"إمتياز" - Translation from Arabic to Turkish

    • ayrıcalık
        
    • A
        
    • ayrıcalıktır
        
    • ayrıcalığı
        
    • İmtiyaz
        
    • Imtiaz
        
    • imtiyazı
        
    • gizliliği
        
    • ayrıcalığın
        
    • özel
        
    • pekiyi
        
    • ayrıcalığına
        
    Onu gördüğüm için çok şanslıyım, böyle büyülü bir ana tanık olmak ayrıcalık. Open Subtitles كنتُ محظوظة جداً لرؤيتهم، فأنا صاحبة إمتياز كبير لأشهد مثل تلك اللحظة السحريّة
    Bu gerçekten beklemiş olmaya değer bir ayrıcalık kuzen. Open Subtitles هذا حقا إمتياز يستحق أن ينتظر الإنسان لأجله يا بنت العم
    Ama A almak istiyorsan bunu kazanman lazım, kazanman lazım. Open Subtitles لكن لو كنتِ تريدين تقدير إمتياز يجب أن تكتسبيه تكتسبيه
    Galiba duyuyorum. Sosyal Bilgilerden A aldım. Open Subtitles أعتقد ذلك.أعني ,أنني حصلت علي إمتياز علي ذلك الواجب المدرسي.
    Kendimi reddetmem bir ayrıcalıktır çünkü Tanrı benim için farklı bir yol seçti. Open Subtitles إنه إمتياز يجب أن أحرمه على نفسى لأن الله إختار طريق أخر لى
    Size takdim edilmek, benim için çok büyük bir onur ve ayrıcalıktır. Open Subtitles ..يا له من إمتياز عظيم وشرف لي بأن أتقدم إليك
    Cinayet işleme ayrıcalığı zeki olan ve sanattan anlayan az sayıdaki seçkin bireylere ait olmalı. Open Subtitles في حد ذاته، إمتياز إرتِكابه يجب أن يُحفظ. للأفراد القلة المتفوقين. و الضحايا
    Neşelen çocuğum çünkü Cehennem'de nadir görülen bir imtiyaz elde etmek üzeresin. Open Subtitles إبتهجي يا طفلتي لأنك على وشك أن 'تجازي و هذا إمتياز نادر في الجحيم
    Sizin gibi bir suç dehası ile çalışmanın bizim için bir ayrıcalık olduğunu bilmenizi istiyoruz. Open Subtitles أردنَاك أَنْ تَعْرفَ اي إمتياز هو كَانَ لنا. للعَمَل مَع عبقري إجرامي مثلك
    Eskiden ailenin bir hak olduğunu düşünürdüm. Ama değil, bir ayrıcalık ve kazanılması gerekiyor. Open Subtitles دائماً ما أعتقدت أن العائلة هي حق ولكن هي ليست كذلك بل هي إمتياز ويجب أن تستحقه
    Gerek yok. Önceki görev sebebiyle ayrıcalık belirlenmiş bir şey. Open Subtitles لا حاجة لهذا، إمتياز القاضي الأسبق قد تكفل بالأمر
    Ben derslerden hep A alıyorum. - Babam da bir başka kitabını bitirmiş durumda. Open Subtitles أنتِ تُمثلين مُجدداً، وأنا أحصد علامات إمتياز
    İkincisi, sınavlarda hiç iyi yapamadığını söylüyorsun ama notlar açıklandığında A alıyorsun. Open Subtitles وثانياً: أنت دائماً ماتقول أنك لم تبلي جيداً في الإختبار ثم تعاود وتحصل على درجة إمتياز
    Size kişisel olarak garanti veririm özel ders alırsa kesinlikle A alacak... yada paranız sizde kalır. Open Subtitles كمدرسة خاصة أضمن لكِ أنها سوف تحصل على إمتياز أو تستعيدا أموالكما
    Ama yaşlanmak, benim birliğimde bir ayrıcalıktır. Masumlar ölmesin diye canımızı veririz. Olay bu kadar basit. Open Subtitles لكن التقدم بالسن بفيلقي هو إمتياز بحد ذاته، إننا نموت حتى لا يموت الأبرياء، الأمر بسيط.
    TV'de olmak hak değil, ayrıcalıktır. Open Subtitles كونك على شاشة التلفزيون هو إمتياز وليس حقاً
    O gün var olmayan sevgi ve özeni ona göstermek için,.... ...bu kurbana hizmet edebilmek bir ayrıcalıktır. Open Subtitles إمتياز لي الخدمة لهذه الضحية أن الحب والرعاية كان غائب ذلك اليوم
    Sarayımızda oturmanın ayrıcalığı... çok az kişiyle sınırlıdır. Open Subtitles دخول الساحة الملكية إمتياز لقليل من الناس
    İmtiyaz söz konusu olamaz. Open Subtitles ليس هناك إمتياز هنا
    Imtiaz bir takma isim, benim dinim değil. Open Subtitles (إمتياز) ، إسم مستعار لستُ بمسلم
    Malzeme alabilme imtiyazı elde etmek bile bir yılımı aldı. Open Subtitles استغرقتً عامًا كاملًا لأحصل على إمتياز ورشة الميكانيكا
    - Senin öldürdüğünü biliyorum. - Avukat-Müvekkil gizliliği içindedir. Open Subtitles أعرف أنك قتلتيه - هو إمتياز المحامي مع موكله -
    Diğer kurumlar iş veriyorlar, fakat burada para kazanma ayrıcalığın var. Open Subtitles يُمْكِنُ أَنْ تَعْمل،. لكن هنا يوجد إمتياز بأنّك تَكْسب.
    Derslerde, genellikle pekiyi alan insanlar, birden orta alırlar. Open Subtitles عندما أكون في الصف البعض يحصل على إمتياز والبعض متوسط
    Derler ki; bir katır size tekme atma ayrıcalığına sahip olmak için istekli ve sabırlı bir şekilde yıllar boyu çalışır. Open Subtitles يقولون أن بغل مع عمل 10 سنوات برغبة وصبر مقابل إمتياز ركلك مرةً واحدة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more