"إسمحي لي" - Translation from Arabic to Turkish

    • izin ver
        
    • izin verin
        
    • İzninle
        
    • Bırak
        
    • Pardon
        
    • İzninizle
        
    • Affedersiniz
        
    • Sana bir
        
    • İzin verirsen
        
    Şurada, izin ver. Bela çocuklar, sadece bela. Open Subtitles هُنا ، إسمحي لي ، أولاد فظيعين فقط فظيعين
    Aynı tarzda kendimi eğlendirmeme izin ver. Open Subtitles على الأقل إسمحي لي بتسلية نفسي قليلاً بنفس الأسلوب
    Annemi babamı son bir kez görmeme izin ver. Open Subtitles من فضلك إسمحي لي ان ارى أمي وأبي مرة أخرى واحدة فقط
    İzin verin size eşlik edeyim, Matmazel. Open Subtitles إسمحي لي بمرافقتكِ للأسفل آنستي. شكرا لك.
    Evimin erkeğiyim. Şimdi izninle. Open Subtitles أنا الرجل المسيطر في المنزل، إسمحي لي
    Bırak da içimdekileri dökeyim. Open Subtitles إسمحي لي بالتعبير عن مشاعري , دعيني أعيد صياغة الكلام.
    Pardon, şuan bir görüşme-... Open Subtitles إسمحي لي نحن في وسط..
    İzninizle sigaranızı yakayım. Tutar mısınız efendim? Open Subtitles إسمحي لي أن أشعل سيجارتك لك، أمسك هذا عنّي سيّدي
    Affedersiniz Matmazel, sizinle daha önce karşılaştık, değil mi? Open Subtitles إسمحي لي .. آنسه لكن ألم نلتقي من قبل ؟
    Abimin haberi olmadan, birkaç gece burada kalmama izin ver. Open Subtitles بإختصار، إسمحي لي أن أمكث هنا لعدة أيام. بدون علم أخي.
    Sadece bana izin ver. Bana fırsat ver, bu fırsatı. Open Subtitles إسمحي لي بذلك وحسب أعطنِي فرصة، هذه الفرصة
    Sana bir bira daha alıp neden yanıldığını anlatmama izin ver. Open Subtitles حسنا، إسمحي لي بأن أشتري لكي مشروبا اخر ولأخبرك لماذا أنتي على خطأ
    Bak, biliyorum tuhaf geliyor ama bunu sana vermeme izin ver, senin için bir şey ifade ediyor mu bak. Open Subtitles إسمعي، أعلم أنه يبدو غريبا لكن إسمحي لي أن أعطيك هذا .أترين، إن كان يعني أي شيئ لكِ
    İzin ver adamlarımı toplayıp oraya ineyim, ve kaçmaya çalışan insanları öldürülmeden önce geri göndereyim. Open Subtitles إسمحي لي وفريق من فتياني بالذهاب إلى هُناك وإعادة الناس الذي يُحاولون الهُروب قبل أن يُقتلو.
    İkimizden de nefret etmekte haklısın ama hiç olmazsa açıklamama izin ver. Open Subtitles لديك كل الحق لتكرهينا سوياً ولكن إسمحي لي أن أشرح ...
    Lütfen, fazla kalamam. İzin verin sizinle yanlız konuşayım. Open Subtitles رجاءاً لا أستطيع البقاء لمدة طويلة إسمحي لي بالتحدث معكِ
    Lütfen yatağınıza götürmeme izin verin. Open Subtitles ‫من فضلكِ، إسمحي لي ‫بأن آخذكِ إلى سريركِ
    Onunla konuşmama izin verin. Bunu üzerime alacağım. Open Subtitles إسمحي لي بالحديث معه سأقوم بأخذ هذا على عاتقي
    - Paige, açıklayabilirim. - İzninle. Open Subtitles بايج ) أنا أستطيع تفسير هذا ) - إسمحي لي -
    Zaten bizi bu karmaşanın içine atan kişi benim o yüzden Bırak yardım edeyim? Open Subtitles سأتولى أمر هذه الفوضى التي نحن بها في المقام الأول، لذا إسمحي لي فقط بالتعامل مع هذا، حسنا ؟
    - Gireyim. Yemekler beni öldürecek. - Pardon. Open Subtitles - تعالي، إسمحي لي بالدخول. l معي طعام .
    O zaman, Bayan Luthor, izninizle İki yüzlülüğünüz başlamadan ayrılacağım.. Open Subtitles إذن سيدة (لوثر) إسمحي لي بالمغادة قبل بدء هذا النفاق
    Affedersiniz, kendimi tanıtmadım. Marqauiez Selamenka. Open Subtitles رجاء إسمحي لي بتقديم نفسي (ماركو أنطونيو سالامانكا)
    Ve şimdi eğer bana izin verirsen, tekwando için geç kaldım. Open Subtitles و الآن إسمحي لي فقد تأخرت على تدريب التايكوندو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more