"إجبارهم على" - Translation from Arabic to Turkish

• zorla

Onları hapse atmak, zorla çırılçıplak soymak, alçaltmak, onları istila etmek, işgal etmek ve öldürmek daha kolaydır, çünkü onlar artık sizin güvenliğiniz karşısında bir engelden başka birşey değildir.
من السهل سجنهم، إجبارهم على التعرّي، إهانتهم، إحتلالهم، غزوهم وقتلهم لأنهم العقبة الوحيدة الآن أمام أمنك.

Size zorla unutturulan birşeyi nasıl hatırlayabilirsiniz ki?
كيف لهم أن يتذكروا؟ ما تم إجبارهم على نسيانه؟

Onlara zorla bir şey yaptırılamayacağını uzun zaman önce öğrendim.
أدركتُ منذ أمدٍ بعيد بأنّه لا يمكنكَ إجبارهم على فعل ما لا يريدون

Topraklarından zorla çıkartılırlarsa, nasıl tepki vereceklerini sordu.
كيف ممكن أن يتصرفوا إذا تم إجبارهم على ترك أراضيهم.

Zehrin zorla verildiğine dair üzerinde herhangi bir morluk yok.
لا وجود لكدمات يشير أنه لم يتم إجبارهم على تناول السمّ.

zorla gülümsetip poz almaya çalışmışlar.
إجبارهم على الابتسام و اتخاذ وضعيات معينة...

zorla burada tutuluyorlardı..
، فلقد تمّ إجبارهم على ضد رغبتهم

Orada bir sürü Rus vardı ve çoğu iş vaadiyle kandırılıp ellerinden pasaportları alınarak uygun olmayan çalışma şartlarında zorla çalıştırılıyordu ya da daha kötüsü oluyordu.
كان يتواجد هُناك الكثير من الروسيين، ولقد رأى كثير منهم يأتي إلى هُنا بوعد الحصول على عمل، ومن ثمّ يتمّ أخذ أوراقهم الثبوتيّة، ويتمّ إجبارهم على العمل بمصانع إستغلاليّة، أو أسوأ، و...