"إبني" - Translation from Arabic to Turkish

• oğlum
• Oğlumu
• oğlumun
• oğluma
• Oğlumla
• evlat
• oğlumdan
• çocuğumu
• oğlumsun
• oğlumdu
• çocuğumun
• Oglum
• Çocuğum

oğlum eşime benim için bir konuşma yapmak istediğini söylediğinde John
و في منتصف الحفل قال إبني لزوجي أنه يريد إلقاء كلمة

Aranızdaki bağ oğlum ve benim aramdaki bağ kadar güçlü.
هناك رابطة بينكم يا رجال قوية كالرابطة بيني وبين إبني

oğlum üç yaz boyunca bagaj taşıyıcı ve kargo yükleyici olarak çalıştı.
بالطبع، إبني يعمـل كـ شيّـال حقـائب لمـاذا يجب أن نشكّ في قدرته

İzniniz olursa, karımı ve Oğlumu bu gece götürmek isterim.
أود أن آخذ زوجتي و إبني الليلة ، من فضلك

Askerler bizi samanda bulduklarında,... ..içlerinden bir tanesi kollarımdaki Oğlumu almaya çalıştı.
و عندما وجدونا الجنود في القش حاول أحدهم أخذ إبني بعيدا عني

Tek oğlumun kana susamış kalabalık tarafından parçalanmasına izin veremem.
لن أترك إبني الوحيد يُمزق إرباً بواسطة غوغاء متعطشين للدماء

oğlum, bir yıldır göremediğim benden nefret etmesi öğretilen oğlum.
إبني الذي لم أره من سنة الذي عُلِّم أن يكرهني

- Konuşmak manasındaysa, evet. - Seninle gurur duyuyorum, oğlum.
بطريقة ما نعم لقد فعلت أنا فخور بك يا إبني

Sanırım oğlum bu ödülün dışında bir ödül daha kazandı.
ما عَدا هذا الكأسِ، إبني يَبْدو أنْ رَبحَ كأسَ آخرَ

Sizi, bir gün ithalat-ihracat yapacak olan oğlum Momo'yla tanıştırayım.
هذا إبني مومو الذي سيعمل يوم ما في التصدير والإستيراد

O benim sevgili oğlum. Zekâ özürlü. Ve bazen hata yapabiliyor.
إنه إبني الغالي صادف أنه متبلد العقل , أحياناً يرتكب الأخطاء

oğlum harcamaları konusunda ne rahatsız edilir ne de sorgulanır.
يجب أن لا يتم إزعاج إبني أو سؤاله عن مصاريفه

Gürültücü küçük oğlum televizyonu son ses açıyor ve koltuğa kendinden başkasını oturtmuyor.
إبني مزعج وصاخب، كما أنه يستولي على الأريكة بكاملها ويشاهد التلفاز طيلة اليوم.

Sence Gündüz Feneri General,Oğlumu parayı almaya ikna edebilecek mi?
هل تظن الجنرال الزنجي سيجعل إبني يجلب ذلك المال ؟

Ama şimdi reşit olmayan Oğlumu bir kulübe götürdüğünü öğrendim.
لكني إكتشفت الآن, أنه أخذ إبني القاصر إلى نادي ليلي,

oğlum vuruldu, ve başka silah sesleri de duydum... Neler olduğunu bilmiyorum ama... Lütfen Oğlumu görmeme izin ver.
إبني إصيب ، وسمعت إطلاق نار ولا أعرف ماذا يحدث ، لكن هل يمكنك رجاء جعلي أرى أبني ؟

-Keşke. oğlumun birkaç yıl içinde bir Amerikalıya dönüştüğüne inanamıyorum.
لا أصدّق أني في سنين قليلة، إبني يكبر ليصبح أميركي

Bütün maaşım son kuruşuna kadar, oğlumun eğitim masraflarına gidiyor.
كُلّ مالي يَذْهبُ إلى تعليم إبني كُلّ شيء دون إستثناء

Dokuz ay önce, oğluma sarıldım, bu yüzden bunu senin yapman gerekecek.
و قبل تسعة شهور كنت قد حضنت إبني, لذا: عليكِ أنتِ فعلها.

Ama sonunda Oğlumla bir bağ kurdum, ve burda kalmak istiyor.
لكنني أخيرا أتواصل مع إبني و هو يريد أن يكون هنا

evlat, senin işin neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar vermek değil.
إبني ، وظيفتك ليس أن تقرر سواء كان هذا خاطئاً أم صحيحاً

Odasının yerini oğlumdan biliyordum.
حسنـاً، أعـرف الطريــق إلى غرفــتها من إبني

Biliyor musunuz, çocuğumu da bu yöntemle eğitiyorum.
أتعلمون، أدرب إبني بطريقة تدريب الكلاب.

Bununla nasıl başa çıkabileceğimi bilemedim. Üzgünüm. Sen benim oğlumsun.
لم أدرِ كيف أجاري الامر, أنا آسف, أنت إبني أمّا الجينات, أو الطبيعة, لا أحد من هذه مهمّا لي.

Altı yıldır, dayanmamı sağlayan tek şey oğlumdu.
طوال ست سنوات, الشئ الوحيد الذي أبقاني صامدة, كان إبني

İki saatlik yolda Çocuğum tek başına oturdu çocuğunuza çocuğumun yanına oturmasını söyleseydiniz daha iyi olabilirdi çünkü 13 yaşındaki oğlanlar korkunç.
إبني جلس وحده طوال الرحلة لمدة ساعتين لذلك ربما كان الوضع سيكون أكثر راحة لو طلبتِ من إبنك أن يجلس بجوار إبني

Sadece Oglum Jeff'i LA'den uzaklastïrmak istiyorum.
أردت ان اخذ إبني فحسب، جيف , خارج لوس انجليوس

Çocuğum, oğlum orada öylece yatıyor ve bazı cevaplar istiyoruz.
إبني، إبني الصغير يرقد هناك وحسب ونحن بحاجة إلى إجابات