقوبة الموت لثمان جرائم قتل مالم تسلّمي نفسكِ وتأخذين مكانه

oğlunla tanıştıktan sonra esrara, ekstaziye başladı.
أصبحت تقابل إبنكِ ثم بدأ بتدخين المخدرات

Ama ebeveynlik de böyle bir şey zaten çocuğunu ölümden uzak tutmak.
لكن تلك هي الأبوية محاولة أن تحفضِ إبنكِ من الموت

O seni uzun süredir kavuşamadığın oğluna sağ salim ulaştırır.
سيقودكِ بأمان الى يدىّ إبنكِ الذى تغيبتِ عنه لفتره طويله

"Çabalamayı bıraktım" koleksiyonundan bir bluz çocuğunun kampta yaptığı bir küpe mi?
"قميص من مجموعة "لقد توقفت عن المحاولة وقرطين صنعهما إبنكِ في معسكر؟

Andrew, polise haber vermemem için bir sebep göster. Ben senin oğlunum.
أعطني سبب جيد لكي لا أتصل بالشرطة لأنني إبنكِ

Oğlunuzla görüşmemi sağlayabilirseniz çok iyi olur...
حسناً، إذ بوسعكِ توجيهي إلى إبنكِ