"إختياري" - Translation from Arabic to Turkish

• seçimim
• tercihim
• seçtiğim
• seçeceğim
• seçtim
• seçildim
• seçimimdi
• tercihimdi
• isteğe bağlı
• seçim
• seçmeli
• bağlıdır
• seçtiğimi
• rızaya
• kararım

İlk varan bendim, ve gördüğünüz üzere seçimim muhteşem.
لقد كنت أول الواصلين, وكما ترون فإن إختياري كان رائعا

Belki bir sonraki seçimim en iyi insan derisinden özel olarak yapılan bir beden olur.
ربما إختياري القادم يجب أن يكون مُعد خصيصاً مِن خيرة شباب البشر

Düşünmeden alacağım sıradaki karar, takma diş tercihim olacak.
قراري المندفع القادم سيكون إختياري من أطقم الأسنان

Eğer haklıysam, benim seçtiğim bir restoranda akşam yemeği yiyeceğiz.
إشترِ لي عشاء في مطعم من إختياري إذا كنتُ صائبة.

-Henüz nihai kararımı vermedim... ama yıllardır listesini tuttuğum isimler arasından seçeceğim.
ـ أنالسة ماوقعتش إختياري النهائي لحد الآن لكنهم من قائمة الأسماء التي أجمعها على مر السنين

Biliyorum. Gerçekten benim seçimim değil. Kamal'ın görevi artık benim.
أعلم ، وهذا ليس إختياري لكن مهمة " كمال " هي مهمتي الآن

İlk seçimim "Oliver" müzikalinden "Foo, Glorious Food" şarkısıydı.
إختياري الأول كَانَ "غذاء، غذاء مجيد " مِنْ المعرضِ أوليفير!

Benim seçimim Fransız mutfağı.
الاكل الفرنسي يمكن ان يكون إختياري

Bu benim tercihim değil. Meşru müdafaa hali.
على الأقل إختياري حينها كان دفاعاً عن النفس

Benim tercihim değildi ve tercihin olması da umurumda değil.
انه ليس إختياري وأنا حقا لا أهتمّ إذا كان إختيارك او لا

Bilirsin, lisede eğitimci olmak kariyerimdeki ilk tercihim değildi.
فكما تعلم، التدريس في مدرسة عليا لم يكن بالضبط إختياري المهني الأول.

On milyon dolar. Benim seçtiğim bankaya. Offshore.
عشرة ملايين دولار، مصرف من إختياري خارج البلاد، فورا

Gelecekte de, ne zaman yarı-yarıya kafeinli, özenle seçtiğim ironik köpük tasarımına sahip breve latte yapsam seni düşüneceğim.
عندما أعد القهوة المخففة باللبن مع رغوة السخرية مصصمة من إختياري سأفكر فيك

Benim seçeceğim yeni bir adli tabip harici ve dahili tam bir otopsi uygulayacak.
والطبيب الشرعي الجديد الذي سيكون من إختياري سيقوم بإجراء تشريح ثاني كامل داخلي وخارجي

Mademki seçmeli ders almaya zorlanmıştım ben de yardım etmeyi seçtim.
بما أنني اُجبرت أن أأخذ درس إختياري إخترت أن أُساعد

Kuzeydeki İhtiyarın emeklilik partisinde varisi olarak ben seçildim.
في حفلة تقاعد الرجل العجوز في الشمال لقد تم إختياري لأكون وريثه في الشمال

Bu benim seçimimdi. Gitmemek. O beni desteklerdi.
لقد كان إختياري ألا أذهب لقد كان ليُدعم ذلك

Bir süre kendi başıma dolaştım. Kendi tercihimdi. Sürekli kendi kendime konuştum.
وهذا كان إختياري - أنت وحيد هذا السبب فقط -

Bunun isteğe bağlı olmayan bir gelenek olduğunu söyle.
حاولي أن تخبريه أنها عرف إجتماعي غير إختياري

Hiç tanımadığım biri için hayatımı tehlikeye atmam gibi bir doğru seçim mi?
مثل إختياري لأخاطر بحياتي لكي أنقذ شخص غريب

Bir yanlışlık olmayabilir. Tiyatro, seçmeli iletişim derslerindendir aynen lisan gibi.
قد لا يكون خطأً, المسرح هو صف إتصالات إختياري.

Her haftanın başında ödeme yapıyorsunuz. Hizmetçi servisi isteğe bağlıdır.
الدفع في بداية كل أسبوع، تشغيل الخادمة إختياري

Sana bir davayı nasıl seçtiğimi anlattım mı hiç?
هل أخبرتكِ من قبل قط عن كيفيّة إختياري لقضيّة؟

Sağlam bir devlet kurumu, ancak güvenlik araştırması yaptırmak rızaya dayalı.
إنهم وكاله محليّه قويه. ولكن تقارير السلامه عمل إختياري.

Delvian Arayışı'na katılma kararım, rahip olmak için... göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşmişti...
إختياري ان أنضم للبحث الدلفي .... لأصبح راهبة ...حدث في غمضة عين