Belki farkında değilsiniz ama şu anda oldukça nadir bir şeye bakıyorsunuz. | TED | من المحتمل أنك لا تدرك أنك الآن تنظر إلى شيء نادر نسبياً. |
bir şeye baktığında, ona bakmaktan sıkıldığın hiç olmuş muydu? | Open Subtitles | هل نظرت مرة إلى شيء وأحسست بالسقم لمجرد نظرك إليه؟ |
Göze çarpmayan Bir şey lazım, biraz tarzı olan bir şeye. | Open Subtitles | نحتاج إلى شيء لا يجذب الأنظار. لكن مع قليل من الأناقة. |
Geçen Nisan, oldukça tuhaf bir yere gittim. delirmiş lise mezunlar toplantısı diye isimlendiriyorum. | TED | في أبريل الماضي ، ذهبت إلى شيء غريب جداً .. إلى ما وصفته باجتماع طلاب ثانوية مضطرب. |
Ama eğer yolun ucunda bir şeyler yoksa, bilsem iyi olur! | Open Subtitles | ولكن، إن لم نكن نتجه إلى شيء فأريد أن أعرف ذلك |
Siktiğimin kurabiyesinden çok ilham veren, etkileyici bir şeye ihtiyaçları var. | Open Subtitles | أنها تحتاج إلى شيء أكثر ملهمة أو الفاحشة من الكعكة سخيف. |
Ve bazen azıcık bir sihir aptalca bir kararı bambaşka bir şeye dönüştürebilir. | Open Subtitles | وأحياناً القليل من السحر يمكنها إتخاذ قرار غبي وتحوّله إلى شيء مختلف تماماً |
Teşekkürler. Belki bir gün bir şeye ihtiyaç duymadığında da gelirsin. | Open Subtitles | وربما يوما ما سوف تأتين بالجوار عندما لا تحتاجين إلى شيء. |
Bu da beni Tim'e söylemem gereken başka bir şeye yönlendiriyor. | Open Subtitles | أعلم مما يقودني إلى شيء آخر أرغب في أن أخبره إياه |
Kuş gribini öyle bir şeye dönüştürmek ne kadar sürer? | Open Subtitles | سلاح بيولوجي وكم تستغرق, لتحويل انفلونزا الطيور إلى شيء كهذا؟ |
Daha güçlü bir şeye ihtiyacınız varsa, belki de o sıvı Kevlar'ı kullanabilrisiniz. Örneğin; dıştaki damarları değiştirmek için. Belki de tüm kemiği. | TED | وربما يمكن إستخدام ذاك الكيلفر السائل إن احتجتم إلى شيء أقوى لتعويض الأوردة الطيفية، أو ربما عظمة بأكملها. |
Tabii ki sonraki 80 yılda her şey değişti, oldukça sinsi bir şeye dönüştü. | TED | ولكن ما يحدث هو، بطبيعة الحال، فإنه قد يتحول على مدى السنوات ال80 القادمة ويتحول إلى شيء غادر. |
Ve bunlar birbirimizi daha önce olduğumuzdan çok daha büyük çok daha hızlı birşeye evrimleşebilen bir şeye bağlıyor. | TED | وكلها تربطنا معا إلى شيء أكبر بكثير وأسرع بكثير وقابل للتطور أكثر مما كنا عليه سابقا. |
Çünkü bir şeye farklı dalga boylarında ışıkta baktığınızda farklı şeyler görürsünüz. | TED | لأنّك إن نظرت إلى شيء ما عبر أطياف ضوئية مختلفة، فسترى أشياء مختلفة. |
Bir parça kaydetmeliyiz DJay. Herhangi Bir şey, kötü bile olsa. | Open Subtitles | نحتاج إلى شيء نتكئ عليه يا دي جي أي شيء تافه |
Bu Leo kaydetme gibi, başka Bir şey için bağlı olabilir ki. | Open Subtitles | أن هذا يمكن أن يوصلنا إلى شيء آخر ، مثل إنقاذ ليو |
İhtiyacımız olan başka Bir şey olursa telefonla halledebiliriz sanıyorum. | Open Subtitles | إن إحتجنا إلى شيء آخر فقد نحصل عليه عبر الهاتف |
Bu yaşlı kadını dinleyerek bir yere varmamız mümkün değil. | Open Subtitles | لن نصل إلى شيء إذا استمعنا لهذه الحقيبة العجوز |
Onu bir bagaja kapatmaktan daha kurnazca bir şeyler lazım. | Open Subtitles | هذا يدعو إلى شيء أكثر إتقانا من رميها في الصندوق |
Ben de çirkin, utanılcak bir şeyi alıp, ... güzel bir şeye çevirmek istedim. | Open Subtitles | وفكرتُ بأن أحول القـُبح و الخزيّ إلى شيء ليس كذلك. |
Bulutlardaki şekillere bakıyorsun ve onları bir şeylere benzetmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت تنظر إلى أشكال الغيوم وأنت تحاول تحويلها إلى شيء |
Yoksa tost makinesine mi? Hayir, buldum. Yüz dedigin o ince hamurlu pizzayi düzeltecek bir seye. | Open Subtitles | وجدتها، ربما إلى شيء يعالج سطح البيتزا المحترق الذي تدعوه وجهًا |
- Çabuk başka bir konuya geç. | Open Subtitles | انتقل إلى شيء آخر بسرعة |
Ama bugün size göremediğiniz bir şeyden, | TED | إلا أنني سألفت إنتباهكم اليوم إلى شيء آخر يتعذر عليكم ملاحظته, |