Onu sakladım! Sözünü çiğnediğine kanıt olarak onu mahkemede gösterebilirim! | Open Subtitles | إحتفظت بها ,أستطيع تقديمها في المحكمة كدليل على خرق للوعد؟ |
Geçen gün, büromda toz alırken, aptal gibi düşürdüm. Her neyse, parçalarını sakladım. | Open Subtitles | كنت أنظف قبل أيام، وأوقعتها من المكتب، كالبلهاء، على أية حال، إحتفظت بالقطع. |
Yakında öğreneceğiz. Diğer odada bir şişe ilaç sakladım. Gidip getireyim. | Open Subtitles | لقد إحتفظت بزجاجة من الدواء فى الغرفة الأخرى سوف أذهب و أحضرها |
Onu Cory için ayırdım, ...hastaneden geri döndüğünde yemesi içindi. | Open Subtitles | لقد إحتفظت به من أجل كوري حتى يأكله عندما يعود من المشفى |
Kaseti sakladın mı seni gerzek herif? | Open Subtitles | لقد إحتفظت بذلك الشريط أيها الغبي |
Bu parayı saklıyorum çünkü olan şeylerin boşuna olmadığını hatırlatıyor. | Open Subtitles | إحتفظت بهذه العملة, لأنها تذكرني بأمور لم تكن عبثاً, |
Ama sonra, bak, kendi için bir tane saklamış. | Open Subtitles | ولكن أنظر ، لقد إحتفظت بواحدة لأجله |
Günün birinde bu konuşmayı yapabilmek için uzun süre kullanmadan sakladığım bir şey. | Open Subtitles | شيء إحتفظت به لوقت طويلِ جداً لكي يمكننى فى يوم ما أن اقوم بهذا الإتصال |
Ama büyük sürprizi sona sakladım beyler: Yaklaşan Dünya Kupası boyunca Kırmızı Ev'e gelip, maçları burada seyredebileceksiniz! | Open Subtitles | لكن إحتفظت بالأفضل للنهاية, يا سادة خلال بطولة كأس العالم القادمة تعالوا وشاهدوا مباريات كرة القدم في البيت الأحمر |
sakladım çünkü elimdeki son resim buydu. | Open Subtitles | و لكنّي إحتفظت بها لأنّها كانت آخر صورة له |
Sebebini bilmiyorum ama o zamandan beri sakladım. | Open Subtitles | لا أعلم لماذا، ولكن إحتفظت بها منذ ذلك الحين. |
Önceki yaşamımdan bazı anıları sakladım. | Open Subtitles | إحتفظت بعده هدايا من حياتى السابقى |
Aslında bir Kimono sakladım. | Open Subtitles | حسناً، لقد إحتفظت بثوب كيمونو واحد |
Bunu sakladım. Tanıştığımız ilk günden. | Open Subtitles | لقد إحتفظت بهذا في أول لقاء لنا |
Yani ben de sır sakladım. İşin bir parçası bu. | Open Subtitles | أنا إحتفظت بأسرار أيضاً كجزء من العمل |
Çünkü bırakmadım, sakladım. | Open Subtitles | لأني إحتفظت بها، أنظروا، ها هي. |
Sorun değil. Aslında sana bir çörek ayırdım. | Open Subtitles | لا مشكلة، في الواقع، إحتفظت لكِ بكعكة محلاة، تفضلي. |
Güzeldi. Sana pasta ayırdım. Çok hoş. | Open Subtitles | لقد إحتفظت لكِ بقطعة من الكعكة - ذلك لطيفاً ، شكراً - |
- Hey kesin şunu! - Kaseti sakladın mı? | Open Subtitles | تعال إلى هنا لقد إحتفظت بذلك الشريط؟ |
Neden kendine sakladın peki? | Open Subtitles | لماذا إحتفظت بهذا لنفسك ؟ |
Bana memnun olmayı hatırlatsın diye hala bunu saklıyorum. | Open Subtitles | إحتفظت بهذه لكي تذكرني أن أكون شاكراً |
Bunların hepsini saklamış. | Open Subtitles | لقد إحتفظت بكل هذا. |
sakladığım sırlar ve gururum yüzünden arkadaşlarıma yalan söyleyip kaba davrandım. | Open Subtitles | السر الذي إحتفظت به، وكبريائي التي أجبرتني بالكذب على أصدقائي وأن أعامل الناس بغير عطف |
Ben uzun zamandır barışımı korudum... | Open Subtitles | أنا، الرب، إحتفظت بالأمان لوقت طويل.. |
Bana hamile kaldığı yıl tuttuğu günlük. | Open Subtitles | مذكراتها التي إحتفظت بها في سنة حملها بي |