"إشتراه" - Translation from Arabic to Turkish

• aldığı
• almış
• satın aldı
• almıştı
• aldığını
• önce alınmış

Onca konuşmadan, bize aldığı onca şeylerden sonra, sonu böyle oluyor.
بعد كل الكلام و ما إشتراه لنا أن ينتهي بهذه الطريقة؟

Diyebilirim ki satın aldığı pul inanılmaz değerli.
‫أعتقد أن الطابع الذي إشتراه يعتبر مُلكية

Bu hafta. Babam bir arkadaşından almış.
هذا الأسبوع، إشتراه أبي بسعر مناسب من صديقه

Christine Moore almış olmalı.
كرستين مور يَجِبُ أَنْ يكونَ عِنْدَها إشتراه.

Fabrika beş yıl önce batınca 500 frank karşılığında satın aldı .
وحين أفلس المصنع من خمس سنوات إشتراه بأقل من 500 فرانك0 أكاد لا أصدق حتى الأن00

Sonra birisi araziyi satın aldı ve zengin VIP'lerin çatı katında keyif yapabileceği lüks bir otel inşa etti.
ثم شخصاً ما إشتراه وبني فوقه فندقاً للرفاهية وجناح علوي لكبار الشخصيات

Bebeğimin çıngırağı. Babası onu Grace için almıştı.
‫إنه جرس طفلتي ‫إشتراه أبي من اليونان.

Kimin aldığını öğrenmek için kamera kayıtlarına bakıyorum.
أنا أجهز لقطات كاميرات الأمن لأكتشف من إشتراه.

Bana aldığı yüzüğü bile buldum ama o asla teklif etmedi.
حتى أني وجدتُ الخاتم الذي إشتراه لي لكنه لم يسأل من قبل

Satın aldığı kurusıkılar için Jeff Murdock'un evini aradık.
" لدينا تنفيذ مذكرة تفتيش على منزل " جيف موردوك إستناداً على الرصاص الفارغ الذي إشتراه

Onu aldığı zamanı hatırlıyorum. Oradaydım.
أني أذكر يوم أن إشتراه أنا كنت هنا

"Babamın iki zuzime aldığı bir küçük keçi."
"الجدي الصغير الذي إشتراه والدي للزوزيمين"

Kamerayı 4 ay önce ikinci el almış.
يقول أنه إشتراه قبل 4 شهور، مُستعمل

Geçen hafta almış, Samay'ı vurmadan 2 gün önce.
" إشتراه الأسبوع الماضي .. قبل يومين من قتله " ساماي

Burada yazanlara göre Claypool Endüstrileri, evi 5.2 milyon dolara satın almış ama 6 gün sonra Pearce onlardan 1 dolara satın almış.
حسنٌ، طبقًا لهذا، صناعات كلايبول إشترت الملكية بمبلغ 5.2 مليون دولار وبعد ست أيام، "ديريك "بيرس" إشتراه بدولار واحد

Şey, biraz suratımı astım ve Olivier benim için satın aldı.
حسنا, لقد تجهمت قليلا وأوليفي إشتراه لي

Hayır, benim için satın aldı.
لا، هو إشتراه لي.

Sahip onu gemiden satın aldı.
السيد (رينولدز) إشتراه من سطح السفينة

Ne zaman aldın bunu tatlım? Paris'te. Kuzen Sebastian almıştı bana.
- لقد إشتراه " سيباستيان " من باريس -

-Evet .Yeni almıştı
أجل، لقد إشتراه لِتوّهِ

Neden parayla ne aldığını bilmek isteyeyim ki?
لمَ أريد أن أرى ما الذي إشتراه بالمال؟

Olson, Bragg'in İngiltereden satın aldığını söylüyor.
أولسون تقول أن براغ إشتراه من إنجلترا

Sanığa ait, bir ay önce alınmış.
...للمتهم إشتراه... منذ شهر واحد