| Kendine baksana o kavanoz kafanın sana yaptığı onca şeyden sonra hâlâ onun hakkında tek kelime bile edemiyorsun. | Open Subtitles | أعني أنظري إليكي , بعد كل ما فعله هذا الأحمق لكي مازلتي لا تستطيعي أن تقولي عنه كلمة سيئة |
| Biliyorsun, o herif ortaya çıkmadan önce sana doğru geliyordum. | Open Subtitles | تعلمين، لقد كُنتُ فى طريقي إليكي عندما تدخّل ذاك الرجُل. |
| Bu normal. sana ne olduğunu bilmiyorsun. | Open Subtitles | هذا طبيعي أنتي لا تَعْرفُي ماذا يجري إليكي. |
| Bu yeterli, bu yüzden Seninle konuşmayı sürdürmesine gerek kalmaz, çünkü bunu istemezler. | Open Subtitles | وذلك كافي حتى لا يستمرون بالتحدث إليكي لأنهم لايريدون ذلك |
| - Emma, Seninle özel olarak konuşabilir miyim? - Hayır, konuşamazsın. | Open Subtitles | إيما هل أستطيع التحدث إليكي على انفراد ؟ |
| Anne beni duymaya çalış. seni göremiyorum. | Open Subtitles | انا أحاول الوصول إليكي لا أستطيع أن أراك |
| Olumlu düşün. Satışlardan sonra sana göndereceğim tablolar değil para olacak. | Open Subtitles | بالطبع,فكري بطريقة ايجابية إنه المال الذي سنرسلة إليكي من البيع |
| Kaçar kaçmaz sana gelmesini nasıl açıklıyorsun? | Open Subtitles | كيف تشرحين ذلك , لقد جاء إليكي مباشرة بعد هروبه ؟ |
| Bu kentte insanlar sana imreniyor. Biliyor musun As? | Open Subtitles | الناس ينظرون إليكي باعجاب في هذه المدينه |
| Buz adamın sana birahane bifteğiymişsin gibi bakmasına sevindin. | Open Subtitles | أنتي مسرورة لأن رجل الثلج نظر إليكي وكأنكي شريحة من لحم البقر |
| Kan şekerim düştü. Elmamı yiyip hemen sana dönüyorum. | Open Subtitles | .مستوى سكر دمي منخفض سآكل تفاحة وأعود إليكي |
| O yakışıklı Darcy, bana da sana baktığı gibi baksa onu asla kaçırmazdım. | Open Subtitles | أرى ما فيه الكفاية لأعرف إذا كان دارسي الوسيم هذا ينظر إلي ومن طريقة نظرته إليكي الآن لم أكن لأتجاهله |
| O sana bakana kadar sanki orada yokmuşsun gibi gelir önce. | Open Subtitles | أعرف ما هو عدم الشعورك بعدم وجودك في الغرفه حتى ينظر إليكي |
| Brielle, sana yalvarıyorum, sakın oraya gitmeyin, tamam mı? | Open Subtitles | بيريل , أنا أتوسل إليكي لا تذهبي إلى هناك , موافقة ؟ |
| Bu iş sana kalsaydı çocuklarımız teşekkür notu yazmazdılar bile. | Open Subtitles | أعني، إذا كان الأمر يرجع إليكي أبنائنا لن يكتبوا حتى ملاحظات الشكر |
| Tam ne güzel sohbet ediyorduk. sana içimi döküyordum. | Open Subtitles | أعني إننا كنا نتحدث محادثة لطيفة و أفضي إليكي |
| Pardon, Seninle biraz konuşabilir miyim? | Open Subtitles | اذا سمحتي لي , هل أستطيع التحدث إليكي دقيقة |
| Beulah, otlarla ilgili konuşacaktım ben de Seninle. | Open Subtitles | بيولاه لقد أردت أن أتحدث إليكي عما حصل ذاك اليوم |
| Geri verirdim ama Seninle konuşmaktan ödüm kopuyordu. | Open Subtitles | لكنت سوف أرجعه لكي .. ولكن كنت خائفاً جداً من التحدث إليكي |
| Erkekler seni yarı çıplak bir şekilde görebiliyor. | Open Subtitles | كل هؤلاء الرجال العاديون يستطيعون فقط النظر إليكي وأنت شبه عارية. |
| Değil anlaşılan. Şu anda sana bakıyorum. seni görebiliyorum. | Open Subtitles | من الظاهر أنه بالعكس أنا أنظر إليكي أنا بإمكاني رؤيتك |
| Buraya geldiğinde seni tanıyamadım bile. | Open Subtitles | أنا حتى لم أتعرف إليكي عندما إتيتِ إلينا |