"إكراه" - Translation from Arabic to Turkish

    • baskı
        
    • zorlama
        
    • mecburiyet
        
    Gözdağının ve otoriter bir yönetimin olmadığı birbirlerini baskı yapmadan destekleyen bir aile. Open Subtitles تلك التي تعمل دون تخويف وسيطره واستبداديه اسره تدعم بعضها البعض دون إكراه
    Aklın başında ve baskı altında değilsin, değil mi? - Evet. Open Subtitles أأنتِ مؤهلة عقلياً ولا تقبعين تحت أيّ إكراه في هذه الأثناء؟
    Bu, yeni kurallar oluşturmak, ve insanların baskı ve onun doğurabileceği karşı koyma olmaksızın, tercih etmelerine izin vermek için bir yol. TED انها طريقة لإنشاء قواعد جديدة ، وترك الناس تختار دون إكراه ، وإكراه المعارضة التي يمكنها النفاذ.
    Cebir, kandırma veya zorlama olup olmadığına bakılmaz. TED بغض النظر إذا ما كان تحت إكراه أو احتيال أو قوة.
    Doğru, ama bu durumda önemli olan cinsel taciz araştırmansının herhangi bir zorlama olmadan yapılmasıdır. Ne söylemeye çalışıyorsunuz? Open Subtitles صحيح ، لكن ما له أساس هو أنّ تحقيق اعتداء جنسي يجب يُجرى دون أيّ إكراه
    İslamiyet'te mecburiyet yoktur kimi yıllar sonra inanır, kimi birkaç dakikada. Open Subtitles لا يوجد إكراه في الدين ربما الرجل يستغرق سنوات عديدة أو يحتاج فقط لدقائق ليؤمن
    Biz kötü adammışız gibi, ...onlara baskı yapıyoruz. Open Subtitles تحقيقاتهم قانونيّة ، نحن نبدو مثل الأشرار نأتي و نضعهم تحت إكراه
    Ve biz onlara baskı yapıyoruz. Open Subtitles بأنّهم قاموا بذلك وفقا للقانون و نحن نضعهم تحت إكراه
    Geçen sonbahar, büyük bir baskı altındayken nefsim sekteye uğradı... Open Subtitles في الخريف الماضي، وتحت إكراه شديد، تم امتحاني.
    Ustalık eserim değil ama aşırı baskı altındaydım. Open Subtitles حسنا، إنه ليس أفضل أعمالي، لكني كنت تحت إكراه مدقع
    "Bunu kendi irademle ve hiçbir baskı altında olmaksızın söylüyorum. " Open Subtitles "أقول هذا البيانِ بإرادتي الحرّة وبلا إكراه."
    Matt, "zihinsel baskı" tabirini biliyormusun? Open Subtitles مات، هَلْ تَعْرفُ ما العبارةَ "إكراه عقلي"؟ Hmm؟
    Herhangi bir baskı veya kapı zorlaması yok. Open Subtitles بدون دخول عنوة بدون إكراه من اي نوع
    Bu kararın baskı altında verilmiş olduğunu varsayacağım. Open Subtitles لن أعاتب على قرار أتخد تحت إكراه.
    baskı altında olmadan hareket ettiğime seni temin ederim. Open Subtitles أود أن أؤكد لك أنني أتصرف دون إكراه
    baskı altında kaldığını iddia ettirir. Open Subtitles سوف تزعم إكراه الأعتراف
    baskı olmadan itiraf etti. Open Subtitles قد اعترف دون أي إكراه.
    Yahudiler burunlarını yaptırdıkları, gayler organlarını kestirdikleri için ben ve benim gibi çok çalışan adamların, daha yüksek sigorta primlerinin faturalarını ödemeyi bitirebilmek için "zihinsel baskı"ya zamanımız olmuyor. Open Subtitles هو الذي يهود يَحْصلونَ على أنوفِهم ثَبّتوا، يَحْصلُ شواذُ على أعضائهم شذّبَ مِنْ، وأنا والكثير مِنْ الرجالِ الشغولينِ الآخرينِ مثلي الذي ما عِنْدي وقتُ ل"إكراه عقلي" يَنتهي بإلتِقاط السعرِ في العلاواتِ الأعلى.
    Kuran'daki en açık ve net cümle olan "Dinde zorlama yoktur." cümlesi hiçbir açık kapı bırakmamıştır. Open Subtitles ولم يكن هناك اى شيء يمكن أن يفعله حيال ذلك الأكثر صدقاً والأكثر وضوحاً بيان في القرآن لا إكراه في الدين لا أعذار او اجبار
    İşin içinde para olmadan, zorlama olmadan. Open Subtitles بدون أي أموال تورطهم، دون أي إكراه
    Fakat dinde zorlama yoktur. Open Subtitles لكن لا إكراه ولا جبر في الدين
    Bu cazibe değil, mecburiyet. Open Subtitles ليست متعة، إنها إكراه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more