"إعطائنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • verebilir
        
    • vermek
        
    • bize
        
    • vermeyi
        
    • veremez
        
    • müsaade
        
    Eğer yapıIdığı maddeyi bulursak, bize nerede kullanıIdığı hakkında bir fikir verebilir. Open Subtitles ليرى ما صنعت منه ويساعدنا على إعطائنا هويةً لها
    Ameliyatı orada olduysa belki hastane bize ismini verebilir. Open Subtitles إذن إذا أجرت الجراحة هناك فربما يمكن للمشفى إعطائنا اسمها
    Karar vermek zor. Sanki üç dilek hakkın varmış gibi. Open Subtitles إنه صعب مع ذلك كما لو تم إعطائنا ثلاث أمنيات
    bize ders vermek için iyi bir adamı hapse mi atacaklar? Open Subtitles هل سيضعونَ رجلاً طيباً في السجنِ من أجلِ إعطائنا درساً ما؟
    Ruslar, DHD'yi geçici olarak ödünç vermeyi kabul etmişler. Open Subtitles الروس وافقوا على إعطائنا الدي اتش دي بشكل مؤقت
    Savaş bitti, artık kimse bana emir veremez. Open Subtitles الحرب انتهت لا أحد يمكنه إعطائنا أوامر الان
    Harika. Daphne, Sarah ile bana biraz müsaade eder misin? Open Subtitles رائع ، دافني هل يمكنك إعطائنا دقيقة ؟
    O yüzden bazı tarihler verebilirseniz, onlarla bu müşteri arasında bağlantı kurabiliriz, bu da bize muhtemel sebebi verebilir. Open Subtitles لذا لو يمكنك إعطائنا بعض التواريخ، يمكننا ربطهم بهذا الزبون، وذلك سيعطينا سبب محتمل
    Şüpheliler ile ilgili bize bilgi verebilir. Open Subtitles فلربّما يكون قادراً على . إعطائنا بعض المشتبهِ بهم
    Burada bizimle başka biri varsa bize bir işaret verebilir mi? Open Subtitles أيوجد أي شخصٍ آخر هنا برفقتنا؟ هل تستطيع إعطائنا إشارة؟
    Sizi temsil etmemiz için bizi tutan adam hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Open Subtitles أتساءل لو كان بوسعك إعطائنا معلومات عن الرجل الذي استأجرنا لنُمثلك
    Sanırım ikimize yalnız birkaç dakika vermek istedi. Open Subtitles أعتقد أنها أرادت إعطائنا دقيقة أو دقيقتان وحدنا
    Özür dilerim ama hangisini tercih ettiğimize karar vermek için bize biraz zaman vermeniz lazım. Open Subtitles مجدداً, إعذرني، سيتوجب عليك فقط إعطائنا القليل من الوقت لنحدد أي من هؤلاء نفضل.
    Ama kalmak istiyorsanız cüzdanınızı ve cep telefonunuzu vermek zorundasınız. Open Subtitles ولكن إذا أردتِ البقاء ، فعليكِ إعطائنا محفظتكِ وهاتفكِ ، رجاءً
    Planlanan saate göre 10'da oradaydık ve bize verilen numara 59'du. TED وصلنا إلى هناك في العاشرة صباحاً، موعد البدء المقرر، وتم إعطائنا دور برقم 59.
    bize bağışta bulunanları birkaç bin dolar daha vermeye ikna etmek için Penguenlerin arkasina uydu etiketi yapıştırdım. TED في محاولة لإقناع المتبرعين في إعطائنا بضعة آلاف من الدولارات لإلصاق بطاقات القمر الصناعي على ظهور طيور البطريق
    Seçeneğiniz yok. Talep ettiğimiz zamanı bize vereceksiniz. Open Subtitles ليس لديك خيار عليك إعطائنا الأسابيع التي طلبناها
    DNA örneği vermeyi redetti ve... hiçbir suç gecesi için sağlam tanığı yoktu. Open Subtitles رفض إعطائنا حمضهه النووي لم يكن لديه أي عذر مقبول لأي من حوادث الإغتصاب
    Neden Guanyin oğul vermeyi bıraktı? Open Subtitles لماذا القوانيين توقفت عن إعطائنا ألابناء
    Şu konuda da tarihin yanlış tarafındaydın -- bize ihtiyaç duyduğumuz yanıtları vermeyi reddetmekte. TED وأنت الآن على الجانب الخاطيء من التاريخ في ذلك... في رفضك إعطائنا الإجابات التي نحتاجها.
    bize istediğimiz görüntüyü veremez. Open Subtitles لا يمكنها إعطائنا التغطية التي نحتاج. فريقتنا يتحرك في هذا الوقت.
    bize bir ceset bile veremez. Open Subtitles تبا ، لن يستطيع إعطائنا جثّة حتى
    bize müsaade eder misin lütfen? Open Subtitles أيمكنك إعطائنا بعض الوقت، من فضلك؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more