Bu bir sosyal arama, daha fazlası değil. Biz gerçekten seni merak ediyoruz. | Open Subtitles | هذه مجرّد عيادة إجتماعيّة ، لا شيء أكثر لقد كنّا قلقين حقّاً بشأنك |
Eğitim hayatın boyunca sosyal çalışmalar yerine pompa peşinde koştun. | Open Subtitles | إنّك أمضيت فترة تعليمك تعاشر الفتيات لا بإجراء دراسات إجتماعيّة. |
Bir mali yönü bir de sosyal yönü var. | TED | على الجانب الأوّل ربح ماليّ، وعلى الجانب الآخر قيمة إجتماعيّة. |
Çok az bir sosyal hayatı vardı hatta çok az sosyal becerileri vardı. | Open Subtitles | كلا ، بالكاد لديه حياة إجتماعيّة أو مهارات إجتماعيّة |
sosyal kargaşayı kışkırtma konusunda yetenekli bir hacker. Ama hırsızlık hiç bir zaman onun tarzı değildi. | Open Subtitles | مخترق مع موهبة لإثارة إضطرابات إجتماعيّة ولكن السرقة لم تكن أسلوبه قط |
- Açıkçası buraya sosyal bir faaliyetimiz olsun diye gelmedim. | Open Subtitles | أصدقكَ القول لم أقدم حقاً إلى هُنا من أجل زيارة إجتماعيّة |
Bazılarımızın dönmesi gereken sosyal bir hayatı var. | Open Subtitles | البعض منّا لديه حياة إجتماعيّة عليه العودة إليها. |
sosyal hayatım pek yoktur. | Open Subtitles | ليس لدي حياة إجتماعيّة بالمعنى المتعارف عليه. |
Sanırım Ben'in faal bir sosyal hayatı vardı. | Open Subtitles | أعتقد أنّ بين حافظ على حياة إجتماعيّة نشيطة. |
Size arkadaşlarınız, işten bahsediyorlar, iş için sizi öneriyorlar ve böylece zengin ve çeşitli sosyal ağlar size iş bulmanızda yardımcı oluyor. | TED | إذن الأصدقاء هم من يخبرونك عن العمل، الأصدقاء هم من يقدّمونك إلى عمل ما، وهي عبارة عن شبكة إجتماعيّة غنيّة ومتنوّعة تُساعدك على إيجاد عمل. |
Senin bir sosyal hayatın oluyor da benim olamıyor mu? | Open Subtitles | لديكِ حياة إجتماعيّة لكنّي أعجز عن ذلك؟ |
Çalıştığı servis tümüyle sosyal amaçlı. | Open Subtitles | الخدمة التي تقدّمها إجتماعيّة محضة |
Beni tanıyorsun, sosyal olarak sekse aşırı bir düşkünlüğüm vardır. | Open Subtitles | أنا مُهتمة جداً بالجنس كقضية إجتماعيّة |
sosyal hareketler dayanışmayı sağlıyordu. | Open Subtitles | حركات إجتماعيّة في بناء خطوط التضامن. |
Tanıdığım bir sosyal görevli var. | Open Subtitles | حسناً، أنا أعرف عاملة إجتماعيّة. |
İyi İnsanlar'la birlikte sosyal bir teori kurmuştuk. | Open Subtitles | صغت نظرية إجتماعيّة مع الناس الخيّرين. |
sosyal biriyim. | Open Subtitles | . بالضبط إجتماعيّة |
Bu, sosyal bir buluşma değil. | Open Subtitles | تكونُ زيارةً إجتماعيّة |
Dave şehir bütçesini hacklediğinde gizli bir fonun kanıtını bulmuş... sosyal programlardan 10 milyon dolar birinin cebine girmiş. | Open Subtitles | حينما اخترق (دايف) ميزانيّة المدينة، فقد وجد أدلّة لأموال ترضية سريّة... عشرة ملايين دولار مُختلسة من برامج إجتماعيّة لترقد في جيب شخص ما. |