Rüyalara olan bağımlılığı onun kâbusu oldu. | Open Subtitles | أصبح إدمانه للأحلام كابوسه، الذي لم يستطع الاستيقاظ منه. |
bağımlılığı yüzünden çaresizce erimesini seyrettim." | Open Subtitles | ولقد شاهدته بلا حول لي ينجرف بعيداً بسبب إدمانه |
Sanıyorum ki onun eroin bağımlılığı kamuya duyurulmuş değil. | Open Subtitles | حسناً, يبدو وأن إدمانه للهيروين ليست مسألة سجل عام. |
Anladım ki gergin olmasının nedeni online flört bağımlılığını ortaya çıkarmış olmammış. | Open Subtitles | ولكن بعدها إكتشفت أنه فقط متوتر لأنني إكتشفت إدمانه المواعدات على الإنترنت |
Bunun alkol bağımlılığını bir kendini yeniden bulma biletine çevirme. | Open Subtitles | لا تجعلي إدمانه للكحول تذكرة إلى إدراك الذات |
Kötü bir adam değildi ama alışkanlığından kurtulamadığı için bir işte de tutturamıyordu. | Open Subtitles | لم يكن شرير بالضرورة لكن لم يتخلص من إدمانه ولم يثبت على وظيفة أيضاً |
Ancak adada Bağımlılığının üstesinde gelecek gücü bulma konusunda çok iyi yol katetti. | Open Subtitles | "ولكنّه قطع شوطاً كبيراً بوقته بالجزيرة، واجداً العزيمة للتغلّب على إدمانه" |
Ama bağımlılığı yüzünden neredeyse ölüyordu ve hâlâ iyi değil. | Open Subtitles | لكنه كاد أن يموت بسبب إدمانه ومازال غير مُعافى |
- Ne tür bir bağımlılığı vardı? | Open Subtitles | حالة صعبة. ماذا كان نوع إدمانه الأولى... |
Kumar bağımlılığı ve büyüden korktuğu için. | Open Subtitles | بسبب إدمانه للمقامرة و خوفه من السحر |
Görünüşe göre kumar bağımlılığı kontrolden çıkmış. | Open Subtitles | {\pos(192,220)} يبدو أنّ من المرجّح أنّ إدمانه القمار هُو أساس الخطر. |
bağımlılığı geçmişin bir parçasıydı. | Open Subtitles | إدمانه كان شيئا من الماضي.. |
Alfredo'nun araba hırsızlığında uzman olduğunu biliyoruz ama bağımlılığı teknik gereksinimleri karşılamasının zorlaştırdığı zaman daha geleneksel suç dallarına geçmiş. | Open Subtitles | -نعلم أن (ألفريدو ) كان سارق سيارات خبير، لكن عندما جعل إدمانه من الصعب |
Malesef kendi bağımlılığını tedavi edemedi. | Open Subtitles | كم هو مؤسف أنه لم يتمكن من علاج إدمانه |
bağımlılığını doyurmak için haplara ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | الآن, هو احتاج للحبوب ليغذي إدمانه. |
bağımlılığını doyurmak için haplara ihtiyacı vardı. | Open Subtitles | الآن, هو احتاج للحبوب ليغذي إدمانه. |
bağımlılığını gidereceği bir şey. | Open Subtitles | شيء لإشباع إدمانه |
Haklı olduğunu söylersek, bağımlılığını körüklemiş oluruz. | Open Subtitles | نخبره أنه مصيب و سنغذي إدمانه |
Haklı olduğunu söylersek, bağımlılığını körüklemiş oluruz. | Open Subtitles | نخبره أنه مصيب و سنغذي إدمانه |
Lord Tekir'in Esctasy alışkanlığından kurtulmasını istiyorum. | Open Subtitles | أتطلع لأن يتخلص السيد (توبينجتون) من نشوة إدمانه |
Sonra alışkanlığından kurtuldu. | Open Subtitles | ثم أقلع عن إدمانه |
Bağımlılığının pençesinden kurtulamayacak gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو أنه خسر أمام إدمانه للأبد |