"إشراقاً" - Translation from Arabic to Turkish

    • parlak
        
    • aydınlık
        
    • aydınlanır
        
    Bu kısmını biraz daha parlak yapsan güzel olmaz mı? Open Subtitles ألن يكون من الأفضل رسمها بشكل أكثر إشراقاً هنا ؟
    Seninle birlikteyken her şey daha normal ve daha parlak. Open Subtitles كل شيء عادي يبدو أكبر وأكثر إشراقاً عندما أكون برفقتك
    Bu insanlar için daha parlak bir gelecek garanti edebildik. TED أستطعنا تأمين مستقبل أكثر إشراقاً لأؤلئك الناس
    Jiletli telin, daha aydınlık bir yarının umutlarını kestiği, uzun beton duvarlarla, çelik parmaklıklarla çevrili. TED محاطا بجدران خرسانية عالية، وقضبان فولاذية، حيث تبرع الأسلاك الشائكة في قطع طريق أحلامنا نحو غد أكثر إشراقاً.
    En aydınlık günde en karanlık gecede, hiçbir kötülük kaçmayacak görüşümden. Open Subtitles إنهُ اليوم الأكثر إشراقاً. فى ليلة مُظلمة،لن يهرب أيّ شرير من قبضتى.
    Şey, hızlı bir şekilde, gelişmekte olan ülkeler için bir parlak Yeşil gelecek elde edersiniz. TED حسناً، بسرعة جداً، تحصلون على مستقبل أخضر أكثر إشراقاً للعالم النامي.
    parlak renkler, ön lobtaki. Open Subtitles ألوان أكثر إشراقاً ، وهنا في الفص الأمامي
    Gözlerimiz tuvalin en parlak noktasına kayar. Open Subtitles تجضب أنظارنا البقعة الأكثر إشراقاً على الخيمة
    Benim daha parlak bir gelecek görüşüm vardı. Open Subtitles كان لديّ رؤياي الخاصه من أجل مستقبل أكثر إشراقاً
    Gelecek onun için çok daha parlak olacak. Open Subtitles أظن حقاً أن المستقبل يبدو أكثر إشراقاً بالنسبة له.
    Sanki Kutup ışıkları gibi sadece çok daha parlak... Open Subtitles إنها مثل الشفق في القطب ولكنه أكثر إشراقاً
    Eminim işleri daha parlak yapmaya çalışmak daha fazla karanlığa yol açardı. Open Subtitles أنا متأكد من جعل الأشياء أكثر إشراقاً سيجعلها أكثر ظلمه فقط
    Belki işleri parlak yapmaya çalışmak sadece altındaki karanlığı çoğaltıyordur. Open Subtitles ربما إجبار الأشياء على أن تكون أكثر إشراقاً يجعل ظلمتها الداخليه أكثر ظلاماً
    Geleceğin çok daha parlak evlat. Open Subtitles مُستقبلكَ سيغدو أكثر إشراقاً أيّها الشاب.
    "Lily, güneşten daha parlak gülüyordu." Open Subtitles ابتسمت ، أكثر إشراقاً من الشمس الاستوائية.
    Buz, Yeryüzü'ndeki en parlak yüzeyken açık okyanus suları en karanlık olandır. Open Subtitles الجليد هو أكثر سطحٍ طبيعي إشراقاً على الأرض و مياه المحيط المفتوح هي الأدكن.
    İnan bana gelecek o kule olmadan çok daha aydınlık. Open Subtitles صدقيني، سيكون المستقبل أكثر إشراقاً بدونه
    Benim görevimdeki insanların görevi ise gelecekte daha aydınlık şeylerin yaşanması için kanal açmaktır. Open Subtitles ووظيفة الناس الذين في منصبي بتوجيه المستقبل إلى شئ أكثر إشراقاً
    Sanki tüm hayatım karanlık gibi ve... sen varken her şey daha aydınlık oluyor. Open Subtitles وعندما تكونين معي تكون حياتي أكثر إشراقاً
    Sonra başka bir güç ortaya çıktı daha aydınlık bir güç ve karanlığı gönderdi. Open Subtitles تظهر قوّة أخرى... ، أكثر إشراقاً... لإعادة الظلمة إلى مكانها...
    Varlığın şehri daha aydınlık kıldı. Open Subtitles جعلتي المدينة أكثر إشراقاً بحضوركِ
    Anlatan kişinin o sırada yüzü aydınlanır ve şefkatle üzüntüye dönüşür. Open Subtitles ولكن مع الموت يُسمح لك بذلك ... لأنه يجعل وجهك أكثر إشراقاً ... ويحول حزنك إلى شجاعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more