"إلى مكانٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• bir yere
• Bir yerlere
• bir yer
• yere gidelim
• yere götürebilir

Sonra başka bir yere gidip onun adını bir daha anmayacağız.
ونُنهي هذا الأمر، ثم ننتقل إلى مكانٍ آخر ونصرف النظر عنها

Peki, para ya dostlarının hoşuna gitmeyecek bir yere gidiyorsa, n'olcak?
وماذا لو أن المال يذهب إلى مكانٍ ما أصدقائكِ لا يحبونه؟

Birazdan başka bir yere gideceğim. Senin işin bitti mi?
أنا ذاهبة إلى مكانٍ ما لاحقاً هل أنهيت عملك ؟

Bilemiyorum, belki de kızlar okul çıkışı Bir yerlere gitmiştir.
لا أعلم, ربما ذهبت الفتاتان إلى مكانٍ ما بعد المدرسة

Evet, kendi kasetime parça ayarlamak için bir yer gerekti.
اجل ، إحتجت إلى مكانٍ اتمدد فيه مع فرقتي قليلاً

Soğuyabilmesi için, ısısının daha serin bir yere akması gerekir.
حتى تستطيع أن تبرد، لابد أن تسري حرارتها إلى مكانٍ ما أبرد.

Kuşlar, emniyetli kanatlarına zemin hazırlayamayan kaskattan başka bir yere kaçarlar.
تهرب الطيور إلى مكانٍ آمن جميعهم ما عدا طائر الشبنم، الذي لا يستطيع الابتعاد عن الأرض بأجنحته الصغيرة.

Beş yaşında, daha iyi eğitim almak için uzak bir yere otobüsle bir saat yol gitmek zorunda kaldım.
في عمر الخمس سنوات، كان عليّ القيام برحلة تستغرق الساعة بالباص إلى مكانٍ بعيد للحصول على تعليم أفضل.

Anladımki eğitimim beni başka bir yere gitmem için için hazırlıyor o eğitimin ait olduğu başka bir çevreye bir şeyler vermem için.
أقصدُ، عرفتُ للتو بأن تعليمي يهيئني للذهاب إلى مكانٍ آخر وممارسة المهنة والعطاء في بيئة أخرى تستحق.

Sen buradasın. Seni başka bir yere götürsek iyi olacak.
إننا هنا، ويجدر بنا التحرّك إلى مكانٍ آخر

Çünkü işler değiştiğinde başka bir yere gitmem gerektiğini bilirim.
لأنّني أعلم أنه عندما تتغيّر الأمور. عندها يجب عليّ الذهاب إلى مكانٍ ما

Seni daha sıcak bir yere götüreceğiz. Burası korkunç!
نعم، سوفَ نأخُذُكِ إلى مكانٍ أدفأ، هذا المكانُ مُريعّ

Ya oradayken canımız başka bir yere gitmek isterse?
وماذا لو أردنا الذهاب إلى مكانٍ ما هناك..

bir yere mi gidiyoruz yarbay?
هل أن ذاهبٌ إلى مكانٍ ما أيها الكولونيل؟

Tamam Adebisi, seni konuşabileceğin bir yere götüreceğiz.
حسناً، سنأخذُكَ إلى مكانٍ ما حيثُ سيتحدثونَ معَك و يكتبونَ كُلَ شيء عودوا إلى زنزاناتكُم، هيا

Muhteşem kasaba daha az şüphe çekecek bir yere taşınabilir mi?
نحن حسناً هل تستطيع أن تحرك هدوءكم إلى مكانٍ ما أقل وضوح؟

Herhangi bir yere gidip sizin için savaşmamı istiyorsunuz.
تُريدنى أن أذهب إلى مكانٍ ما وأحارب من أجلك

Dördümüz bu şekilde Bir yerlere gitmeyeli uzun zaman olmuş değil mi Riki?
لقد مضت فترة منذ أن ذهبنا إلى مكانٍ ما كعائلة

O sürtüğü Bir yerlere götürüp zevkine becermeyi planlıyordum.
حيث فكرت أن أذهب بها إلى مكانٍ أنكح به تلك العاهرة من أجل المتعة

Evet, gitmem gereken bir yer var.
أجل، إلى مكانٍ ما ينبَغي عليَّ أن أتواجد فيه

Konuşabileceğimiz sessiz bir yere gidelim.
لماذا لانذهب إلى مكانٍ هادي لكي نتحدث؟

Seni bir yere götürebilir miyim?
هل يمكنن أن آخذك إلى مكانٍ ما ؟