Gerçek içeriği anlamak için kutuların ötesine, iş tanımlarının, kutunun yüzeyinin ötesine gitmemiz lazım. | TED | نحن بحاجة إلى تخطي الجداول، و توصيف الوظائف، إلى ما وراء ظاهر الوعاء، لنفهم المحتوى الحقيقي. |
Artık tanrıya ulaşmak için cismani dünyanın ötesine bakmasına gerek kalmadığını fark etti. | TED | أدرك أنه لم يعد بحاجة للنظر إلى ما وراء هذا العالم المادي لكي يجد القوة الإلهية. |
Bir fotoğrafçı olarak, yaşayan diğer bütün canlılarla ortak noktalarımızın kıymetini bilmek adına genetik yapımızdaki farklılıkların ötesine ulaşmaya çalışıyorum. | TED | وكمصور، أحاول أن ألج إلى ما وراء الاختلافات في تركيبنا المورثي لتقدير كل ما نملكه من أشياء مشتركة مع كل كائن حي آخر. |
Sanırım, tolerans fikrinin ötesine geçmemizin ve diğerini takdir etmemizin zamanı geldi. | TED | أعتقد بأنه قد حان الوقت للتقدم والتحرك إلى ما وراء فكرة التسامح والتحرك نحو تقدير الآخرين. |
Küçük mavi gezegenimizin ötesine geçip milyarlarca yıldız sisteminde koloniler kurabilecek miyiz? | TED | هل بإمكاننا أن ننتقل إلى ما وراء كوكبنا الأزرق الصغير لإنشاء مستعمرات في ذلك الحشد من الكواكب؟ |
Hayatta kalmak için gezegenimizin ötesine ulaşmak zorundayız. | TED | وكي ننجو علينا أن نصل إلى ما وراء كوكبنا. |
Bu gözlemleri yaptığım sıralarda Irak sınırlarının ötesine baktım ve kaçırdığımız başka bir noktanın olduğunu gördüm; Suriye'deki savaş. | TED | حوالي وقت إدلائي بتلك الملاحظة، نظرت إلى ما وراء حدود العراق، ولاحظت أن هناك قصة أخرى نفتقدها: الحرب في سوريا. |
Bu orta çağ motifi sadece hükûmetin ötesine geçiyor. | TED | إن هذه الفكرة المنتمية للعصور الوسطى تذهب إلى ما وراء فكرة الحكومة. |
Nesnelerin ötesine bak. Onlara adamakıllı bak. | Open Subtitles | أنظرى إلى ما وراء الأشياء أنظرى من خلالها |
Tekrar bakın. Boyanın ötesine. | Open Subtitles | فقط أنظروا إليها مرة أخرى أنظروا إلى ما وراء الطلاء |
Filmin ismi bu çünkü ötesine gideceksiniz. | Open Subtitles | تعلم، هذا عنوان الفيلم لأنك ستذهب إلى ما وراء الوادي. |
Tanıdıklarımıza karşı derin ve özverili sevgi duyarız ama bu empati daha ötesine nadiren uzanır. | Open Subtitles | بوسعنا أن نهتم بشدة وبشكل غير أناني حول هؤلاء الذين نعرفهم. لكن نادراً ذلك العطف يمتد إلى ما وراء رؤيتنا. |
Bu, heliosferin çok ötesine giden duyarlı bir alet tarafından kaydedilen, plazmada kalan elektronların sesi. | Open Subtitles | هذا تسجيل لموجات من الإلكترونات الملتقطة في البلازما بآلة حساسة للغاية سافرت إلى ما وراء الغلاف الشمسي. |
İnsan bilgisi 10'a 40 faktörüne ulaştığı zaman, bütün galaksiyi kontrol edebilecek ve ötesine de göz kırpmaya başlayacaktır. | TED | حين تصل المعرفة الإنسانية إلى المعامل المشترك الأكبر 10 إلى 40، ستخضع لها المجرة بكاملها إلى حدٍ بعيد، وتعدو إلى ما وراء المجرة. |
Bu sadece bir hikaye. Amacım hikayenin ötesine geçebilmek, ve başka bir yere varabilmek. | TED | لكنها مجرّد قصة . وأنا أريد أن أذهب إلى ما وراء القصة، وأن أذهب إلى شيء أبعد . |
Lloyd George İngiliz İmparatorluğunu güvence altına almak için Avrupanın ötesine bakıyordu. | Open Subtitles | لويد جورج" نظر إلى ما وراء أوروبا" لحماية الإمبراطورية البريطانية |
Tepelerin ve nehirlerin ötesine. | Open Subtitles | إلى ما وراء التلال وعلى الأنهار |
oldu. Şimdi, gördüğünüz üzere bir kez daha bu kişi günlük tecrübelerden yola çıkarak somut dünyanın ötesine geçmeyi reddetti ve bu kişi için ayıların ne renk olduğu avlanmak açısından önemliydi. | TED | الآن سترون مرة أخرى، هذا الشخص أبى أن يذهب إلى ما وراء العالم الملموس وقام بتحليله من خلال التجارب اليومية، ومن المهم لذلك الشخص ما هو لون الدببة- لأنهم يصطادون الدببة. |
Algoritmaların ötesine geçin. | TED | الذهاب إلى ما وراء الخوارزميات! |
Ölümün karanlık gölgesinin ötesine uzanır. | Open Subtitles | يصل إلى ما وراء ظلال الموت |