İradem dışında garip şeyler yapıyorum. | Open Subtitles | يبدو كأنني أقوم بأشياء غريبة بعكس إرادتي |
Ama ben gemiye binerek kendi ayaklarımla kendi isteğimle gitmiyorum. | Open Subtitles | ... ولكن لن أخطو نحو السفينة ... عن طريق أقدامي بمحض إرادتي الحرّة |
Gitmek, isteğim dışında kaçırılmak anlamına geliyorsa, evet gidiyorum. | Open Subtitles | إن كنت تعنين الذهاب ضد إرادتي و اختطافي، نعم |
Kendi irademle geldim. | Open Subtitles | جئت بمحض إرادتي |
Günün birinde rektör olma Arzum, onun sayesinde filizlendi. Tam bir antrenman. | Open Subtitles | إنها السبب وراء إرادتي لأن أصبح رئيس الجامعة يومًا إنه تدريب جيد |
Ya irademi güçlendirirler, ya da onları sustururum. | Open Subtitles | إنها يصادقون على إرادتي أو أحيدهم عن طريقي |
Kendi irademin de onlarınki kadar güçlü olmasını isterim. | Open Subtitles | لكني أحبّ التفكير في أنّ إرادتي بمثل قوّة إرادتهم |
Ömrümün büyük bölümü boyunca, isteğim dışında yaşadığım bu hayat, artık benim istediğim gibi gitmeye başlıyor. | Open Subtitles | فقط الوقت الذي مر رغماً عن إرادتي خلال معظم حياتي سيكون حليفي من الآن و صاعداً |
İradem zayıf olabilir, fakat sağlam bir bel kemiğim var. | Open Subtitles | ربما تكون إرادتي ضعيفة لكن عمودي الفقري قوي |
sabirla korumak zamanla sinirli iradem paramparca olamaz gucu gogusumde parladi. | Open Subtitles | والإرادات الضعيفة تتهاون ومع ذلك حافظت على صبري الوقت يمكنه أن يضغط عليّ لكن لا يمكنه أن يحطم إرادتي |
Aklımı birkaç kez kaçırmaya yetecek kadar zamandır. Akıl sağlığımı yerinde tutan tek şey iradem. | Open Subtitles | طويلًا كفايةً لأفقد صوابي مرارًا إرادتي فقط نجتني من جانب هذا الجنون |
Hayatım kendi isteğimle veriyorum. | Open Subtitles | حياتي، أَعطيه بمحض إرادتي الحرّة. |
Vampirliğe kendi isteğimle geldim. | Open Subtitles | أصبحت من مصاصي الدماء بكامل إرادتي |
Allah'a şükürler olsun. Ancak kendi isteğimle sakal bırakmış bulunuyorum. | Open Subtitles | الحمد لله، لكن بمحض إرادتي |
İsteğim dışında babanın yanında çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا نيت جريفين. أعمل ضد إرادتي عن والدك. |
Kendi irademle imzaladım. | Open Subtitles | لقد وقّعتُ بملء إرادتي |
Arzum değil, yoksulluğum kabul ediyor. | Open Subtitles | فقري يوافق، لكن إرادتي لا تفعل |
Ve yakında, yeniden buyruğumu ve irademi temsil edeceksin. | Open Subtitles | و قريبًا ستأخذ مكانتك مجددًا بكلمتي و إرادتي |
Hayatımın tüm dehşetleri kendi irademin bir neticesi. | Open Subtitles | كلُّ ما مررتُ به من أهوالٍ في حياتي هي نتيجة إرادتي |
Desteğini alıp alamayacağımı öğrenmek istediğim için beni suçlayabilir misin? | Open Subtitles | أقصد, هل تلومينني على إرادتي لمعرفة إذا كان لدي دعمك؟ .. و |
Beni serbest bırak kendi rızamla özür dileyeyim. | Open Subtitles | أطلق سراحي ومن ثم سأعتذر وأنا بكامل إرادتي |
Ama 9.Şube'de kalma isteğim tamamen bilerek ve isteyerek yaptığım birşeydi. | Open Subtitles | لكن إرادتي الحرّة الخاصّة حاولت البقاء عند القسم التاسع. |
Aşkı sadece kendi kontrolüm ve rızam dışında başıma gelen bir şeydense, hayran olduğum biriyle ulaşacağım bir şeymiş gibi, farklı bir çerçeveye oturtmak, bana güç veriyor. | TED | إعادة صياغة الحب كشيء أتمكّن من خلقه مع شخص معجبة به، وليس كشيءٍ يحدث لي دون إرادتي أو موافقتي، هو شيءٌ مشجع. |
Bu arada, bilmen gerekir ki Tanrı tuhaf bir şekilde hayatıma son verirse, vasiyetime göre, polisler, komşumuz olan 10 yaşındaki çocuğa gidecekler. | Open Subtitles | بحلول التي كتبها، يجب أن نعرف في حالة بعض غريب، النشط الله يجب أن يحدث لاتخاذ حياتي، قد عدل إرادتي |