"إلا إذا كنت" - Translation from Arabic to Turkish

• Tabii
• sürece
• yoksa
• Tabi
• istemiyorsan
• değilseniz

Ağır metaller de normal toksin taramasında çıkmaz. Tabii özellikle onu aramıyorsanız.
والمعادن الثقيلة لن تظهر في فحص السموم إلا إذا كنت تبحث عنهم..

İstediğin miktarda parayı vermeye hazır değilim, Tabii askeri güç tehdidi altında vergileri artırabilecek orta büyüklükte bir ülkeysen durum değişir.
أن كمية المال الذي تريده أكثر من الذي أقرضه بشكل عادي إلا إذا كنت دولة متوسطة الحجم قادرة على ‎. ‎.

Bana soğuk bir bira servis etmediğin sürece buraya oturamazsın.
إلا إذا كنت ستقدم لي بيرة باردة استمر في السير

Hasta veya çok fakir olmadığınız sürece birçok seçeneğiniz var.
لديك اختيارات، إلا إذا كنت مريضًا أو فقيرًا.

O yüzden bildiğin sihirli bir aether ağacı yoksa şansımız yok demektir.
ذلك إلا إذا كنت تعرف اين شجرة الاثير السحرية نفذ منك الحظ

O yüzden kopya kâğıdın ya da çözecek başka bir sorunun yoksa...
لذلك، إلا إذا كنت قد حصلت على طريقة اخرى لحل بقية المشاكل

İlişkimizi bir sonraki aşamaya taşımak için hazır olmadığımızı düşünmüyorsan Tabi.
إلا إذا كنت تفكر بأن علاقتنا ليست مستعدة للإنتقال للمستوى التالي

Tabii eğer karşında duran yeni dostlarınla işbirliği yapmak istersen, orası ayrı.
إلا إذا كنت ترغب في أن تتعاون مع أفضل صديقين لك هنا

Tabii büyünün etkisi altına girmiş bir avuç süper kahraman görmek istemiyorsan!
إلا إذا كنت ترغب في حفنة من الشبان الخارقين المجانين ليمزقوا المدينة

Tabii gerçekten eve gitmek istiyorsan.
إلا إذا كنت حقاً لا تريدين العودة إلى البيت

Belki birkaç mektup buluruz. Tabii sen daha biz gelmeden etrafı aramadıysan.
ربما توجد بعض الرسائل ، إلا إذا كنت قد بحثت فى المكان من قبل

Tabii cevaplardan korkmuyorsan.
انها نظام غريب إلا إذا كنت خائفا من الإجابات.

Altının, riske girmeye değeceğini düşünmüyorsanız Tabii.
إلا إذا كنت تعتقد الذهب يستحق أخذ فرصة من اجله

Kaçmaya çalışmadığın sürece seni sırtından vurmak istemiyorum.
لا أريد أن أطلق عليك الرصاص من الخلف إلا إذا كنت تفضل أن تهرب

Ateş eden bir birlikle karşılaşmak istemediğiniz sürece, evet.
نعم، إلا إذا كنت تريد الإعدام رمياً بالرصاص

Görmediğin sürece fikirlerini kendine sakla.
إحتفظ بآرائك لنفسك ، إلا إذا كنت رأيت شيئاً

yoksa sen birbirimizi anlayamayacağımızı mı düşünüyorsun?
إلا إذا كنت تعتقد أنه حتى بيننا أننا لا نستطيع أن يفهم احدنا الاخر

yoksa bölümdeki herkesin sana korkak tavuk demesini mi istiyorsun?
إلا إذا كنت تريد كل من في القسم يعتقدون أنك جبان.

Tabii üniversiteli kavalyenizle Sevgililer Günü öncesi için yaptığınız planınız yoksa?
إلا إذا كنت قد حصلت على خطة مسبق عيد الحب مع العاشق الكلية.

Çünkü satın alabileceğiniz hiçbir şey yoktu, perçin dışında Tabi.
لم يكن هناك شيء يشترى. إلا إذا كنت تريد شراء بعض المسامير.

Sanırım geçici ziyaretçilere pek birşey vaat etmiyor, Tabi tepeye birikmiş bir grup kulübe çekici gelmiyorsa.
أعتقد أنها لا تقدم الكثير للزائر العرضى إلا إذا كنت تسعدين بمجموعة من الأكواخ على جانب المنحدر

Tabi onun büyüp eğlence dünyasında olmasından korkmuyorsan.
إلا إذا كنت خائفا من أن يكبر و يعمل في صناعة الترفيه

Ayrıca hiç giymediğim seksi iç çamaşırlarımın hepsini atmamı istemiyorsan hayatımızın geri kalan süresi boyunca dolabının en alt çekmecesine ihtiyacım olacak.
ايضاً، إلا إذا كنت تريد مني أن ارمي جميع ملابسي الداخلية المثيرة التي لم ارتديها أنا سأكون بحاجة إلى درج ملابسك السفلي

Bu etikten çok görüntü içindir, fakat bir piknik masasında değilseniz, tabağın altında hiçbir şey olmaması nadir görülen bir şeydir.
إن هذا يتعلق بالمظهر أكثر من الآداب، لكنه من النادر ألا نرى شيئا تحت الطبق إلا إذا كنت تأكل على طاولة نزهة.