"إلى شيء" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir şeye
        
    • Bir şey
        
    • bir yere
        
    • bir şeyler
        
    • şeyi alıp
        
    • bir şeylere
        
    • bir seye
        
    • bir konuya
        
    • bir şeyden
        
    • olan bir
        
    Belki farkında değilsiniz ama şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz. TED من المحتمل أنك لا تدرك أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً.
    bir şeye baktığında, ona bakmaktan sıkıldığın hiç olmuş muydu? Open Subtitles هل نظرت مرة إلى شيء وأحسست بالسقم لمجرد نظرك إليه؟
    Göze çarpmayan Bir şey lazım, biraz tarzı olan bir şeye. Open Subtitles نحتاج إلى شيء لا يجذب الأنظار. لكن مع قليل من الأناقة.
    Geçen Nisan, oldukça tuhaf bir yere gittim. delirmiş lise mezunlar toplantısı diye isimlendiriyorum. TED في أبريل الماضي ، ذهبت إلى شيء غريب جداً .. إلى ما وصفته باجتماع طلاب ثانوية مضطرب.
    Ama eğer yolun ucunda bir şeyler yoksa, bilsem iyi olur! Open Subtitles ولكن، إن لم نكن نتجه إلى شيء فأريد أن أعرف ذلك
    Siktiğimin kurabiyesinden çok ilham veren, etkileyici bir şeye ihtiyaçları var. Open Subtitles أنها تحتاج إلى شيء أكثر ملهمة أو الفاحشة من الكعكة سخيف.
    Ve bazen azıcık bir sihir aptalca bir kararı bambaşka bir şeye dönüştürebilir. Open Subtitles وأحياناً القليل من السحر يمكنها إتخاذ قرار غبي وتحوّله إلى شيء مختلف تماماً
    Teşekkürler. Belki bir gün bir şeye ihtiyaç duymadığında da gelirsin. Open Subtitles وربما يوما ما سوف تأتين بالجوار عندما لا تحتاجين إلى شيء.
    Bu da beni Tim'e söylemem gereken başka bir şeye yönlendiriyor. Open Subtitles أعلم مما يقودني إلى شيء آخر أرغب في أن أخبره إياه
    Kuş gribini öyle bir şeye dönüştürmek ne kadar sürer? Open Subtitles سلاح بيولوجي وكم تستغرق, لتحويل انفلونزا الطيور إلى شيء كهذا؟
    Daha güçlü bir şeye ihtiyacınız varsa, belki de o sıvı Kevlar'ı kullanabilrisiniz. Örneğin; dıştaki damarları değiştirmek için. Belki de tüm kemiği. TED وربما يمكن إستخدام ذاك الكيلفر السائل إن احتجتم إلى شيء أقوى لتعويض الأوردة الطيفية، أو ربما عظمة بأكملها.
    Tabii ki sonraki 80 yılda her şey değişti, oldukça sinsi bir şeye dönüştü. TED ولكن ما يحدث هو، بطبيعة الحال، فإنه قد يتحول على مدى السنوات ال80 القادمة ويتحول إلى شيء غادر.
    Ve bunlar birbirimizi daha önce olduğumuzdan çok daha büyük çok daha hızlı birşeye evrimleşebilen bir şeye bağlıyor. TED وكلها تربطنا معا إلى شيء أكبر بكثير وأسرع بكثير وقابل للتطور أكثر مما كنا عليه سابقا.
    Çünkü bir şeye farklı dalga boylarında ışıkta baktığınızda farklı şeyler görürsünüz. TED لأنّك إن نظرت إلى شيء ما عبر أطياف ضوئية مختلفة، فسترى أشياء مختلفة.
    Bir parça kaydetmeliyiz DJay. Herhangi Bir şey, kötü bile olsa. Open Subtitles نحتاج إلى شيء نتكئ عليه يا دي جي أي شيء تافه
    Bu Leo kaydetme gibi, başka Bir şey için bağlı olabilir ki. Open Subtitles أن هذا يمكن أن يوصلنا إلى شيء آخر ، مثل إنقاذ ليو
    İhtiyacımız olan başka Bir şey olursa telefonla halledebiliriz sanıyorum. Open Subtitles إن إحتجنا إلى شيء آخر فقد نحصل عليه عبر الهاتف
    Bu yaşlı kadını dinleyerek bir yere varmamız mümkün değil. Open Subtitles لن نصل إلى شيء إذا استمعنا لهذه الحقيبة العجوز
    Onu bir bagaja kapatmaktan daha kurnazca bir şeyler lazım. Open Subtitles هذا يدعو إلى شيء أكثر إتقانا من رميها في الصندوق
    Ben de çirkin, utanılcak bir şeyi alıp, ... güzel bir şeye çevirmek istedim. Open Subtitles وفكرتُ بأن أحول القـُبح و الخزيّ إلى شيء ليس كذلك.
    Bulutlardaki şekillere bakıyorsun ve onları bir şeylere benzetmeye çalışıyorsun. Open Subtitles أنت تنظر إلى أشكال الغيوم وأنت تحاول تحويلها إلى شيء
    Yoksa tost makinesine mi? Hayir, buldum. Yüz dedigin o ince hamurlu pizzayi düzeltecek bir seye. Open Subtitles وجدتها، ربما إلى شيء يعالج سطح البيتزا المحترق الذي تدعوه وجهًا
    - Çabuk başka bir konuya geç. Open Subtitles انتقل إلى شيء آخر بسرعة
    Ama bugün size göremediğiniz bir şeyden, TED إلا أنني سألفت إنتباهكم اليوم إلى شيء آخر يتعذر عليكم ملاحظته,

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more