Vali bir gün onu görmeye geliyor aslında onu ofisine davet ediyor. | TED | في يوم ما أتاه المحافظ، أو دعاه للحضور إلى مكتبه. |
Dün akşam yayıncımız beni ofisine çağırdı ve bana bir soru sordu. | Open Subtitles | الليلة الماضية دعاني الناشر الخاص بنا إلى مكتبه وسألني سؤال واحد. |
hayır ofisine.Onunla çok özel bir konuşma yapacağım. | Open Subtitles | لا، بل إلى مكتبه. بيني وبينه حديث خاص جداً |
Sana bir şey bırakmış mı diye neden çalışma odasına bir bakmıyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تذهبين إلى مكتبه لتتأكدي إن كان قد ترك شيء لك؟ |
Birkaç ay sonra ofisinde bir stajyerlik açılacağını söyledi. | Open Subtitles | وبعد بضعة أشهر ، قال أنه أدخلني إلى مكتبه المفتوح |
Onun ofisine geri gitmiş olabilir. 7 4. bölgede bir yerlerde olabilir. | Open Subtitles | قد يكون عاد إلى مكتبه. أو يطوف في منطقة 74. هل تريد مني تحيد مكانه؟ |
Polis raporuna göre, restorandan çıktıktan hemen sonra... ..ofisine geri dönmekte olan Manzetti'nin karşısına,... ..silahlı şahıs tam burada çıktı, ... ve yedi el ateş etti. | Open Subtitles | طبقا لتقرير الشرطة انه ترك المطعم وكان يمشي عائدا إلى مكتبه عندما خرج عليه رجل مسلح |
Kütüphaneden sonra... bitirmek için Rich'in ofisine gittim. | Open Subtitles | .. بعد المكتبة ذهبت إلى مكتبه لأنهي علاقتنا |
ofisine gitmek için beş dakika bir diğer beş dakika da veriyi çekmek için. | Open Subtitles | خمس دقائق للصعود إلى مكتبه وخمس دقائق لتحميل البيانات اي أنها عملية تستغرق 15 دقيقة |
Peter'ın bunu söylediğinden eminim ama bunu sana tekrar söylememi istedi bunu doğruca onun ofisine götürüp kasaya koy. | Open Subtitles | لكنه طلب منى أن أؤكد عليك أن تذهبى بها مباشرة إلى مكتبه وتضعيها فى الخزانة بالطبع |
ofisine gizlice girdim ve eşyalarının arasında buldum. | Open Subtitles | ،تسللت إلى مكتبه ومعنت النظر في بعض أغراضه |
Bir ara ofisine gidip bu ilişkiyi bitirmeye karar verdim. | Open Subtitles | لقد قررتُ أن أذهب إلى مكتبه في وقت لاحق سوف أضع حدّاً لهذا |
Kocanız öldürüldüğü gece, sakladığı son birkaç kanıtı almak için ofisine gitmiş. | Open Subtitles | ليلة مقتل زوجكِ، عاد إلى مكتبه لأخذ القطع القليلة من الأدلة التي قد جمعها، |
Saat 10'da ofisine döner. | Open Subtitles | و من ثم يعود إلى مكتبه في تمام السّاعة الـ 10: 00 صباحاً |
Yarın sabah ofisine gidip ona anlatacağım. | Open Subtitles | كلاّ، غداً صباحاً سأدخل إلى مكتبه وأخبره. |
Senin onun ofisine erişim yetkin var. | Open Subtitles | أنت لديك كامل الصلاحيات بالدخول إلى مكتبه |
Ben de haplardan almak için ofisine döndüm. Böylece onları karım için kullanabilecektim. | Open Subtitles | لذلك عدت إلى مكتبه ، لآخذ العقار لكي أستخدمه مع زوجتيّ |
Mısır'daki ilk kazımın öncesinde, hocam ünlü Mısır Bilimcisi Profesör William Kelley Simpson, beni odasına çağırdı. | TED | لذا مباشرة قبل الحفر الأول في مصر، معلمي، عالم المصريات الشهير جدًا البروفسور وليام كيلي سمبسون، دعاني إلى مكتبه. |
Beni odasına çağırdı ve hangi konuda uzmanlaşmak istediğimi sordu. | TED | دعاني مرة إلى مكتبه وقال لي ، ماذا تريدين أن تفعلي عندما تكبرين ؟ |
Başbakanın seni odasına çağırdığını söyledi. | Open Subtitles | وقال أن رئيس الوزراء قد استدعاكَ إلى مكتبه. |
ofisinde geri geldiğimde orası çoktan suç mahalli olmuştu. | Open Subtitles | بوقت عودتي إلى مكتبه كان مسرح جريمةٍ بالفعل |