Standart istatistik teknikleri aldık, bu nedenle bununla ilgili konuşmayacağım. | TED | لقد إستخدمنا أساليب إحصائية قياسية، لذا لن أتحدث عن ذلك. |
Bu ABD'nin sera gazına etkisi ile ilgili bir istatistik. | TED | وهذه إحصائية أمريكية عن تأثير الغازات الدفيئة. |
Görevin istatistik bilgilerdeki tutarsızlıkları bulmak. | Open Subtitles | سيكون عملك هو مراجعة قوائم إحصائية وإيجاد عدم التوافق بينها |
Bu çalışma istatistiksel yöntemler kullanarak tespit edilmiş ve edilmemiş yolsuzlukları inceliyor. | TED | فهذه الدراسة تنظر إلى الاحتيالات المكتشفة وغير المكتشفة مستخدمة طرقا إحصائية. |
Bu, olan bitene biraz daha istatistiksel bakmamızı sağlıyor. | TED | و هو يقدم نظرة إحصائية أكثر على الأشياء. |
Sağ köşede de dikkate şayan sayıda aşırı sıcak günlerin istatiksel olarak gösterilişini görüyoruz. | TED | وسترون في الزاوية السفلى اليمنى ظهور أرقام ذات دلالة إحصائية لأيام شديدة الحرارة. |
Şimdi sokakları bilmediğim için üzgünüm, ama benim için bir istatistik değil. | Open Subtitles | أعتذر أنا لست خالية من المشاعر، ولكنها أكثر من مجرد إحصائية بالنسبة لي |
En etkileyici istatistik şu. Bir kere deneyenlerin yüzde 91 'i tekrar geliyor. | Open Subtitles | إليك أكثر إحصائية تأثيراً، 91% من الأشخاص الذين يزوروننا مرة سيعودون لزيارتنا مجدداً |
Bu modeller değişkenleri ayarlamak için istatistik verilere dayanılarak oluşturuluyor. | Open Subtitles | هذه النماذج مرتكزة على معطيات إحصائية بغية ضبط المعايير |
Borsa hakkında bir yanlış istatistik... ve birden Büyük Bunalımdayız. | Open Subtitles | إحصائية واحدة خاطئة عن سوق الأسهم وفجأة نحن في فترة الكساد الكبير |
Ayrıca sıkça kullanmasını sevdiğim bir istatistik var; buna göre Dünya' ya her dört günde bir Seattle, yani Seattle şehri büyüklüğünde bir şehir ekliyoruz. | TED | وهناك إحصائية أحب دائماً إستخدامها، التي تنص على أننا نضيف مدينة بحجم سياتل كل أربعة ايام، مدينة بحجم سياتل على الكوكب كل أربعة أيام. |
Burada gün sonunda ölenler diye bir istatistik yok. | Open Subtitles | ليس إحصائية يتم تسجيلها في نهاية اليوم |
Biliyor musun, ne zaman işe istatistik karışsa hep "%83" diyorsun. | Open Subtitles | هل تعلم أنك عندما تقول إحصائية دائماً تقول 83% ؟ |
Bir kez onun hakkında düşünün, istatistiksel sayı olarak görmeyin; bunlar - bakalım, konuşmaya başlayalı ne kadar zaman oldu? | TED | بمجردّ التفكير بها.. كما ترون هذه ليست بيانات إحصائية هذه .. دعنا نشاهد كم تحدّثت حتّى الآن |
Bir kişi hakkında bu tür küçük bir büyük veri kütlesi hayal ediyorsanız -burada bilimi aşırı basitleştireceğim- ancak temel olarak istatistiksel turnuvalar için bir algoritma geliştirdik. | TED | إن تخيلت هذا القدر من البيانات عن شخص ما، سأوضّح لكم الفكرة تماماً لقد أسسنا خوارزمية لمسابقات إحصائية. |
Bu ya bir istatistiksel bir mucize, yada tüm üsse bulaştı. | Open Subtitles | حسنا, إما أن تكون معجزة إحصائية أو أن كل القاعدة تعرضت للإصابة |
- Hayır, 16 yaşındaki bir kızın telefonun fişini çekmesi istatiksel açıdan mümkün değildir. | Open Subtitles | لا, هناك إحصائية تقول أستحالة غلق فتاة فى السادسة عشر لهاتفها |
Booth yatak odasına televizyon istiyor ama Breannan istemiyor çünkü istatiksel olarak sevişmeyi engelliyormuş. | Open Subtitles | بوث يريد جهاز تلفزيون في غرفة النوم لكن برينان لا لأنها سمعت أن إحصائية أنها أقل عرضة لممارسة الجنس |
Fakat biz yetişkinler artık bu istatistikleri tutmuyoruz. | TED | ولكننا كناضجين لم تعد لدينا المقدرة على إستيعاب هكذا إحصائية. |
Heather, bugün Amerika'da istatistiklere girmek için hayatını hiçe sayıyorsun. | Open Subtitles | هذر، أنت ترمي حياتك أن يصبح إحصائية في الولايات المتحدة تمارس الجنس مع أي اليوم. |
Genel olarak, bu komik bir karikatür gibi, ama internet üzerinden yaptığım ankete bir bakalım. | TED | بشكل عام، ذلك يبدو كرتونا طريفا، ولكن دعونا ننظر على إحصائية قمت بها على الأنترنت. |