"إلتقيتُ" - Translation from Arabic to Turkish

    • tanıştım
        
    • tanışmıştım
        
    • tanıştığım
        
    • karşılaştım
        
    • tanıştık
        
    • tanıştığımda
        
    • görüştüm
        
    • tanıştığımı
        
    • tanıştığımdan
        
    • buluştuk
        
    • buluştum
        
    Evet, Bayan Song'la şahsen tanıştım. İyi hallediyor gibi görünüyor. Open Subtitles نعم, إلتقيتُ بالسيدة سونغ شخصيًا, إنها تبدو على ما يُرام.
    Sörfçünün tekiyle tanıştım; sarışın, mavi gözlü, yanmış falan yani tamam mı? Open Subtitles وعندها إلتقيتُ بالمدعو سيرفر : شكله يبدؤ أسمر وشعرُه أشقر وعيناهُ زرقاوتين
    Seninle tanıştım ya, artık asla geri dönmem. Open Subtitles إنظري أنا لن أعود أبداً، الأن، أنا إلتقيتُ بكِ
    Satıyordu. Onunla geçen sene müzedeki bir bağışta tanışmıştım. Open Subtitles إلتقيتُ به في حملة جمع التبرّعات للمُتحف العام الماضي.
    Babanla tanıştığım zaman, iyi gitmesini ummuştum. Open Subtitles عندما إلتقيتُ والدكِ كنتُ آمل أنه سيفلحُ في الأمر
    Saldırı falan değildi. Ama eskiden alem yaptığım bir adamla karşılaştım ve artık bu işleri bıraktığımı söyleyince çıldırdı. Open Subtitles إلتقيتُ مُصادفة برجل اعتدتُ الإحتفال معه، وغضب بعدما أخبرته أنّي لا أريد أن أفعل ذلك بعد الآن.
    Bağımsız bir kitapçıda tanıştık... Open Subtitles هي ذكيّة للغاية إلتقيتُ بها في المكتبة
    Seninle ilk tanıştığımda ne düşünüyordum, biliyor musun? Open Subtitles أوَتعلمين ما فكرتُ به عندما إلتقيتُ بكِ للمرّة الأولى؟
    Hayır, gelen görevliyle tanıştım. Open Subtitles كلا ، لقد إلتقيتُ بممثّلة إدارة الغذاء والدواء
    Karınla yeni tanıştım. Neler olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles لقد إلتقيتُ زوجتك للتوّ، لا أدري عمّا تتحدّث.
    Karınızla yeni tanıştım ve bir bok anlamadım olanlardan. Open Subtitles لقد إلتقيتُ زوجتك للتوّ، لا أدري عمّا تتحدّث.
    Hayır, dünya görüşümü değiştiren biriyle tanıştım. Open Subtitles كلا، إلتقيتُ بشخص أراني شيئاً بدّل نظرتي للعالم.
    Konuşana da bak! Senin ilk kız arkadaşınla tanıştım. Open Subtitles إذا كنتَ تريد التحدثَ فقد إلتقيتُ صديقتكَ الأولى
    Martinique'ye transfer olduktan sonra sonunda yargıçla tanıştım... ama hiçbir şey anlayamadım çünkü hiç tercüman yoktu. Open Subtitles و أخيرًا إلتقيتُ بالقاضي بعد أن نُقلتُ إلى مارتينيك. لكنني لم أستطع فهم أيّ شيء بسبب عدم وجود مترجم,
    Çünkü bir keresinde kadın uşağı bir tiple tanışmıştım, onlar bebek gibi konuşmuyorlar. Open Subtitles لأنّي إلتقيتُ بكبير خدمٍ من قبل. و هم لا يتحدثون كالأطفال
    Onunla ilk tanıştığım andan beri beni terk edeceğini biliyordum. Open Subtitles في أوّل مرّة إلتقيتُ بها، كنتُ أعرف أنّها ستتركني.
    Onunla birkaç ay önce sahilde karşılaştım ve olanları unutup barıştık. Open Subtitles إلتقيتُ به على الشاطئ قبل بضعة أشهر، ودفنّا الأحقاد.
    Orada nişanlımla tanıştık. Open Subtitles إنّه المكان الذي إلتقيتُ فيه خطيبي.
    Söylemek istediğim onunla tanıştığımda, onu kırmızı ışıkta durdurmuştum, ve eldiven bölmesinde 2 gram mal buldum. Open Subtitles أقول أنّي عندما إلتقيتُ بها، كنتُ قد أوقفتُها لقطع إشارة حمراء، وكان بحوزتها غِرامين من الكوكايين في درج السيارة.
    - Pekâlâ, dün onunla görüştüm. - Ama intikam almak istemedim. Open Subtitles حسناً، إلتقيتُ معه الليلة الماضية، لكنّي لمْ أكن أريد الإنتقام.
    Birkaç şeyden bahsetmiş olabilirim belki. Nazik, komik ve iyi görünümlü bir adamla tanıştığımı falan. Open Subtitles ،لربّما ذكرتُ أمراً أو أمرين، أنّي إلتقيتُ .رجلاً لطيفاً ومُضحكاً، جميل المنظر
    Seninle daha yeni tanıştığımdan ve birine bir şeyler anlatmayı sevdiğimi hissettiğimden. Open Subtitles لأني إلتقيتُ بكِ للتوّ و.. وأرغب بإخبار أحدهم عن ذلك, أتعلمين؟
    İş çıkışı metronun orada onunla buluştuk. Open Subtitles لذا إلتقيتُ بها بعد العمل في محطة المترو.
    Portia ile Knightsbridge'deki bir kafede buluştum partiden bir gün sonra. Open Subtitles إلتقيتُ أنا و(بورشيا) في مقهى بـ(نايتسبريدج) في اليوم الذي يسبق حفلتها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more