"إصطدم" - Translation from Arabic to Turkish

    • çarptı
        
    • çarpmış
        
    • çarptım
        
    • çarptığını
        
    • çarpan
        
    • çarptığı
        
    • uyla
        
    On yıl oluyor mu? Öksürük şurubundan kafayı bulmuş. İstasyona çarptı. Open Subtitles تحت تأثير دواء السعال، إصطدم بالرصيف وسُجن بتهمة القتل الغير المتعمد
    Zaman kaybetmek için yaptı. Sonra, başka bir arabaya çarptı! Open Subtitles فعل هذا ليضيع الوقت و عندئذ إصطدم بسياره أخرى
    Yaklaşık saatte 200 kilometre hızla yere çarpmış. Open Subtitles لقد إصطدم بالأرض تقريبا بسرعة 200 كيلومتر في الساعة
    Bir motosikletli çarpmış, ve üzerinden kimlik çıkmamış. Open Subtitles إصطدم بدراجة بخاريه,وليس لديه بطاقة هويه
    Elimi masaya çarptım ve şimdi kafasına göre hareket ediyor. Open Subtitles إصطدم مرفقي بالمكتب واُصيب شيء ما والآن يتحرك تلقائياً
    Neden kızlarımıza bana tren çarptığını söyledin? Open Subtitles وهذا شيءٌ آخر أيضاً. لماذا أخبرتي الفتيات أنه قد إصطدم بي القطار ؟
    Minibüse çarpan sen miydin? Open Subtitles هل أنت الرجل الذي إصطدم بالسيارة ؟
    Son kabloya çarptığı andaki yükseklik ne? Open Subtitles ما هي القياسات التي إصطدم بها بالسلك الأخير ؟
    Arabaya doğru gidiyorduk, adamın biri bana çarptı. Open Subtitles كنا ذاهبون إلى السيارة وذلك الرجل إصطدم بي
    Kalabalıktı, biri ona çarptı kamerasını düşürdü. Open Subtitles كان المكان مزدحماً، إصطدم بهِ شخص ما، فأوقع كاميرتهُ
    Herif bana çarptı ve şimdiden eşyalarımı cebe indirmek istiyor. Open Subtitles هذا الرجل إصطدم بي، والآن يحاول أن يضع أشيائي في جيبة
    birisi arkadan bana çarptı . Open Subtitles إصطدم شخص ما بي من الخلف ..وارتطمت
    Caddeden karşıya geçerken motosikletiyle üstüme gelmeye başladı, ben de yoldan çekildim ama çocuk park hâlindeki bir araca kafasını çarptı ve her şey havada uçuştu. Open Subtitles كان يصفّ دراجته أمامي... ، فإبتعدت عن الطريق... ولكن رأسه إصطدم بسيارة واقفة...
    Bildiğim kadarıyla, kolunu kapıya çarptı ve sonra istemsizce hareketler başladı. Open Subtitles على حد علمي فإن ذراعه إصطدم بباب، ويقوم بنوع من... الحركة التلقائية...
    İttiğin zaman Tate çöp tenekelerine çarpmış olabilir mi? Open Subtitles هل هناك أي إحتمال أن يكون تايت قد إصطدم بهذا المكب عندما قمت بدفعه؟
    Bana çarpmış olmasının Reid'in ölümüyle ilgisi yok. Open Subtitles حقيقة أنه إصطدم بي " لم ترتبط بمقتل " ريد
    Baba suya atlayınca taşa çarpmış. Open Subtitles لقد إصطدم صخره عندما نزلنا الماء
    Kayıp, mağara duvarına çarpmış olmalı. Open Subtitles لا بد أنه إنزلق و إصطدم بجدران الكهف
    Düşüp kafamı çarptım. Open Subtitles كان قاسياً جداً، كما تعرفين إصطدم رأسي تقريباً على كل الرصيف
    Düb gece ayak parmağımı yatağın altındaki bir kavanoz marmelata çarptım. Open Subtitles ليلة البارحة إصطدم إصبع قدمي بجرة مربى برتقال, تحت السرير.
    Zemine çarptığını bulduğunu biliyorum ama çarpışmadan önce başka bir yanma olmuş mu? Open Subtitles أعلم أنّك عرفت أنّه إصطدم بالأرض، لكن هل إحترق شيئ قبل الإرتطام؟
    Tinkerbell Şirketi'ni arayıp, uçan bir cismin uydularına çarptığını mı soracağız? Open Subtitles هل نتصل فقط بشركة "تينكربال 4" و نسألهم ما إذا كان صحن طائر قد إصطدم بقمرهم الصناعي؟
    Sana çarpan yarışçı Richard Keith miydi? Open Subtitles ذلك المتسابق الذي إصطدم بك
    Sessiz ol. 6 numaralı yatakta solunum cihazına bağlı hasta ve şu motosikletlinin çarptığı adam var. Open Subtitles المكان هادىء, فقط الغرفه رقم 6 بها من يستمر بالرنين. فتى إصطدم بدراجه بخاريه.
    3 ay önce bugün, Julie'nin babası 68 Dodge'uyla kaymış ve telefon kulübesine çarpmış. Open Subtitles اليوم ، قبل ثلاثة أشهر والد (جولي) خرج بسيارته الدودج موديل 1968 من أحد المنحنيات و إصطدم بها فى أحد أعمدة خطوط الهاتف

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more