"إسمحي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin ver
        
    • Bırak
        
    • Pardon
        
    • Affedersin
        
    • Affedersiniz
        
    • izin verin
        
    Şurada, izin ver. Bela çocuklar, sadece bela. Open Subtitles هُنا ، إسمحي لي ، أولاد فظيعين فقط فظيعين
    Aynı tarzda kendimi eğlendirmeme izin ver. Open Subtitles على الأقل إسمحي لي بتسلية نفسي قليلاً بنفس الأسلوب
    Bırak da içimdekileri dökeyim. Open Subtitles إسمحي لي بالتعبير عن مشاعري , دعيني أعيد صياغة الكلام.
    Zaten bizi bu karmaşanın içine atan kişi benim o yüzden Bırak yardım edeyim? Open Subtitles سأتولى أمر هذه الفوضى التي نحن بها في المقام الأول، لذا إسمحي لي فقط بالتعامل مع هذا، حسنا ؟
    Pardon, bir dakika bekle. Open Subtitles إسمحي لي، لحظة فقط
    Affedersin. İzin ver kendimi tanıtayım. Benim adım Tumnus. Open Subtitles آسف، إسمحي لى بتقديم نفسي أنا اسمي تومنوس
    Affedersiniz ama buranın sorumlusu benim, ...yapılması gereken her şeye ben karar veririm. Open Subtitles إسمحي لي، أنا المدير وأنا الّذي يُقرّر كلّ شيء ينبغي القيام به.
    Binbaşı Carter, lütfen Merrin'in size bu naqahdah reaktörünü hediye etmesine izin verin. Open Subtitles الميجور كارتر،رجاء إسمحي لميرين ان تقدّم لكي مفاعل الناكودا
    Özür dilerim, kendimi tanıtmama izin ver. Adım Tumnus. Open Subtitles آسف، إسمحي لى بتقديم نفسي أنا اسمي تومنوس
    Annemi babamı son bir kez görmeme izin ver. Open Subtitles من فضلك إسمحي لي ان ارى أمي وأبي مرة أخرى واحدة فقط
    Abimin haberi olmadan, birkaç gece burada kalmama izin ver. Open Subtitles بإختصار، إسمحي لي أن أمكث هنا لعدة أيام. بدون علم أخي.
    Sadece bana izin ver. Bana fırsat ver, bu fırsatı. Open Subtitles إسمحي لي بذلك وحسب أعطنِي فرصة، هذه الفرصة
    Sana bir bira daha alıp neden yanıldığını anlatmama izin ver. Open Subtitles حسنا، إسمحي لي بأن أشتري لكي مشروبا اخر ولأخبرك لماذا أنتي على خطأ
    - Bırak yardım edeyim. Lütfen. Open Subtitles دعيني أساعدك رجاءً إسمحي لي بمساعدتك فحسب
    Ama, hey, Bırak da seni bireyler içmeye götüreyim. Open Subtitles ولكن, إسمحي لي أن أقدمَ لكِـ شراباً في وقتٍ ما
    Monica, önemli değil. Bırak PJ kalsın. Open Subtitles الأمر على ما يرام إسمحي لـ"بي-جي" بالمكوث
    Bırak onu parka götüreyim. Open Subtitles إسمحي لي بأخذها إلى الحديقة، حسناً؟
    Pardon, şuan bir görüşme-... Open Subtitles إسمحي لي نحن في وسط..
    Affedersin, bu çok kötü bir durum ancak daha da kötüleştirmene izin veremem. Open Subtitles إسمحي لي . هذا وضع صعب لكن لاأريدكِ ان تصعبية أكثر
    Affedersiniz Matmazel, sizinle daha önce karşılaştık, değil mi? Open Subtitles إسمحي لي .. آنسه لكن ألم نلتقي من قبل ؟
    İzin verin size eşlik edeyim, Matmazel. Open Subtitles إسمحي لي بمرافقتكِ للأسفل آنستي. شكرا لك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more