"إلى بكين" - Translation from Arabic to Turkish

    • Pekin'e
        
    • Pekin'den
        
    Er ya da geç seni Pekin'e geri götürecekler. Open Subtitles عاجلاً أم آجلاً انهم يَجْرّونَك إلى بكين.
    Buradan Pekin'e kadar, bütün aşıklar dinleyin. Open Subtitles إذا إستمعوا يا كل من يؤمن بشرارة الحب من هنا إلى بكين
    Ertesi gün Bay Stamper Pekin'e uçtu. Open Subtitles في اليوم التالي السيد ستامبر سافر إلى بكين.
    Tabut, 241 numaralı uçuşla Pekin'e götürülecek. Open Subtitles تم جدولة التابوت ليكون على الرحلة رقم 241 إلى بكين
    Sonra Pekin'den kamyonla devam ederiz. Open Subtitles سنتسلل إلى بكين ثم نذهب بالشاحنة.
    2002'de Pekin'e ilk gittiğimde, şehir plancıları bize şu resmi gösterdiler: Merkezdeki iş bölgesinde yapılacak olan yüzlerce gökdelenden oluşan bir orman, ancak o zamanlar henüz bir avuç dolusu mevcuttu. TED عندما وصلت لأول مرة إلى بكين في 2002، عرض علينا مخططو المدينة هذه الصورة: إنها غابة من مئات ناطحات السحاب سيتم بناءها في مقاطعة الأعمال المركزية إلا أنه في ذلك الوقت، لم يوجد سوى بعضها.
    Ocak ayında Paris'e gittim, orada moda haftası için röportajımı yaptım, 22 Ocak'ta Pekin'e geri döndüm ve bazı şeyleri biraz gergin buldum çünkü çok fazla söylenti vardı. TED ذهبت إلى باريس في يناير، أجريت مقابلتي لأسبوع الموضة هناك، عدت إلى بكين في 22 يناير، ووجدت الأمور متوترة بعض الشيء بسبب وجود كثير من الشائعات.
    Paris'ten Pekin'e kadar uzanan yabancı yatırımcılarımız sabırsızlanıyor. Open Subtitles مستثمرونا الأجانب متلهفون من "باريس" إلى "بكين".
    Sonra, Pekin'e geldiğini duydum. Open Subtitles لاحقاً، سَمعتُ بأنّكي جِئتَ إلى بكين.
    Pekin'e geldiğini duydum. Open Subtitles لاحقاً، سَمعتُ بأنّكي جِئتَ إلى بكين.
    Önce Pekin'e gitti, şimdi de buraya mı gidiyor? Bryan senfonilerden nefret eder. Open Subtitles أولاً ، نذهب إلى "بكين" ، والآ إلى هنا براين) يكره الحفلات الموسيقية)
    Sonra Pekin'e postalarız, orada Mandarin lehçesine tercüme edilir. Open Subtitles "بعدها نقوم بأرسالها إلى "بكين و تترجم إلى لغة الماندرين
    Biraz para kazanınca da senin için Pekin'e geldim. Open Subtitles جئتُ إلى "بكين" لأجلكِ حالما كسبت بعض المال.
    Pekin'e varamazsam Hong Kong'a gidebilirim. Open Subtitles ما زال يمكنني الذهاب إلى "هونغ كونغ" إذا يمكنني الوصول إلى "بكين".
    Zamanı gelince Pekin'e de taşınabilirsiniz. Open Subtitles في مرحلة ما ربما تتمكن ."من الإنتقال إلى "بكين
    Sonra öğrendim ki babam Pekin'e hiç gitmemiş. Open Subtitles لاحقُا اكتشفت... بأنّ أبي لم يذهب أبدًا إلى بكين.
    Babam asla Pekin'e gitmedi. Open Subtitles بأنّ أبي لم يذهب أبدًا إلى بكين.
    Pekin'e yani General Chang'in üst düzey komutanları acil toplantıya çağırdığı yere göndereceğim. Open Subtitles سأرسل هذا الصاروخ إلى (بكين) و الجنرال (شانغ) سيدعوا لإجتماع طارئ للقيادة العليا الصينية
    Benimle Pekin'e gel. Open Subtitles تعال مَعي إلى بكين.
    Pekin'e dönmeye cesaret edeceğini düşünmemiştim! Open Subtitles لم أعتقد بأنّها تتجاسر إرجع إلى بكين!
    Emekli olmuş ve 6 ay önce Pekin'den buraya taşınmış. Open Subtitles تقاعد وعَاد إلى بكين منذُ 6 أشهر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more