"إلى جنب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yan yana
        
    • yanında
        
    • omuz
        
    • beraber
        
    • omuza
        
    • yana mı
        
    • yanyana
        
    • Birlikte
        
    • yanına kazınacak
        
    Ayrıca bu yerel otobüsler, şehir merkezine yaklaştıklarında, hepsi yan yana hareket eder ve bir ana cadde üzerinde büyük ölçüde birleşirler. TED و كلما سارت هذه الحافلات المحلية لتصل إلى قلب المدينة مرت كلها جنبا إلى جنب لتلتقي كلها تقريبا في طريق رئيسي واحد
    Ve Wald'ın eşi bunun üzerine yan yana yazılmalarını istemiş. TED وطلبت أرملة والد أن يتم وضع اسميهما جنبا إلى جنب.
    Fakat uzun bir süre, tavuğun saygılı statüsü, mutfaktakinin yanında var olmaya devam etti. TED ورغم ذلك فإنّه ولفترة طويلة استمرّ تبجيل الدجاج جنباً إلى جنب مع دورها في الطعام.
    Prens John'a karşı omuz omuza olmalıyız niçin bunu anlayamıyor! Open Subtitles جنبا إلى جنب ضد الملك جون، الذي لا يستطيع يرى
    Başka bir cesetle beraber bir özür videosu daha çıktı. Open Subtitles انخفض فيديو آخر اعتذار جنبا إلى جنب مع هيئة أخرى.
    Hepimiz yan yana oturup, senin şeytanca emirlerini mi yerine getireceğiz? Open Subtitles هل كُنا جميعا نعمل جنبا إلى جنب لخدمة خططك الشريرة ؟
    Asıl mesele, millet, basının iki fotoğrafı da yan yana koymasını sağlamak. Open Subtitles بيت القصيد، والأشخاص هو الحصول على الصحافة لوضع صورتين جنبا إلى جنب.
    Bunlar yan yana çok uyumlular. TED هذه جنبا إلى جنب مع اللطافة كل هذت مع بعضهم البعض.
    İngilizce kelimeleri yan yana veriyoruz. Çok komik şeyler olabiliyor. TED كلمتين عشوائيتين بالإنجليزية جنبا إلى جنب. لذا فإن أموراً مضحكة قد تحدث.
    Bu durumda, iki şempanzeyi yan yana koyduk, Birine bir kova dolusu marka verdik, her markanın farklı bir anlamı var. TED في هذه الحالة، نضع شمبانزيين جنبا إلى جنب. وأحدهما يحصل على دلو من المقتنيات، والمقتنيات لديها معان مختلفة.
    Fakat kendimi kısa sürede, ticari hasattan sorumlu güçlü insanların yanında buldum. TED ولكن سرعان ما وجدتُ نفسي أعمل جنبًا إلى جنب مع أشخاص ذوي نفوذ وقوة. مسؤولين عن الحصاد التجاري.
    Fakat yırtıcı kuşların yanında anakaralarda birkaç uçamayan kuş hayatta kalmıştır. TED لكن القليل من الطيور التي لا تطير تمكّنت من النجاة على اليابسة جنبًا إلى جنب مع الكثير من الحيوانات المفترسة.
    Ticari tarımın yanında küçük ölçekli çiftçiliğin başarı ve birlikteliğine dair başarılı ilk modelleri oluşturabiliriz. TED يمكننا إنشاء أول نماذج ناجحة من التعايش والنجاح بين الزراعة على نطاق صغير جنبا إلى جنب الزراعة التجارية.
    Fransa'da, en eski ve en yakın 3 arkadaşıyla omuz omuza çarpışmıştır. Open Subtitles وفي فرنسا، قاتل جنبا إلى جنب مع ثلاثة من أقدم وأعز أصدقائه
    Sizler gibi adamlarla omuz omuza çalışabilmek, benim için bir onur ve ayrıcalıktı. Open Subtitles لقد كان شرفا وامتياز لي بأن عملت جنبا إلى جنب مع رجال مثلكم
    Yarından itibaren omuz omuza çalışıyoruz, vakfın için bile olsa. Open Subtitles بدءً من الغد سنعمل جنباً إلى جنب في مؤسستك اللطيفة
    Uranüs'e tıklayacağım ve göreceğiz ki Uranüs uydularıyla beraber dönmekte. TED سأنقر بشكل مزدوج مجددا على أورانوس، ويمكننا أن نرى أورانوس يدور على جانبه جنبا إلى جنب مع أقماره.
    - yana mı karşıya mı? Open Subtitles ـ على الجوانب أم في الأمام؟ ـ جنباً إلى جنب
    Dilencilerimizle yanyana çalışmaya hevesli belediye çalışanlarımız olduğu için şanslıyım. TED أنا محظوظٌ لوجود هؤلاء الموظفين المستعدين للعمل جنبًا إلى جنب مع المتسولين.
    Ve o gece, tüm ailesi kanepelerde uyudular ve ev sahibimiz annesiyle Birlikte uyudu biz yatakta yatabilelim diye. TED وفي تلك الليلة، أسرتها بأكملها أخذوا الأرائك و نامت جنبا إلى جنب مع أمها حتى يمكننا أن نأخذ أسرتهم.
    Her birinizin isimleri sizlerden önceki şanlı koruyucuların yanına kazınacak. Open Subtitles "أسماؤكم ستنقش جنبًا إلى جنب مع أسماء فرق الحراس العظيمة قبلكم"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more