Yine de bugünden itibaren kendimi bir kobay gibi hissediyorum. | Open Subtitles | بالرغم من إحساسي بأني حقل تجارب يومًا بعد يوم |
Dişi yaratıklarla ilgili muazzam sezgisel hislerim, bana kaygılı olduğunu bildiriyor. | Open Subtitles | إحساسي الحدسي للمخلوق النسائي يخبرني بأنّكِ مضطربة |
İçgüdülerim, hiç anlayamayacağımızı söylüyor çünkü o bizim gibi değil. | Open Subtitles | إحساسي يخبرني أننا لن نفهم غرضه أبدًا لأنه لا يشبهنا |
Ama içimden bir his silahların burada bir yerde olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ،لديه سلاح في مكان ما هُنا إحساسي يُخبرني بهذا |
Kokusunu, nasıl hissettiğimi nasıl korktuğumu, ne kadar yalnız olduğumu. | Open Subtitles | أتذكّر الرائحة، و إحساسي... مدى خوفي، و كم كنتُ وحيدة. |
"Zamanı hissedemez oldum." | Open Subtitles | "فقدت إحساسي بالوقت" |
Senin benden uzaklaştığını mı hissediyorum... yoksa kalbim bana bir şeyler mi söylemeye çalışıyor bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعرف إن كان ذلك بسبب إحساسي بأنك تنسل عني أو لأن قلبي يحاول إخباري شيئاً |
- Öldürmeye yönelik duygular mı hissediyorum yoksa bana mı öyle geliyor? | Open Subtitles | هل إحساسي بأنك قاتل محترف صحيح .. أم أنه مجرد إحساس؟ |
Emindim, benim için yapılmış gibiydi senin için de öyle hissediyorum. | Open Subtitles | إحساسي صحيحا، مثل أنه قد أحرز بالنسبة لي وهذا كيف أشعر عنك |
hislerim bana sizin iyi biri, çalışkan bir anne olduğunuzu söylüyor. | Open Subtitles | ينبئُني إحساسي أنك إمرأة محترمة، و أمّ مكافحة |
Konu ben veya hislerim değil. Sen saygı duymazken onlar kararlarıma nasıl duyacaklar? | Open Subtitles | هذا ليس بشأني أو بشان إحساسي كيف لهم أن يحترموا قراراتي عندما لا تحترمها أنت؟ |
İçgüdülerim, hiç anlayamayacağımızı söylüyor çünkü o bizim gibi değil. | Open Subtitles | إحساسي يخبرني أننا لن نفهم غرضه أبدًا لأنه لا يشبهنا |
İçgüdülerim aklında bir şey olduğunu fısıldadı ve eğer sakin kalıp ona yeterince zaman tanırsam ne olduğu ortaya çıkacaktı. | TED | إحساسي الداخلي أخبرني أن هناك شيئاً في بالها، وأنني إذا بقيت صامتةً وأعطيتها وقتاً كافياً، فسيخرج هذا الأمر. |
Buna dokunmamamız gerektiğiyle ilgili tuhaf bir his var içimde. | Open Subtitles | إحساسي يخبرني أننا لا يجب أن نمسه |
Ve bu yeteri kadar utanç verici değilmiş gibi tam olarak böyle hissettiğimi tahmin ediyor. | Open Subtitles | و إن لم يكن هذا محرجا بما يكفي, فهكذا عرف إحساسي بالضبط. |
Ama içimden bir ses senin baba nasihatlerin olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إحساسي يخبرني بأن لديك نصائح أبوية مرتّبة |
"Zamanı hissedemez oldum." | Open Subtitles | "فقدت إحساسي بالوقت" |
Ancak benden alamayacağın tek şey merhamet duygum. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي لا يمكن حرماني هو إحساسي نعمة. |
Onu önemsiyorum ama keşke hislerimi içimden çıkarıp çamur içinde ezmek istiyorum. | Open Subtitles | وأنى أهتم بهِ ولكنيّ أود أن أقتلع إحساسي وأسحقها كالنفايات |
74 yıldır sağduyuma göre hareket ediyorum, beni yarı yolda bırakmayacaktır. | Open Subtitles | إستعمل إحساسي العام لـ 74 سنة و لم يخذلني حتى الآن |
Dışarı benim içerde hissettiğim gibi bakıyordun. | Open Subtitles | لقد كان شكلك الخارجي يعبر عن إحساسي في الداخل . |
Her seferinde, tekrar tekrar daha iyi hissedeceğim. | Open Subtitles | مراراوتكرارا, وفي كل مرة كان إحساسي جيداً. |
Bir yerlere taşındığı hissini atamıyorum. | Open Subtitles | ـ إحساسي يقول بأنه إنتقل إلى مكانٍ آخر |