Film, çocuğun izni olmadan, hatta haberi bile olmadan, İnternet'e düşmüştü. | TED | الفيلم، بدون إذنه ، أو دون علمه في البداية، وجد طريقه الى الإنترنت. |
Pierre, onun izni olmadan sana fotoğraf çektiremem. | Open Subtitles | بير ، لا أستطيع أن أدعك تقوم بالتصوير هنا بدون إذنه |
Babam arabanın çalındığını bildirmiş. "Oğlu izinsiz aldı" değil, | Open Subtitles | قام ببلاغ بأن سيارته سرقت ليس أن أبنه أخذها بدون إذنه |
Kulak zarına iğne sokunca sizce ne olur? | Open Subtitles | ماذا تعتقدون أنه سيحدث عندما أغرس إبرة في طبلة إذنه ؟ |
Elçinin sol kulağı sağır. O yüzden seni sağına oturtacağım. | Open Subtitles | السفير أصم من جهة إذنه اليسرى, لذا سأضعكِ على جانبه الأيمن |
Onun yardımına veya iznine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | نحن لسنا بحاجة إلى مساعدته أو إذنه |
- Kulağının içini bile boyamış. | Open Subtitles | عليك أن تقرص إذنه. |
Beni izlemeye başlamadan önce sanki iznini alman gerekiyormuş gibi ona baktığını fark ettim. | Open Subtitles | قبل أن ترتبط بالحدث رأيتك تنظر للخلف وكأنك تطلب إذنه إنه مساعد محامي عام |
Onun izni olmadan bölgede ne yapıyordun? | Open Subtitles | مالّذي كنت تفعله بالمحميّة من دون إذنه ؟ |
Onun izni olmaksızın generallerle, ...görüşmeler yaparak ve dostlarınıza politik üstünlükler dağıtarak mı? | Open Subtitles | بتعيين الجنرالات بدون إذنه ومنح رعايه سياسية لأصدقائك ؟ |
Kaynağın ismini onun izni olmadan açıklayamam. | Open Subtitles | ليس مسموحًا لي الكشف عن اسم المصدر دون إذنه. |
Oğlum ben babandan izinsiz hiçbir iş yapmam. Sonra benim başıma ekşiyor... | Open Subtitles | أنا لا أفعل شيئاً دون إذنه إنه يغضب مني أنا لاحقاً |
Eğer izinli ya da izinsiz kalmazsak... o da, biz de pişman oluruz. | Open Subtitles | إن لم نبقَ على اتصال بالقضية بإذنه أو بدون إذنه سنندم نحن وهو على ذلك |
Onun kanını, Tash'in izinsiz olarak kullandığını iddia etmişti. | Open Subtitles | ادّعي أنها أخذت عينة من دمه بدون إذنه |
Kulak zarına iğne sokunca sizce ne olur? | Open Subtitles | عندما أغرس إبرة في طبلة إذنه ؟ |
- Kulak memeleri emsalsizdir. | Open Subtitles | "شحمة إذنه لاتضاهي" |
Elçinin sol kulağı sağır. O yüzden seni sağına oturtacağım. | Open Subtitles | السفير أصم من جهة إذنه اليسرى, لذا سأضعكِ على جانبه الأيمن |
- kulağı kesilmiş. - Ne barbarca. | Open Subtitles | . قد قطعت إذنه |
Herşey için onun iznine mi ihtiyacın var? | Open Subtitles | سنحتاج إذنه في كل شيء، أليس كذلك؟ |
Borelli kimse vurulmayacak dedi. Bizim onun iznine ihtiyacımız yok. | Open Subtitles | بوريللي) أمر بعدم عقاب أحد ولا نملك إذنه بعد) |
Kulağının içinde. | Open Subtitles | داخل إذنه |
Burada yaşayan ve iznini alman gereken tek bir kardeş var. | Open Subtitles | لا,هناك اخ واحد هو الذى تحتاجين إذنه لكى تعيشى هنا |
Onun onayını almadan tek sent bile almam. | Open Subtitles | ولا أخذ فلسًا واحدًا من دون إذنه. |
Daha önce ebenin evine hiç girmemiştim ve ona sormadan bu şekilde evine daldığımız için rahatsızlık duydum. | Open Subtitles | لم أدخل لمنزل القابلة من قبل و شعرت بعدم الارتياح بالدخول لمنزل شخص آخر بدون إذنه |
Ondan izin almanız gerekmiyor. Hanımefendinin ne dediğini duydunuz. | Open Subtitles | ليست بحاجة إلى إذنه لقد سمعت لما قالته |