"إلى بروكلين" - Translation from Arabic to Turkish

    • Brooklyn'e
        
    Annem beni Brooklyn'e götürdü ve ihtiyar Doktor Solomon oradaydı masasında oturuyordu. Open Subtitles أخذتني أمي إلى بروكلين إلى الطبيب سولومون الذي كان جالساً خلف مكتبه
    Beni Brooklyn'e geri getiren şeyin aslında sen olduğunu fark ettim. Open Subtitles لقد ادركت الآن ، أنه كنت أنت السبب . فى عودتى إلى بروكلين
    On yıl içinde Brooklyn'e dönebileceğim. Open Subtitles سوف أكون قادرا على العودة إلى بروكلين خلال عشر سنوات
    Neden Rob'u da alıp, birlikte Brooklyn'e gitmiyoruz? Open Subtitles لما لا نأتي بروب، ونسوق سيارتنا نحن الثلاثة إلى بروكلين
    Bakın, patronum beni Brooklyn'e, sonra Queens'e gönderdi. Open Subtitles أمل أن تتفهمي ،أن رئيسي أرسلني إلى بروكلين ثم كوينز
    Beni patronumun Brooklyn'e gönderdiğini anlamanızı ümit ederim, ...daha sonra Queens'e Open Subtitles أأمل أن تتفهمى أن رئيسى أرسلنى إلى بروكلين ثم كوينز
    Ancak Brooklyn'e gelebildik. Belki de geri dönmeliyiz. Open Subtitles لقد وصلنا فقط إلى بروكلين ربما كان من الأفضل أن نعود
    Dediklerimle bir derdin varsa kıçını alıp Brooklyn'e dön ve sigorta davalarıyla uğraş dur. Open Subtitles إذا كان لديك مشكلة مع ما أقول أحمل متاعك النتن وعد إلى بروكلين واستمتع هناك بحالات وقضايا التأمين.
    Brooklyn'e kadar onca yolu Yunan yemekleri yemek için mi geliyorsun? Open Subtitles هل تخبرني أنك تأتي إلى بروكلين من أجل الطعام اليوناني؟
    Brooklyn'e taşınınca seni bulamayacağımı mı düşündün? Open Subtitles هل ظننتَ بمجيئك إلى بروكلين لن أستطيع إيجادك؟
    Hayır, bazen babamda kalıyorum ve kitabı annemde unutmuş oluyorum Brooklyn'e geri dönmek zorunda kaldığımız için babam sinirleniyor. Open Subtitles لا، لكن أحياناً عندما أكون عند أبي وأنسى كتاباً تركته في بيت أمي يغضب أبي لأن علينا الرجوع إلى بروكلين
    Peki, Brooklyn'e gelmene gerek yoktu ancak geldiğin için sağol. Open Subtitles حسنا, شكرا لك لقدومك إلى بروكلين, ولكنك لم تكن مضطرا للقدوم
    Bu saatin güzel haberleri: Elektik Brooklyn'e geri geldi. Open Subtitles الخبر الجيد الآن الطاقة تعود إلى بروكلين
    Hayallerinin peşini bırakmadın... hala lezbiyensin ve sıcak olmadan Brooklyn'e taşındın. Open Subtitles اتبعتي أحلامك الفنيه استمريتي على الإسحاقيه وانتقلتي إلى بروكلين قبل ان اصبحت مثيره
    Okulu beğenmezsem, Brooklyn'e dönebileceğimizi söylediğini sanıyordum. Open Subtitles اعتقدت انك قلتي أننا سنعود إلى بروكلين اذا لم تعجبني الجامعه
    Brooklyn'e gidip bu işin aslını öğreneceğiz. Open Subtitles نحن ذاهبون إلى بروكلين للحصول على خلاصة هذا الشيء
    Brooklyn'e, oğlumun yanına dönmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أعود إلى بروكلين مع ابني
    Yani, Ruth'u Brooklyn'e boşu boşuna mı gönderdin? Open Subtitles أتعني انك أرسلت "روث" إلى "بروكلين" في مهمة وهمية؟
    Kavga ettik. Beni terketti. Brooklyn'e geri döndü. Open Subtitles لقد تعرضنا لشجار ،لقد تركتني وعادت إلى "بروكلين".
    Kavga ettik. Beni terketti. Brooklyn'e geri döndü. Open Subtitles لقد تعرضنا لشجار ،لقد تركتني وعادت إلى "بروكلين".

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more