"إليك الأمر" - Translation from Arabic to Turkish

    • olay şu
        
    • şöyle
        
    • Burada- -
        
    • mesele şu
        
    • Durum şu
        
    • şey var
        
    • Sorun şu
        
    • şu var
        
    • Konu şu
        
    • şunu dinle
        
    Tamam, olay şu, elindeki levha da yiyecek için çalıştığın yazıyor. Open Subtitles حسناً، إليك الأمر لوحتك تقول "أنك سوف تعمل من أجل الطعام"
    Dinle şimdi, olay şu. Beni tanıyan adam işi senin. Open Subtitles الآن، إليك الأمر هذا سيكون الرجل الذي يعرفني
    olay şu ki ölüyorsun ve şu an tek umudun biziz. Open Subtitles إليك الأمر. أنتَ تحتضر و حاليّاً نحن أملك الأفضل.
    şöyle bir şey var evimden aldığın kurabiyeler esrarla doluydu. Open Subtitles إليك الأمر الكعك الذي أخذتيه من منزلي كان مليئًا بالخمر
    Mesele şu: Bir ev satın alıyorum. Open Subtitles إليك الأمر , سوف أشتري منزل جديد
    Pekala, Durum şu, Bob. Open Subtitles حسناً، إليك الأمر يا بوب انطر، لستم كلكم ممارسين للمحاماة لذا هل تعلم بما يوحي إلي هذا؟
    Sorun şu. Ben öyle konuşmuyorum. Open Subtitles إليك الأمر لا أبدو كهذا الشكل أبدًا
    Ama olay şu ki bence o kızların ölmesini istemedin. Open Subtitles و كل الفتيات أيضا لكن إليك الأمر لا أظن أنك أردت للفتيات أن يمتن
    Öyleyse, olay şu... UFC'de son dakikada gelecek hafta Las Vegas'ta Ken Dietrich ile karşılaşacak rakip eksildi. Open Subtitles إليك الأمر , "يو إف سي" لديها مقاتل انسحب بآخر لحظة
    olay şu ki, Bay Duffy, karşı karşıya olduğumuz her ne kadar öyle görünmese de inanılmaz bir fırsat. Open Subtitles إليك الأمر سيد " دافي " نواجه أمامنا نقيض المشاكل هذه , فرصة مذهلة
    Bak, olay şu ki senin eski sevgililerini biliyorum ve açıkçası bu durum bazen berbat bir hâl alıyor. Open Subtitles حسنا، إليك الأمر... . أنا أعرف عن علاقاتكِ السابقة، وبصراحة، أحيانا هذا سيء.
    Messer'ı hangi nedenden öldürmüş olsan da, olay şu. Buradan gitmeniz gerekiyor. Open Subtitles إليك الأمر , عليك أن تترك المكان
    olay şu o cübbeyi ve diğerlerini dün akşam burada unutmuş. Open Subtitles إليك الأمر. العباءة، وكل شيء... هو في الواقع تركها هنا الليلة الماضية.
    Nereye... Ronald olay şu, Open Subtitles اسمع يا (رونالد) إليك الأمر وما فيه لقد جعلت ابنتي تحمل
    Tamam, şimdi şöyle yapacağım. Barış imzalayalım. Open Subtitles إليك الأمر أنا أقسو عليك لكن أحن عليك أيضاً
    mesele şu savaş Henan'da tekrar patlak verecek. Open Subtitles إليك الأمر. الحرب ستندلع ثانية في "هنان".
    Durum şu ki, Mr. Simpkin acil bir ağız cerrahisi sebebiyle yarın okula gelemeyeceğim... ki yaptırmaya henüz karar verdim. Open Subtitles حسناً إليك الأمر سيد سيبكين لن أحضر غداً للمدرسة نتيجة بعض جراحة فم طارئة
    Belki buna inanmak için sağlam sebeplerin de vardır ama şöyle bir şey var. Open Subtitles وربما لديك سبب وجيه لتعتقد ذلك ولكن إليك الأمر
    Biliyorum fakat Sorun şu. Open Subtitles أعلم، ولكن إليك الأمر
    Ama Prairie, şu var. Open Subtitles ولكن يا "بريري"، إليك الأمر.
    Konu şu ki; artık seninle evli kalmak istemiyorum. Open Subtitles إليك الأمر ليز، أنا لا أريد أن أكون متزوجا أكثر من هذا
    Şimdi şunu dinle, geçmiş geçmişte kaldı. Open Subtitles لذا إليك الأمر.. سيبق ما في الماضي ماض.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more